“Çorak”
Krizler çağında yaşadığımızdan kuşkumuz yok. Hemen her alanda eşitsizliği, kırılganlığı, yaralanabilirliği yoğun bir şekilde hissediyoruz. İçinde yer aldığımız ilişkiler sisteminde bir yerlere sürükleniyoruz. Hem içindeyiz hem de onlarsız düşünemiyoruz. Belki biraz yapıp ettiklerimizle gerçeği anlamaya, onları aşmaya çalışıyoruz. Başka türlüsü her zaman mümkündür. Benim kaygım ‘kazanımlar’ değil, ‘yitirilenler’ üzerine. Bugün sanatçının öncelikli olarak gerçekten söyleyebileceği bir şey varsa muhalif olması gerekir. Ya da böyle bir şey kaçınılmazdır. Bana göre sanat, sanatçının kendi yaşantısına, yaşama bir yön verme kararıdır. Bir ‘kendine sahip çıkma’ durumudur. Eğer sanat bir yaratma eylemiyse, yaratmak da bir ‘karşı duruş’ - direnme eylemidir, biçimidir.
Yaptıklarımda hikâye, anı, konu ve biçimler arasında sezdirici ince ilişkiler kurmaya çalışıyorum. Çoklu çağrışımları, metaforu, imaları önemsiyorum. İmalar yoluyla anlamı çoğaltırız. İmalar sanatçının asıl gerçekleridir. Her alanda alışkanlıklarımızı, kalıplarımızı imalar yoluyla kırarız. Bildiğimizi varsaydığımız bazı şeyleri alışılmadık biçimde ifade etme cesaretidir imalar. İmalar kışkırtır; aklın alamayacağı sınırlarda dolaştırır, kuşku uyandırır, dokundurur, sarsar. İmaların dokusuyla yaşamı, kendimizi ve başkalarını anlarız. Gerçekte kanıksadıklarımızı imalar sayesinde yeniden görür, yeniden algılarız. İmalar, yaşam enerjisinin, sanatın ta kendisidir.
Cebrail Ötgün
|