Deprem kuşağında olan ve geçmişte depremin yıkıcı etkilerinin acısını derinden yaşayan Türkiye'de 10 konuttan sadece 4'ünde zorunlu deprem sigortası bulunuyor. Türkiye genelinde her yıl 1-7 Mart'taki Deprem Haftası etkinliklerinde, bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verilirken, zorunlu deprem sigortası bulunan konut sayısının yeterli düzeyde olmadığı belirtiliyor.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye'deki konutlarda zorunlu deprem sigortalılık oranı yüzde 44 seviyesinde bulunuyor.
Habertürk'te yer alan habere göre, sigortalı konutların bölgelere göre dağılımına bakıldığında en yüksek sigortalılık oranının yüzde 54 ile Marmara Bölgesi'nde olduğu görülüyor. Bunu yüzde 43 ile İç Anadolu Bölgesi, yüzde 41 ile Ege Bölgesi, yüzde 37 ile Akdeniz Bölgesi, yüzde 36 ile Karadeniz Bölgesi, yüzde 33 ile de Doğu Anadolu Bölgesi izliyor. En düşük sigortalılık oranı ise yüzde 31 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde.
Marmara Bölgesi’nde sigortalı konut oranı yüzde 54'ü bulan İstanbul, sigortalı konut sayısında da ilk sırada yer alıyor. Bölgede sigortalı konut sayısında İstanbul’u, Bursa, Kocaeli ve Tekirdağ takip ediyor. Doğu Anadolu Bölgesi’nde, sigortalı konut sayısında Malatya, Elazığ, Erzurum ve Van ilk dört sırayı paylaşıyor. Sigortalılık oranı Düzce'de yüzde 80, Bolu'da yüzde 74, Yalova'da yüzde 72, Tekirdağ'da yüzde 67, Sakarya'da yüzde 66, Çanakkale'de yüzde 59, Bingöl'de yüzde 56, Erzincan ve Kocaeli'nde yüzde 55 seviyesinde bulunuyor.
"Bugüne kadar 173 milyon lira ödeme yapıldı"
DASK Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacı, yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin deprem kuşağında olduğuna işaret ederek, depremin yaratacağı yıkıcı etkilerin önlenebileceğini söyledi.
Deprem Haftasının depreme karşı hazırlıklı olunması gerektiği gerçeğini hatırlatması anlamında önemli olduğunu dile getiren Kayacı "Sadece Deprem Haftası ile sınırlı kalmadan sürekli olarak depremin yıkıcı etkilerine karşı korunmanın en geçerli ve en etkili yöntemlerinden olan zorunlu deprem sigortasına karşı toplumumuzu bilgilendirme ve bilinçlendirme görevlerimizi yerine getireceğiz. Maddi ve manevi zarara yol açan bir deprem olması halinde evimizde oluşacak hasarı karşılamak için kaynağa ihtiyacımız olacak. Bu kaynağı bize sağlayan enstrümanlardan biri de zorunlu deprem sigortasıdır." ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki en yıkıcı depremlerden 17 Ağustos depreminin yaşandığı 1999 yılında yalnızca 500 bin civarında deprem teminatlı konut bulunduğunu anlatan Kayacı, bugün itibarıyla Türkiye'deki her 10 evden 4'ünün depreme karşı sigortalı olduğunu kaydetti. Zorunlu deprem sigortasında Türkiye'nin yeterli seviyede bulunmadığına işaret eden Kayacı, nihai hedeflerinin Türkiye’deki tüm konutların depreme karşı sigortalanması olduğunu vurguladı.
Halihazırda yürürlükteki poliçe adedinin 7,8 milyona yaklaştığını belirten Kayacı, DASK olarak sigortalılık oranlarının artması adına toplumun farklı kesimlerine yönelik, çok çeşitli mecraları kullanarak, hem ulusal hem de yerel ölçekte pek çok bilinçlendirme ve tanıtım projesini hayata geçirdiklerini ve geçirmeye de devam ettiklerini söyledi.
DASK'ın kurulduğu günden itibaren 22 bin 151 dosya için yaklaşık 173 milyon lira ödeme yapıldığına dikkati çeken Kayacı, "Van depreminde hasar gören sigortalı ev sahiplerine toplam 122 milyon liralık ödeme yapılmıştır. Eğer tüm konutlar sigortalı olsaydı ödenecek toplam sigorta tazminatı çok daha yüksek olurdu. Bu bakımdan, sigorta alışkanlığının yaygınlaşması, maddi kayıpların hızlı ve doğru bir şekilde telafi edilmesi bakımından vazgeçilmez bir durum." değerlendirmesinde bulundu.
"Çanakkale'de konutların
güvence altına alınması gerekiyor"
Çanakkale’de meydana gelen depremin daha çok köylerin bulunduğu kırsal alanları etkilediğini dile getiren Kayacı, bu alanların zorunlu deprem sigortası kapsamına girmediğini kaydetti.
Söz konusu sigorta kapsamına giren alanlarda da bölgedeki poliçe sahiplerine ulaşarak hasar tespiti sürecini hızla başlattıklarını bildiren Kayacı, "Çanakkale’de sigortalılık oranı yüzde 59’dur. Son dönemde Çanakkale bölgesinde meydana gelen sarsıntılar, bizlere depreme karşı alınması gereken önlemlerin aciliyetini hatırlatıyor. Birinci derece risk bölgesindeki Çanakkale için depremlerin neden olacağı hasara karşı konutların zorunlu deprem sigortasıyla güvence altına alınması gerekiyor." dedi.
DASK'ın 17 Ağustos 1999 depreminden bu yana aldığı yolu ortaya koyan bir diğer önemli göstergenin de tek bir deprem için sahip olduğu 15 milyar liralık ödeme gücü bulunması olduğuna dikkati çeken Kayacı, "DASK'ın olası bir İstanbul depremi durumunda muhtemel yükümlülükleri ile ilgili olarak yeterli kaynağı mevcuttur. Bu kaynaklar temel olarak, toplanan prim gelirlerinden ve reasürans korumasından oluşmaktadır." şeklinde konuştu.