Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) salı günkü oturumunda Türkiye'yi yeniden siyasi ve hukuki denetim mekanizmasına dahil etme kararı aldı. Meclisin denetim grubu, karara gerekçe olarak Türkiye'deki 16 Nisan referandumunu ve ülkede devam eden olağanüstü hal durumunu gösterdi.
Türkiye ile ilgili oylama öncesinde hazırlanan "Türkiye'de Demokratik Kurumların İşleyişi" başlıklı rapor ve karar tasarısında 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL altında alınan önlemler nedeniyle demokratik kurumların işleyişinin "ciddi anlamda" bozulduğu savunuluyor.
Türkiye raportörü Marianne Mikko cumhurbaşkanının yetkilerini genişleten anayasa değişikliğinin "temel ve ortak demokrasi anlayışıyla örtüşmediğini" belirtti. Mikko denetim sürecinin bir "cezalandırma" amacı gütmediğini, Türkiye ile diyaloğu güçlendirmeyi hedeflediğini belirtti.
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'ın sözcüsü Daniel Holtgen, Twitter'dan yaptığı açıklamada Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne üyeliğinin devam edeceğini, ancak idam cezasına yer olmadığını söyledi.
Türk Dışişleri'nden açıklama
AKPM kararına Türkiye'den tepki gecikmedi. Dışişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada kararı kınarken, "kararın izlenmesi gereken yerleşik usullerin dışında siyasi saiklerle" alındığını ifade etti.
Bakanlık aynı zamanda Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden birisi olan Türkiye'nin, yurt içi ve yurt dışında karşı karşıya bulunduğu tehditlere dikkat çekti. Açıklamada "denetim kararı Türkiye’nin, terörist darbe girişimi sonrasında Avrupa Konseyi ile kesintisiz yürüttüğü yapıcı ve samimi diyalog ve işbirliğini de göz ardı etmiştir" ifadesi kullanıldı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli Twitter'dan yaptığı açıklamada AKPM'nin denetim kararını "siyasi operasyon" olarak niteleyerek "hukuk ve insan hakları kavramlarının AB yüzünden can çekiştiğini" savundu.
Basın mensuplarına durumu değerlendiren AB Bakanı Ömer Çelik AKPM'nin "Adil olmayan haksız, yanlış bir karar" aldığını söyledi ve "alınan karar ile Türkiye gerçekliğinin bir ilgisi yok" şeklinde konuştu.
Kararın önemi
Salı günkü AKPM oturumunda karar 45'e karşı 113 oyla alındı. Avrupa Birliği şemsiyesinin dışında olan Avrupa Konseyi, 1949 yılında kuruluşundan bu yana üye ülkelerdeki demokratik değerler ve insan haklarının korunması için faaliyet gösteriyor.
Her ne kadar AB mekanizmalarının dışında çalışmalarına devam etse de, kurumun raporları, Türkiye gibi AB ile üyelik müzakereleri yürüten ülkeler için önem taşıyor.
Türkiye'nin AB ile üyelik müzakereleri çerçevesinde 2000'li yılların başında yerine getirdiği Kopenhag siyasi kriterleri doğrultusunda 2004 yılında denetim mekanizması sonlandırılmıştı.
Bu karar aynı zamanda ilk kez bir Avrupa Konseyi üyesinin tekrar denetim sürecine alınması anlamına geliyor.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri kararın ertesinde AB ile müzakerelerin askıya alınmasının çok daha yakın olduğunu belirtti.
Bu kararla birlikte Türkiye, içinde Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Moldova, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna'nın bulunduğu demokrasi ligine gerilemiş oldu.
© Deutsche Welle Türkçe
DW/rtr/AP/ÇÖ/BK/GA