T24 Haber Merkezi
ABD’li papaz Andrew Brunson’ın yaklaşık 2 yıllık tutukluluğunun ardından serbest bırakılmamasıyla birlikte başlayan Ankara-Washington gerilimi, Türk Lirası’nın ABD Doları karşısında rekor seviyelere gerilemesine sebep olurken; Türkiye’nin kredi riskinin en temel göstergesi olan CDS (risk primi) tarihi seviyelere yükseldi.
TIKLAYIN - Türk heyeti ABD'de, ilk görüşme geride kaldı; Brunson krizinde son durum ne?
Türkiye CDS, kur kriziyle birlikte 370 seviyesini test ediyor. CDS, geçen hafta cuma gününden bu yana 337.48 seviyesinden 369.98’e kadar yükseldi. Bugün de 265 seviyesinde seyretti.
CDS, Türkiye'nin beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyetini gösteriyor. Türkiye risk priminde yaşanan yüksek seyirler, TL varlıklarında iyimser bir tablonun oluşmasının önüne geçiyor. Türkiye CDS, son olarak 2011 yılı Eylül ayında bu seviyeleri görmüştü.
Merkez Bankası raporuna da girdi
Merkez Bankası’nın yayınladığı 2018 Finansal Hesaplar 1. Çeyrek Raporu’nda da, risk primindeki yükselişe dair şu değerlendirmeler yapıldı:
"Türkiye’nin ülke risk primi son dönemde belirgin oranda artarak gelişmekte olan benzer ülkelere kıyasla olumsuz ayrışmıştır. Bu gelişmede, gelişmiş ülke para politikalarındaki normalleşme sürecinin belirginleşmesine bağlı olarak ABD tahvil getirilerindeki artış ve uluslararası yatırımcının risk iştahının azalmasının yanı sıra, ülkeye özgü ekonomik faktörlerin etkili olduğu değerlendirilmektedir. Bu kutuda, bu değerlendirmelere ışık tutmak için risk primini belirleyen ekonomik göstergeler analiz edilmektedir."
Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) resmi Twitter hesabından dün yapılan paylaşımda da CDS düzeyine dikkat çekildi. CDS’in neredeyse 350 puana ulaştığını belirterek ‘Euro Bölgesi’ndeki borç krizinden bu yana görülen en yüksek seviyeler’ yorumunda bulunan IIF, “Yüksek yeniden finanslama maliyetleri, hükümet bütçesine ve kurumsal borçlulara yönelik daha fazla kısıtlama yaratacak” uyarısında bulundu.
İktisatçı Yalçın Karatepe de, Almanya'nın CDS puanının 10 olduğunu hatırlatarak, “Türkiye'nin kredi riskinin en temel göstergesi olan CDS 370 puana yükseldi. Türkiye Almanya'dan 37 kat riskli bir ülke olarak kabul ediliyor. Hala dış güçlerin oyunu diyen var mı” diye sordu.
Bir diğer iktisatçı yazar Mustafa Sönmez de çarşamba günü CDS 350 seviyesindeyken Twitter’da yaptığı paylaşımda “Dün acıyarak izlenen Yunanistan'ınkini 37 puan geçmiş durumda TR. Öteki yükselen ülkelerden iyice ayrışma var. Bu, TR'ye para satmanın fiyatının da hızla yükselmesi demek. İstikamet ya IMF, ya kaos…” demişti.
CDS Nedir?
Ekonomist Mahfi Eğilmez’in kişisel internet sitesi ‘Kendime Yazılar’da CDS’in ne olduğunu şöyle açıklamıştı:
CDS, Credit Default Swap deyiminin kısaltmasıdır. Türkçede tam bir karşılığı olmadığı için CDS olarak kullanılıyor. Biraz zorlamayla da olsa zaman zaman “kredi risk primi” olarak adlandırılabiliyor.
CDS, bir kişi ya da kuruluşun, kredi sahibinin karşılaşabileceği alacağın ödenmemesi riskini belirli bir bedel karşılığında üstlenmeyi kabul etmesinin bedelidir. Bu çerçevede bir anlamda kredi sigortası gibi çalışır. Yunanistan devletinin borçlanma tahvilini alan bir kurum düşünelim. Bu kurum bu tahvil karşılığında Yunan devletine belirli bir faiz karşılığında belirli bir süre için kredi vermiş olur. Vade sonunda tahvili verecek ve anaparasını, birikmiş faiziyle birlikte geri alacaktır. Diyelim ki bu kurum Yunanistan’ın bu tahvilin bedelini geri ödeyeceğinden endişe duyuyor olsun. Bu durumda bu kurum bu tahvili CDS işlemi yapan kuruluşa götürecek ve ona belirli bir bedel ödemek suretiyle Yunan devletinin vade sonunda ödememesine karşılık CDS şirketinin ödemesi garantisini satın alacaktır. İşte bu kurumun CDS şirketine ödediği prime CDS primi (risk primi) deniyor.
Bir ülkenin ya da şirketin CDS primi ne kadar yüksekse borçlanma maliyeti de o kadar yüksek demektir. Çünkü bu prim ister istemez faize yansımaktadır.