Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Başkanı Prof. Dr. Füsun Saygılı, bireylerin vücut kitle endeksi 30’un üzerindeyse obez, 40’ın üzerindeyse ileri derece obez kabul edildiğini belirterek, "Türkiye’de her üç kişiden birinin obez olduğunu söyleyebiliriz" dedi
TEMD tarafından Belek turizm merkezinde düzenlenen "41’inci Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi" çok sayıda bilim insanın katılımıyla başladı. Prof. Dr. Saygılı, kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında, dernek olarak ilgilendikleri hastalıkların toplumda sık görüldüğünü söyledi. Sık görülen hastalıklarla ilgili doğru bilinen yanlışların yaygın olduğuna işaret eden Saygılı, "Bu hastalıkların bilinen yanlışlarını düzeltmek için buradayız.
Diyabet, D vitamini eksikliği, tiroid hastalıkları ve obezite en sık görülen önemli hastalıklar. Obezite dünyada hızla artıyor ama Türkiye’de bunun daha hızlı olduğunu söyleyebiliriz." diye konuştu.
Türkiye’de 2000 ve 2010 yıllarında yapılan bir araştırmada, obezite hızının yüzde 50 arttığının ve erkeklerde ikiye katlandığının ortaya konulduğunu bildiren Saygılı, "Obeziteyi vücut kitle endeksiyle hesaplıyoruz. Bireylerin vücut kitle endeksi 30’un üzerindeyse obez, 40’ın üzerindeyse ileri derece obez kabul ediliyor. Türkiye’de her üç kişiden birinin obez olduğunu söyleyebiliriz." dedi. Ülkedeki obezite hastası oranının yüzde 32 olduğunu dile getiren Saygılı, hastalığın tanısını bel çevresi ölçümünü alarak da koyabildiklerini, endeksin kadınlarda 90, erkeklerdeyse 100 santimetre olduğunu ifade etti.
“Her 8 kişiden birinde diyabet görülüyor”
TEMD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Sönmez de Türkiye’de her 8 kişiden birinin diyabet hastalığına yakalandığını ve ülkenin sağlık bütçesinin 4’te 1’inin buna harcandığı söyledi.
Türkiye’de diyabetin kontrolünün sıkıntılı olduğunu belirten Sönmez, "Kadınların durumu daha kötü. İşin zemininde obezite hastalığı var. Türkiye’de her 100 diyabet hastasından 90’ı kilolu veya obezite hastası." dedi. Obezlerde kan şekeri kontrolünün zor olduğunu dile getiren Sönmez, şunları kaydetti:
"TEMD çalışması sonuçlarına göre, eğitim düzeyi düşük olan, egzersiz yapmayan, sigara içen ve sık hipoglisemi yaşayan diyabetlilerin kan şekerleri daha kötü durumda. TEMD çalışmasının bir başka çarpıcı verisi de özel sağlık kurumlarında takip edilen diyabet hastalarının devlet veya üniversite hastanelerindekine göre daha iyi metabolik kontrollerinin olduğudur. Bu durumun özel merkezlerde hastalara ayrılan zamanın daha fazla olması ve bu hastaların daha yüksek gelir ve eğitim düzeyleri olmasıyla ilgili olduğunu düşünüyoruz." Sönmez, sivil toplum kuruluşları, basın, Sağlık Bakanlığı ve meslek örgütlerinin el ele verip Türkiye’de diyabet yönetiminin daha iyi hale getirilmesi için doğru adımları atması gerektiğini ifade etti. Kongre, 1 Mayıs’ta sona erecek.