Gündem

Ümraniye'de balkondan düşerek ölen Ece Kılıçaslan Acar'ın çocuğuna kayyım talebi

18 Mart 2025 13:09

Güncelleme: 18 Mart 2025 13:16

İstanbul Ümraniye'de 2022 yılında balkondan düşerek hayatını kaybeden 28 yaşındaki Ece Kılıçaslan Acar'ın ölümüne ilişkin eşi şüpheli bulundu. Görülen ilk duruşmada mahkeme, bir sonraki duruşmaya çiftin çocuklarını tanık olarak dinlenmesine karar vererek, 15 yaşından küçük olması nedeniyle 'temsil kayyum' atanmasını talep etti.

Olay 16 Mart 2022'de saat 03.15 sıralarında Esenkent Mahallesi'nde meydana geldi. Sancaktepe İlhan Varan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli polis memuru, 28 yaşındaki Ece Kılıçaslan Acar'ın balkondan düşerek yaralı bir şekilde hastaneye getirildiğini ve hastanede hayatını kaybettiğini karakola bildirdi. Olay üzerine Ece Kılıçaslan Acar'ın eşi Erol Acar gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı'na getirilen şüpheli Erol Acar adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olaya ilişkin Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Şüpheli eş sıfatıyla ifadesi alınan Erol Acar, “Olay günü eşimle mutfakta oturduk, daha sonra ben salona geçtim. 5 dakika sonra tencere sesi duydum. Eşime seslendim ancak eşim cevap vermedi bunun üzerine mutfağa gittim ve eşimin düştüğünü gördüm. Olayla bir ilgim yok" dedi.

3 çocuk annesi 29 yaşındaki Ece Kılıçaslan Acar'ın ailesi, "kızımız şiddet mağduruydu" ifadeleri üzerine savcılık soruşturmasını genişletti. Ece Acar, eşi 34 yaşındaki Erol Acar'dan 'silahla tehdit' ve 'yaralama' suçlarından iki ayrı şikayetinin olduğunu belirlendi. Olaya ilişkin Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan iddianame kapsamında, çiftin 9 yaşındaki kızları pedagog eşliğindeki ifadesinde alındı. İfadesinde, “Olay günü annem ve babam tartışmadı. Ben olay anında uyuyordum, babamın bağırma seslerine uyandım. Uyandığımda annem balkondan düşmüş olduğunu gördüm" dediği kaydedildi. Savcılık, "Erol Acar'ın, eşini 3. katında bulunan evlerinin balkonundan aşağı attığı yönünde yeterli şüphe oluştu" diyerek 'Eşi kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. İddianamenin kabul edilmesiyle 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk duruşma görüldü.

Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşmanın ilk celsesi görüldü. Duruşmaya sanık eş Erol Acar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) sistemi ile katıldı. Salonda taraf avukatları hazır bulundu.

"Eşimin vefatıyla bir ilgim yok"

Sanık eş Erol Acar savunmasında, “Eşimin vefatı ile ilgili hiçbir alakam yoktur. Vefat ettiği gün ben salondaydım. Eşim tencere sesi duyduğum için eşime seslendim. Hanım bebeğim Ece, ne oldu tencereyi mi düşürdün dedim ses gelmedi. Ondan sonra mutfağa baktığımda yoktu. Balkona çıkıp baktığımda yerde kendisini gördüm. Panikle aşağı inerek komşuların kapılarına vurarak yardım istedim. Bağırdım, aşağı indiğimde eşim yerde yatıyordu. Sol tarafında tabi sol tarafında kafası kırılmıştı, yarılmıştı. Kan akıyordu. Orada öyle bir bağırıyordum ki imdat diye haykırışım göğe kadar çıkmıştı yani, bütün komşularım toplandılar başıma, yardım edin dedim, kaldıralım, hastaneye kaldıralım dedim. Oradan bir tanesi dedi ki, aman felç olur, aman bir şey olur diye. Sonra ambulansı aradık. Herkese bağırıyordum ambulansı arayın, lütfen ambulansı arayın diye. 20-25 dakika geç kaldı ambulans. Ambulans geldi, hastaneye götürdük. Ben peşinden koştum. Arabayla birlikte ambulansın arkasına eşlik ederek ambulanstan sedyeden hani kapıyı ben açtım. Ben indirdim. En son, hastanede ölüm haberini aldık" dedi.

"Kızım ölmeden önce defalarca şikayetçi oldu"

Kızını kaybeden acılı anne Cemile Ayfer Gürsel ise, “Kızım ölmeden önce defalarca şikayetçi oldu. Benim kızımı kurtarın, benim kızım da kadın cinayetine kurban gitmesin diyerek ben CİMER'den Aile Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına, Adalet Bakanlığına başvurular yaptım. Şiddeti hep sakladı kızım. Diyor ki 'Anne yok kafama bardak düştü, çarptım. Kızımın kafasını bardakla yarmış. Dikiş attırmak için de sünnetçiye götürmüş. Ses kayıtları var". Torunum beni arayıp, “o gün dedi babam dedi annemi dövdü dedi. Ortalık birbirine girmişti. Yatakların altı, gardıroptaki kıyafetler her şey dedi ortadaydı anneanne. Her şey ortadaydı. Babam annemi dedi dövdü. Yatak odasına kilitledi. Babam mutfağa annemi götürdü, ondan sonra bağırarak çıktı. Düştü, düştü, düştü dedi. Torunum'un anlattığı bana bu kadar işte, benim bildiğim bu kadar" dedi

Kayyım atanma talebi

Mahkeme, bir sonraki celse davada çiftin 9 yaşındaki çocuğu B.A.'nın tanık olarak dinlenmesine karar verdi. Tanığın 15 yaşından küçük olması ve kanuni temsilcisi olan sanıkla aralarındaki menfaat çatışmasının oluşma ihtimaline, küçük çocuğa kanuni temsilcisi adına beyanlarda bulunabilecek temsil kayyımı gerektiğini belirtti. Çocuğa temsil kayyımı atanması için sulh hukuk mahkemesine yazı yazılmasına karar verdi. Duruşma 15 Nisan saat 10.00'a ertelendi. (DHA)

 


Gökçer Tahincioğlu: Sabahattin Ali cinayeti sadece bir devlet operasyonu değil, cezalandırma mekanizması; hem öldürüldü hem de unutturulmak istendi


 
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir