14 Şubat 2025 20:20
Güncelleme: 14 Şubat 2025 20:23
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nden (TÜSİAD) hükümetin ekonomi başta olmak üzere güncel politikalarını eleştiren üst düzey açıklamalar geldi.
TÜSİAD'ın 13 Şubat'ta toplanan Genel Kurulu'nda derneğin Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan konuştu.
Konuşmalarda son dönemde yaşanan tutuklamalardan ihraç edilen teğmenlere, Kartalkaya yangını, İliç madeninde toprak kayması ve depremler gibi kamuoyunda ihmal şüphesiyle gündeme gelen olaylara ve küresel gelişmelere geniş yelpazede konulara değinildi.
Hukukun üstünlüğüne vurgu yapan TÜSİAD yöneticileri, enflasyonla mücadelenin maliyetine katlanmanın giderek zorlaştığını kaydetti.
Konuşmalara tepki gösteren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır" dedi.
"Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz" diyerek konuşmasına başlayan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, 6 Şubat depremlerinden bu yana yaşanan ve kamuoyunda ihmal şüphesiyle gündeme gelen trajik olaylardan bahsetti ve şu tespitlerde bulundu:
"Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur... Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir.
Siyasi olaylar açısından da son dönemdeki gelişmeleri "olağanüstü" olarak nitelendiren Aras, muhalefet partilerine ait belediyelerdeki gözaltılar, Menajer Ayşe Barım'ın tutuklanması ve teğmenlerin TSK'dan ihracı gibi olaylara da değindi.
Aras, "Çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda "endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz. Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz" dedi.
Konuşmasında enflasyonun beklenen hızda olmasa da gerilemesi ve Merkez Bankası'nın rezervlerinin güçlenmesi gibi olumlu gelişmelerden bahseden Aras, enflasyonla mücadelede kararlılığın sürmesine vurgu yaptı.
Faizlerin 2025 yılında enflasyonla mücadeleye uygun olarak kontrollü şekilde düşeceği tahminini paylaşan TÜSİAD yöneticisi, enflasyonla mücadele için 2025 yılında kamuda yapılacak tasarrufun "daha etkin olmasını" beklediklerini belirtti.
"Devletin bütçe disiplinine uyması, kamu harcamalarını kontrol etmesi ve kamuda tasarrufu arttırması şart" diye ekledi.
TÜSİAD YK Başkanı Orhan Turan ise konuşmasında Aras'ın sıraladığı sorunlara ek olarak, "yeni yasal düzenlemelerle, kamu görevlilerinin Devlet Denetleme Kurulu tarafından görevden alınmasının ve TMSF'nin şirketlere kayyum olarak atanmasının mümkün olduğunu" savundu.
"Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de, çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor" diyen Turan, tüm bu sorunların arkasında, "hukuka olan güvenin sarsılması" olduğunu savundu.
Ekonomi politikaları konusunda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in programına destek verseler de ekonomide "her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz" dedi.
TÜSİAD'a göre, enflasyonla mücadelenin "hızlanması gerekiyor", "yoksa stres birikiyor".
"Enflasyonla mücadelenin hem girişimciler hem çalışanlar için maliyetine katlanmak zorlaşıyor" diyen Turan, "Sanayici çok zorlanıyor. İhracatçı kan ağlıyor. İthalatın cazibesi artıyor" ifadelerini kullandı.
İklim değişikliği ve teknolojik yenilikler olmak üzere dünyadaki değişimi "yakalayamıyoruz" diyen TÜSİAD Başkanı, "bir an önce" enflasyonla mücadelede kalıcı başarıyı sağlama çağrısı yaptı.
TÜSİAD, "mevcut uygulamaları eleştirmekle kalmayıp yeni politikalar önermek" amacıyla hazırladığını belirttiği Perspektif: 2025 Dönüşüm ve Gelecek için Yol Haritası & Öneriler adlı bir kitapçığı da paylaştı.
Kitapçıkta ekonomik kalkınmanın iki ana yapısal reforma bağlı olduğu söyleniyor.
Bunlardan ilki insana değer katan eğitim ve liyakat. İkincisiyse hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı.
Aras, konuşmasında "Bu iki reformu hakkıyla gerçekleştirebilirsek diğer tüm reformlar kolaylıkla yapılabilecektir" dedi.
Raporda bu önerilere ek olarak Türkiye'de gelir dağılımı eşitsizliğindeki artışa değiniliyor.
TÜSİAD, bu eşitsizliğin temel sebepleri arasında yüksek enflasyon, sektörel dengesizlikler, kayıt dışı istihdam, dolaylı vergilerin ağırlığı, kadınların iş gücüne katılımındaki yetersizlik ve bölgesel kalkınma farkları olduğunu söylüyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TÜSİAD'ın açıklamalarına tepki göstererek, "Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır" dedi.
Tunç, "Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye'nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki, hiç kimse veya hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez." ifadelerini kullandı.
TÜSİAD'dan gelen açıklamalar için "Yetmez ama evet" yorumunda bulunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise "Türkiye'nin ekonomik büyümesi birkaç şirketin tekelinde mi olacak, yoksa tüm ülke zenginleşecek mi?" diye sordu ve şöyle devam etti:
"Hukukun işletilmediği, yargı baskısının ekonomi üzerinde bir sopa olarak kullanıldığı, yalnızca hükümet destekli firmaların güç kazandığı bir ortamda gelir adaletsizliği derinleşir, orta sınıf erir ve toplumda yalnızca küçük bir zümre refah içinde yaşar. Bu tablo sürdürülebilir değildir."
© Tüm hakları saklıdır.