Dünya yazarı ve CHP milletvekili Ümit Özlale, açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin olarak, ''Açlık sınırı gibi yoksulluk sınırı hesaplamaları da güncel tüketim eğilimlerine ve gıda harcamalarının bütçe içindeki değişen oranına göre revize edilmeli'' dedi.
TÜRK-İŞ'in yoksulluk sınırını hesaplarken gıdaya yapılması gereken asgari harcamayı tespit edip gıdanın toplam harcama içindeki payını kullandığını aktaran Özlale, yazısında şunları söyledi:
''Buradaki önemli eksik TÜRK-İŞ’in gıda harcamalarının toplam tüketim harcamaları içindeki payını uzun yıllar sabit tutması. TÜRK-İŞ, TÜİK’in 2003–2004 Hanehalkı Tüketim Harcamaları Anketi’ni baz alıp gıda harcamalarının toplam tüketim harcamaları içindeki payını yüzde 30,70 olarak kullanıyor. Gerisi ise standart: Açlık sınırını 30,7’ye böl 100 ile çarp! Yani yoksulluk sınırı açlık sınırının 3,26 katı oluyor.
Oysa biliyoruz ki gıda harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı ve yoksulluğun tanımı zaman içinde değişiyor. Örneğin TÜİK verilerine göre 2003’te Türkiye’deki toplam harcamaların %27,5’i gıda ve alkolsüz içeceklere yapılırken bu oran 2012’de %19,6, 2019’da ise %20,8 oldu. Eğer buna ev dışı gıda harcamasını dahil edersek oran %27,3’e çıkıyor. Dolayısıyla eğer sadece gıda harcamasını kullanırsak yoksulluk sınırı açlık sınırının 4,79 katı oluyor. Bana sorarsanız daha doğru bir yoksulluk tanımı ev dışı gıda tüketimini de dahil etmeli zira çalışanların önemli bir kısmı öğle yemeklerine para ödemek zorunda.
Özetle, açlık sınırı gibi yoksulluk sınırı hesaplamaları da güncel tüketim eğilimlerine ve gıda harcamalarının bütçe içindeki değişen oranına göre revize edilmeli. Yine de, mevcut verilerle bile TÜRK-İŞ’in açlık sınırından yoksulluk sınırına geçerken düşük bir çarpan kullandığını ve yoksulluk sınırının açıklanandan daha yüksek olması gerektiğini söyleyebiliriz. Yani ülkemizdeki yoksul sayısı sendikaların yaptığı hesaplamaların öngördüğünden daha bile fazla olabilir.''
Yazının tamamını okumak için tıklayın