İletişim akademisyenleri Esra Arsan, Yasemin Giritli-İnceoğlu ve Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Koronavirüs'le ilgili medya yayınları hakkında, "Dengesiz sağlık haberciliği korku kültürünü tetikliyor" dedi.
bianet'ten Evrim Kepenek'e konuşan İletişim Akademisyenleri Esra Arsan, Yasemin Giritli-İnceoğlu ile Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici medyaya Koronavirüs'le ilgili haberlerin nasıl yapılması gerektiğine dair önerilerde bulundu.
"Toplum sağlığını bu denli yakından ilgilendiren bir konuda bütün habercilerin önceliğinin insan olması gerekir" diyen üç iletişimci medyaya, Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nde yer alan 'Sağlık konusunda sansasyondan kaçınmalı, insanları umutsuzluğa sürükleyecek veya sahte umut verecek yayın yapılmamalıdır' ilkesini hatırlattı.
Koronavirüs'ten korunmak için vatandaşlara öneriler verebilecek uzmanlar çıkarılması gerektiğini belirten üç iletişimci, "Salgın hakkında yalnız olumsuz değil aksine olumlu pozitif içeriklere yer vermek lazım" önerisinde bulundu.
"İnsanları umutsuzluğa sürükleyecek veya sahte umut verecek yayın yapılmamalı" diyen üç iletişimci, "Bilimsel kanıta dayalı olmayan tanı ve tedavi yöntemlerine haberlerde yer verilmemelidir.
Piyasalarda şu ilaçlar mevcut, Koranavirüs ile mücadelede işe yarıyor tarzı önerilerde bulunulmamalıdır" uyarısında bulundu.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, ekranlarda panik havası olduğunu belirtirken, Esra Arsan ise, "Özellikle Umre konusunda doğru habercilik yapılmadı. Öyle bir durum yaşandı ki hacdan gelenlerin aileleri bile doğru düzgün bilgi alamadı. Baskıcı rejim sansür uyguluyor. Çin'deki gibi yani" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Giritli - İnceoğlu da bilimsel bilginin önemine vurgu yaparak, "Ünlü gazetecilerin birbirleriyle giriştikleri polemikler de medya terörünün başka bir yansıması" şeklinde konuştu.