Kamu Araştırmaları Vakfı (KAV) Başkanı Ulvi Saran, İstanbul’da düzenlenen “Şehitlere rahmet Filistin'e destek” yürüyüşünde elinde tevhid bayrağı tutan kişiye yapılan yumruklu saldırının ardından şarkıcı Mustafa Sandal’ın "Hilafet bayrağı açmak ciddi bir suç! anayasal düzene karşı çıkan o vatandaş neden gözaltında değil?" sorusuna yanıt verdi. Saran, “Bu bir hilafet bayrağı değil, üzerinde Arapça ‘Allahtan başka ilah yoktur ve Hz Muhammed onun Resulüdür’ yazan Kelime-i Tevhid bayrağı” dedi.
“Hilafet bayrağı denen şey bir şehir efsanesi… Hilafet kaldırılalı 100 yıl oldu. Ortada hilafet diye bir şey yok ki, bayrağı olsun… Bayrağın nasıl bir şey olduğunu bilen varsa göstersin. Standardı ve ölçüleri nedir? Millet de öğrensin” diyen Saran, “Dini inancımız olsun veya olmasın kültürümüzü bilelim, bu kadar cahil olmayalım. Arapça yazılı herhangi bir mesajı, bir metni veya sembolü gördüğümüzde hemen irkilmeyelim, zihnimizde hemen irtica çağrışımları uyanmasın. Bilip bilmeden insanları, ‘Anayasal düzene karşı suç işlemek, devleti yıkmak’ gibi ölçüsüz ve haksız suçlamalarla itham etmeyelim” diye tepki gösterdi.
TIKLAYIN - Mustafa Sandal: Hilafet bayrağı açan, anayasal düzene karşı çıkan vatandaş neden gözaltında değil?
Ulvi Saran’ın açıklamaları şöyle:
Yaşanan olay, toplumumuzun ne kadar derin bir çelişki ve akıl tutulması yaşadığını gösteriyor:
-Bu bir hilafet bayrağı değil, üzerinde Arapça “Allahtan başka ilah yoktur ve Hz Muhammed onun Resulüdür” yazan “Kelime-i Tevhid Bayrağı…Trendyol’da satılıyor. Kanunen suç olsa, orada satılamazdı.
-Hilafet bayrağı denen şey bir şehir efsanesi… Hilafet kaldırılalı 100 yıl oldu. Ortada hilafet diye bir şey yok ki, bayrağı olsun… Bayrağın nasıl bir şey olduğunu bilen varsa göstersin. Standardı ve ölçüleri nedir? Millet de öğrensin.
-Bu, adı neyse, bayrak veya flamayı isterseniz fasulye çubuğuna, isterseniz flama çubuğuna takın, isterseniz bir evin penceresine asın; bunu açmak veya teşhir etmek suç değil. Sonuçta anlamının ne olduğu bellidir.
-Nüfusu Müslüman olan bir ülkede, Filistin’e destek yürüyüşü gibi bir etkinlikte, insani değerlerin yanında tüm dünyadaki ortak dini hassasiyetleri vurgulayan İslami içerikte ifade ve mesajları içeren bayrak ve flamaların kullanılması kadar normal bir şey olamaz. Yoksa, Tapınak şövalyeleri bayrağı, Haç veya diğer Hıristiyanlık simgelerini içeren bayraklar mı taşınacaktı…
-Şimdi soralım, dayak yiyen kişi aynı mesajı, Gotik veya Sans Serif harf karakterleriyle (fontlarıyla) “There is no god but Allah and Muhammad is His messenger” şeklinde Latin harfleriyle ve İngilizce olarak yazan bir bayrak taşısaydı, ne değişecekti?
Sorun, Kelime-i Tevhid’in Latin harfleriyle değil, Arapça harflerle yazılışında mı?
Dinler evrenseldir. Mesaj ve anlatımlarının doğdukları topraklardaki orijinal dil ile anlatılmasında, bu bağlamda İslam’ın temel bir ilkesini ortaya koyan, hele tüm İslam dünyasının ortak simgesi olan bir ifadenin Arapça olmasında yadırganacak hiçbir şey yoktur.
Özetle;
-Dini inancımız olsun veya olmasın kültürümüzü bilelim, bu kadar cahil olmayalım.
-Arapça yazılı herhangi bir mesajı, bir metni veya sembolü gördüğümüzde hemen irkilmeyelim, zihnimizde hemen irtica çağrışımları uyanmasın. Bilip bilmeden insanları, “Anayasal düzene karşı suç işlemek, devleti yıkmak” gibi ölçüsüz ve haksız suçlamalarla itham etmeyelim.