Türkiye'de gerçekleştirilen, 13 bin 085 öğrenciyle yapılmış geniş kapsamlı bir araştırmaya göre, üniversite öğrencilerinin yaklaşık yüzde 60'ının göreli yoksulluk sınırının altında olduğu tespit edildi.
Koordinatörlüğünü Hacer Foggo’nun yaptığı CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi, “Genç Yoksulluğu Dosyası” hazırladı. Gençlerin, yoksullukla mücadele ettiği vurgulanan raporda, “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında eğitim hakkını kullanmak isteyen her gencimiz ilköğretimden üniversiteye kadar aşması gereken engellerle karşı karşıya” denildi.
Anayasanın herkesin eğitim öğretime erişim hakkı olduğu hükmünün yer aldığı 42. maddesine atıf yapılan raporda, “Aynı madde, eğitim ve öğrenimin devletin gözetim ve denetimi altında olduğunu ve zorunlu temel eğitimin parasız olduğunu da vurgular. Giderek artan ekonomik kriz ile birlikte gençlerin, öğrencilerin eğitimlerine devam edememesi artık eşit eğitim fırsatlarına erişememesi ve insan haklarının ihlal edilmesi anlamına gelmektedir” ifadeleri yer aldı.
Öğrencilerin ekonomik sorunlar nedeniyle geçinemediğine, üniversite öğrencilerinin okullarını dondurmayı düşündüklerine, başta barınma, eğitim, beslenme gibi temel haklarının ihlal edildiğine dikkat çekilen raporda, şöyle denildi:
“CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi olarak yalnızca ekonomik zorluklarla değil, eğitim, sosyal yaşam, sağlık ve zihinsel sağlıkta da büyük zorluklarla yaşayan gençlerle ve üniversite öğrencileriyle yaptığımız derinlemesine görüşmelerin ve yine öğrencilerle yapılan araştırmaların sonucuna dayanarak hazırladığımız bu raporda, her zaman olduğu gibi yoksulluğun nasıl gündelik hayat pratiklerimize etki ettiğini yüksek öğrenim açısından inceledik.”
Yemekhane fiyatlarındaki artış
Beslenme sorununa değinilen raporda, ekimde başlayacak üniversite eğitimi öncesi birçok okulun yemekhane fiyatlarını açıklamadığı ifade edildi. Yemek ücretlerinde Hacettepe Üniversitesi’nde yüzde 76, ODTÜ’de yüzde 80 artış yaşandığı belirtilen raporda, öğrencilerin sağlıklı beslenme hakkına erişimin zorlaştığına vurgu yapıldı.
Yemekhane fiyatlarındaki artışın öğrencilere verilen KYK bursu ve kredi miktarından fazla olduğuna dikkat çekilen raporda; ön lisans ve lisans öğrencilerine verilen burs ve kredi miktarının bin 250 TL olduğu, üç öğün okul yemekhanesinden beslenen bir öğrencinin aylık yemek masrafının bin 275 TL olduğu bilgisine yer verildi.
Barınma sorunu
Raporda, barınma sorununa ilişkin olarak Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yüzde 88’inin yurt konaklama hakkı elde edemediği, yüzde 52’sinin ev kiralayamayacak durumda olduğu ifade edildi. Ankara’da ODTÜ’ye yakın olan ve öğrencilerin kaldığı semtlerden olan 100. Yıl İşçi Blokları Mahallesi’nde kira fiyatlarının yüzde 151,4 arttığına dikkat çekilirken, KYK burs ve kredi miktarının bin 250 TL olduğu tespiti de raporda yer aldı.
Raporda, yoksulluğun çok yönlü ve çok boyutlu olduğu; yoksulluğun, yalnızca maddi değil, aynı zamanda politik, sosyal, kültürel, fiziksel, psikolojik, zihinsel sağlık boyutlarını da içerdiği ifade edildi. Her iki üniversite öğrencisinden birinin beslenmede zorluk yaşadığı belirtildi.
"Öğrenciler öğün atlıyor"
Raporda, öğrencilerle yapılan bir araştırmaya atıf yapılırken şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye'de gerçekleştirilen, 13 bin 085 öğrenciyle yapılmış geniş kapsamlı bir araştırmaya göre, üniversite öğrencilerinin yaklaşık yüzde 60'ının göreli yoksulluk sınırının altında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca başka bir çalışma, üniversite öğrencileri arasındaki yoksulluğun özellikle temel ihtiyaçlar ve eğitim alanında yoğun olarak hissedildiğini göstermektedir. Bu öğrencilerin; balık, tavuk, et gibi beslenme açısından önemli olan gıdalara ulaşmakta zorlandıkları, haftada en az ise birkaç gün öğün atladıkları ortaya konmuştur.”
Aynı araştırmaya göre, gençlerin yüzde 30’u kendini mutsuz hissettiğini ifade ettiğinin bilgisi verildi.
CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi, üniversite öğrencileriyle görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler raporda şu şekilde yer aldı:
“ODTÜ, Okul Öncesi Öğretmenliği Tahsin, 2021’de pandemi sonrası ekonomik sebeplerle okulu dondurmuş. Öncesinde idare etmek için çeşitli işlerde çalışmış fakat hem çalışırken okumanın verdiği zaman kısıtı hem psikolojik hem de ekonomik ağırlıktan dolayı okulu dondurmanın tek çare olduğuna karar vermiş.
Ankara Üniversitesi, Fizik Mühendisliği Serkan, genel kanının aksine, çok iyi bir bölümden mezun olmasına rağmen, iş bulamadı, bulduğunda asgari ücretle çalışmak zorunda kaldı. Kirası 12 bin lira. Ailesinin yanına Antalya’ya dönmek zorunda kaldı.
ODTÜ, Psikoloji Ece, bu sene ODTÜ Psikolojiden mezun oldu. Mesai fazlası çalıştığı ve asgari ücrete çalıştığı işinde çalışırken bile kendine yetemediğini söyleyen Simge, farklı bir iş bakındı fakat yeni bir iş bulamadığı ve artık kirasını ödeyemediği için ailesinin yanına Kırklareli’ne geri dönmek zorunda kaldı. Maddi imkansızlıklardan dolayı aile evine dönmek zorunda kalan binlerce öğrenciden yalnızca biri.
Ankara Üniversitesi, İspanyol Dili ve Edebiyatı Cemre, KYK kredisi alıyor çünkü kendisine burs çıkmamış. 2 arkadaşıyla beraber bir evde kalıyor, geçimini sağlamak için günlük güvencesiz işlerde çalışıyor. Ev sahibi evi satacağı için yeni bir ev bulmak zorundalar ama asgari düzeyde oturulabilecek evlerdeki yeni kiralar 15 bin lira. Okulunu en azından 1 dönemliğine dondurup tam zamanlı işte çalışabileceğini söyledi çünkü mezun olsa bile kendi mesleğini icra edebileceğine dair bir umudu yok.”
"Öğrencilere 1 öğün ücretsiz yemek"
Raporun son bölümünde ise öneriler sıralandı. CHP’nin sık sık gündeme getirdiği öğrencilere 1 öğün ücretsiz yemek verilmesi talebinin de yer aldığı öneriler şöyle:
“Öğrencilere uygun fiyatlarla konut sağlanmalı ya da acil olarak geçici barınma merkezleri oluşturulmalı.
Yemekhane ücretlerinin makul düzeyde tutulması sağlanmalı, okul içi hizmet veren kafe ve lokantaların ihalesi yapılırken öğrencilerin ödeyebileceği azami tutar bir zorunluluk olarak önceden belirtilmelidir.
Yerel yönetimler, özellikle üniversitelerin bulunduğu veya öğrencilerin yaşadığı mahallelerdeki gıda bankalarını destekleyerek öğrencilere temel gıda malzemeleri sağlamalı; hatta direkt olarak akşamları 1 öğün ücretsiz yemek hizmeti vermelidir.
Farklı bir şehre okumaya giden öğrencilere verilmek üzere bir başlangıç seti (yurt veya ev için demirbaş hijyen ürünleri, kırtasiye malzemeleri), yerel yönetimler tarafından temin edilmelidir.
Her üniversitede erişilebilir ve ücretsiz, menstrual ürün otomatı olmalıdır.
Üniversiteler ve özel sektör, öğrencilere staj ve iş fırsatları sunmalıdır. Ayrıca, yerel yönetimler, özellikle gençlere yönelik (gencin yeteneğine göre) istihdam programları oluşturarak iş bulma konusunda yardımcı olabilir.
Yerel yönetimler ve üniversiteler, öğrencilere psikolojik destek sunmalıdır. Bu konuda yerel sağlık kuruluşları ve ilgili STÖ’ler ile işbirliği içinde olmalıdır.
Üniversiteler, ücretsiz veya düşük maliyetli eğitim materyali sunmalı ve bu kaynaklara kolay erişim sağlamalıdır. Ayrıca, kütüphane ve bilgisayar erişimi gibi eğitim kaynaklarına erişimi artırmalıdır. Her yurtta 24 saat açık bilgisayar salonu olmalıdır.
Yerel yönetimler, gençlere yönelik ücretsiz kültürel etkinlikler ve öğrencileri bu etkinliklere katılmaya teşvik etmelidir.
Üniversiteler ve yerel yönetimler, ayrımcılığa karşı sıfır tolerans politikaları benimsemelidir. Ayrıca, ayrımcılığı önlemek için eğitim programları düzenlemeli ve bilinçlendirme kampanyaları yürütmelidir.
Yurtların depreme dayanıklılık raporları, açık ve şeffaf şekilde paylaşılmalıdır.
Gençler için özellikle yoksul mahallelerdeki mesleki eğitim merkezleri, yerel düzeyde Teknokent’ler, kültür merkezleri, spor alanları ve etkinlik merkezleri açılmalıdır.” (Anka)