Türkiye'nin, Somali ile yaklaşık son 10 yıldır geliştirdiği ekonomi odaklı ilişkiler ve insani yardımlarla birlikte üretilen sürdürülebilir kalkınma projeleri, önümüzdeki günlerde açılması beklenen askeri eğitim kampı ile stratejik bir nitelik de kazanacak.
Hükümetin, bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun genişleyen topraklarında doğrudan temas kurulan bu Afrika Boynuzu ülkesine gösterdiği önem, onlarca yıldır açlık ve çatışmalara sahne olan Somali'de gözle görülür birtakım değişimleri de beraberinde getirmiş durumda.
Türk Havayolları'nın Afrika merkezli olmayan tek havayolu şirketi olarak Mogadişu'ya uçuşlarının yanı sıra başkentte inşa edilen yeni havalimanı terminali, hastane ve bir takım diğer kamu projeleri, Türkiye'nin bu ülkeye gösterdiği ilginin somut örneklerinden.
Cumhurbaşkanı olarak iki sefer, Başbakan sıfatıyla da bir kere Somali'ye resmi ziyaretler gerçekleştiren Recep Tayyip Erdoğan aynı zamanda G20 liderleri arasında bu ülkeye bu düzeyde ziyaretler gerçekleştiren tek lider durumunda.
Askeri eğitim kampı
Bir süre önce Somali'de inşa edilen askeri tesisin Türkiye toprakları dışında şu ana kadar kurulan en büyük askeri üs olduğuna yönelik çıkan haberler ve Katar krizinde Türkiye'nin bu ülkeye verdiği desteği Somali'de bir başka askeri üs ile derinleştirmesi, Türkiye'nin bölgedeki hedefleri ile ilgili birçok spekülasyonun ortaya atılmasına neden oldu.
Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Taha Özhan'a göre Somali'de inşa edilen eğitim kampı ile askeri üs farklı nitelikte iki unsur.
DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada eğitim kampının Somali'nin güvenlik sektörünün inşasına ve yardım faaliyetlerine yönelik olduğunu vurgulayan Özhan, bu askeri işbirliğinin son yıllarda sürmekte olan diğer ortaklıkların bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre bittiğinde yaklaşık 50 milyon dolara mal olacak ve 400 hektarlık bir alanı kaplayacak kampa 22 Ağustos itibarıyla bir Türk birliği sevk edildi.
Savunma analisti Can Kasapoğlu, Mogadişu'da kurulan eğitim kampının potansiyel olarak daha fazlasını sunabildiğini düşünüyor.
İstanbul merkezli düşünce kuruluşu Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) araştırmacılarından Kasapoğlu bu potansiyeli Adana'daki İncirlik Üssü ile benzerlik kurarak açıklıyor.
DW Türkçe'ye konuşan Kasapoğlu'na göre İncirlik, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği genişlemesine karşı bir ileri operasyon üssü olarak konumlandırılmışken, bugün IŞİD'e karşı koalisyonun bir parçası haline gelmiş durumda.
Savunma analisti benzer bir noktadan yola çıkarak Türkiye'nin Mogadişu'daki kampını, "Ankara'nın temel amacı Somali güvenlik güçlerinin terörle mücadele görevlerinde muharip kapasitelerini desteklemek olsa da ileride askeri istihbarat faaliyetinden özel kuvvetler çalışmalarına kadar stratejik açılım imkânları sağlaması mümkün" şeklinde değerlendirdi.
Türkiye'nin Afrika açılımı
Yaklaşık 10 yıldır özellikle Sahraaltı Afrika ülkeleri ile olan ilişkilerini geliştirmeye gayret eden Türkiye'nin bu kıtaya açılımı birçok kademede gerçekleşiyor.
Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre Mayıs 2009'dan bu yana kıtada 27 yeni büyükelçilik açarak temsilcilik sayısını toplam 37'ye çıkaran Türkiye, bunun karşılığında aynı süre zarfında 23 Afrika ülkesinin büyükelçiliklerine ev sahipliği yapmaya başladı.
Aynı şekilde Sahraaltı Afrika ülkeleriyle 2003 yılında 1 milyar 170 milyon dolar olan ticaret hacmi, 2016 yılında 5 milyar 800 milyon dolara ulaştı.
Ancak bazı analistlere göre Somali'nin durumu bu denklemde farklı bir rol oynuyor. Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi'nden (ANKASAM) Ibrahim Nassir'e göre yıllardır çökmüş bir devletten muzdarip olan Somalililer için Türkiye'nin çabaları genel olarak büyük bir takdirle karşılanıyor.
Türkiye-Afrika ilişkileri konusunda uzmanlaşan Nassir, bu bağlamda DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin açacağı eğitim kampının hem Somali'nin hem de ordusunun yeniden yapılanmasında büyük bir rol oynacağını düşünüyor.
Kasapoğlu ise Türkiye'nin kıtada artan varlığını "doğal açılım istikameti” olarak yorumluyor. EDAM araştırmacısı bu doğrultuda bir yönelimi, "Türkiye'nin Anadolu Yarımadası'na 'hapsolması', doğal jeopolitik kontekst ile bağdaşmıyor. Dolayısıyla yakın çevresindeki Ortadoğu ve Akdeniz'den Afrika Boynuzu'na kadar uzanan açılıma sahip” şeklinde değerlendirdi.
Eş Şebab riski
Ancak birçok kişi tarafından iyi niyetli olarak değerlendirilen tüm çabalara rağmen, Somali'de merkezî yönetim ve Eş Şebab örgütü arasında fiilen devam eden savaş, askeri eğitim kampıyla birlikte Türkiye'yi doğrudan hedef tahtasına oturtabilir.
AKP milletvekili Özhan, Eş Şebab tehlikesinin yeni bir mesele olmadığını, Türkiye'nin örgütle ilk kez karşı karşıya gelmediğini kaydetti ve esas konunun bu ve benzeri örgütlerle yürütülen siyasi süreçlerin başarısızlığa uğraması olduğunu savundu.
Özhan "Dikkatlice bakarsanız (yakın geçmişte) Eş Şebab'la görüşmeler, örgütün terörizmden uzaklaştırılması, silah bırakması gibi birçok başlık vardı. Bunlar çok ciddi bir noktaya ulaşmıştı. Ama maalesef birçok farklı ülkenin bu meseleyi adeta provoke etmeleriyle tekrar aynı yere döndük” değerlendirmesinde bulundu.
Etkin olduğu topraklarda Somali'deki merkezî yönetimin tesis edemediği hizmetlerin bir kısmını ve görece güvenliği sağlayan Eş Şebab, ülkedeki faaliyetlerinden dolayı Türkiye'yi daha önceden hedef almıştı.
Ancak açılacak eğitim kampının askeri unsurları ilk kez Somali'ye getirecek olması Kasapoğlu için Türkiye'nin endişe etmesi gereken bir durum değil. Yarar, maliyet ve risk dengesi değerlendirildiğinde Eş Şebab'ın Ankara'nın üs stratejisini gözden geçirmesi gereken bir tehdit olmadığını düşünüyor araştırmacı.
Yaklaşık 10 yıldır Eş Şebab'la savaşan Somali'deki federal hükümetin, Türk askerinin eğitim faaliyetleriyle daha etkin bir mücadele kapasitesi kazanacağını düşünen Nassir ise sonuçların hemen alınamayacağı görüşünde.
Nassir, "Yeni Cumhurbaşkanı (Muhammed Abdullah Muhammed) Eş Şebab'ı yenilgiye uğratmaya kararlı. Ancak sorulması gereken soru savaşın kazanılıp kazanılmayacağı değil, bunun ne zaman gerçekleşeceğiyle ilgili” şeklinde konuştu.
Sudan asıllı araştırmacı sözlerini "Muhammed, Somali ordusunu yeniden kuracak ancak Eş Şebab'ın yenilgiye uğratılması iki ila beş sene alacaktır” diyerek sonlandırdı.
Çağrı Özdemir
© Deutsche Welle Türkçe