TBMM’de görüşülen infaz düzenlemesi kapsamında gazeteciler ve siyasi tutuklular cezaevinde kalırken kadına ve çocuğa karşı işlenen suçlar da dahil birçok suçtan hüküm giymiş on binlerce mahkuma af getiren düzenlemeye CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer tepki gösterdi. Çakırözer, “Açık cezaevlerinde bulunan 75 bin hükümlüyü serbest bırakıp ardından ‘tavukları besleme, domatesleri sulama’ bahanesiyle on binlerce ağır ceza hükümlüsünü açık cezaevlerine gönderiyorsunuz. Önce açığa çıkıp sonra serbest kalacak bu hükümlüler arasında kadın öldüren, yaralayan, dövenler ve cinsel suçlardan yatanlar da var. Kadın örgütleri ayakta. Yüz binlerce kadın feryat ediyor. Meclis kadınların sesini duymalı!” dedi.
Koronavirüs salgını önlemleri gerekçesi ile Meclis gündemine getirilen infaz düzenlemesi görüşmeleri TBMM’de sabaha kadar süren oturumlarda devam etti. CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinin tepki ve uyarılarını görmezden gelen iktidar bloğu, teklifin yasalaşması için tartışmaları unutarak maddeleri kabul ettirme çalışmasını hızlandırdı. Kadına yönelik suçlara üstü kapalı af getiren infaz paketindeki 53. madde ise muhalefetin istediği değişiklikler yapılmadan kabul edildi.
“On binler ölüm riskiyle yüz yüze”
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün cezaevlerinde üç mahkumun Koronavirüs salgınından öldüğünü açıklamasından birkaç saat önce TBMM Genel Kurulu’nda konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, infaz paketinde eşitlik ve adaletin olmadığını vurguladı. Teklif ile 100 bine yakın hükümlünün cezaevlerinden çıkarılması planlandığını belirten Çakırözer, henüz yargılanmaları hatta iddianameleri bile hazırlanmamış 90 bin tutuklunun ise kapsama alınmamasına tepki gösterdi.
Çakırözer, “Madem salgın ile mücadele diyoruz o zaman suçu kanıtlanana kadar masum sayılması gereken tutukluları ölümle baş başa bırakmayalım. Adli kontrol şartı ile derhal tahliye edilmeliler” dedi.
“Tavuk beslenecek diye katiller çıkarılıyor"
Teklife sahip çıkan AKP – MHP iktidar bloğunun “Kadına şiddet ve cinsel suçlar kapsam dışında” söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirten Çakırözer, “İşte bu 53. madde ile açık cezaevlerindeki 75 bin kişi evlerine gönderiliyor. Ama son dakika önerisiyle on binlerce hükümlü kapalı cezaevinden açık cezaevlerine alınacak Sonra da evlerine yollanacak. Gerekçesini ise iktidar kanadı ‘Açık cezaevlerindeki tavuklar beslenecek, domatesler sulanacak’ diye anlatıyor. İnanması zor ama komisyonda ve genel kurulda iktidar vekilleri böyle savunuyor bu örtülü affı. Tavuklar beslenecek, domatesler sulanacak gerekçesiyle kadına şiddet uygulayan, kadını ölüme iten suçlar dâhil aklınıza gelebilecek her türlü suçtan içeride yatmakta olan hükümlülerin açık cezaevine geçişlerine imkân sağlanacak” dedi.
“Şiddete çıkış yolu”
Salgın döneminde geçmiş aylara göre kadına şiddette olağanüstü artış olduğunu vurgulayan Çakırözer, “Buna rağmen özellikle bu 53. Madde ile ve buna maddeye son dakikada eklenen önergeyle; kadına şiddet suçlularına çıkış yolunu, kadın katillerine, kadınları yaralayanlara çıkış yolunu açmış oluyoruz. Siz olmuyor deseniz de bu yaşanıyor,yaşanacak. Kadın örgütleri ayakta. Yüz binlerce kadın feryat içinde. Duyun kadınların sesini!” dedi.
"Barışları tutma yasası"
İnfaz düzenlemesi kapsamına siyasi tutuklu ve hükümlülerin dahil edilmemesini de eleştiren Çakırözer “Çeteler, hırsızlar, rüşvetçiler, katiller çıkarken, gazeteci meslektaşlarım Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser, 70 yaşındaki Ahmet Altan ile iki buçuk yıldır tutuklu sivil toplum kurucusu Osman Kavala, düşünceleri nedeniyle tutuklu Selahattin Demirtaş, İdris Baluken ve belediye başkanları kapsamda yok. Bu yüzden de hiçbir şekilde vicdanlara sığmıyor, hiçbir şekilde hukukun terazisine sığmıyor” dedi.
Teklife dün eklenen bir madde ile MİT Kanununa aykırılık suçlarının infaz indirim kapsamından çıkarılmasını da eleştiren Çakırözer, “Biz düşünce suçluları da çıksın diyoruz, siz daha da kötüleştiriyorsunuz. Doğrudan OdaTV ve Barış’ları (Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu) hedef alan onları cezaevinde tutmayı hedefleyen bu tutum kabul edilemez. Madenlerdeki işçilerimizin katilleri, Gezi direnişçilerinin ölümüne neden olanlar, kadın ve çocuk katilleri hepsi bir şekilde izin sistemiyle, özel düzenlemelerle indirimlerden faydalanırken; Barışlar ve diğer siyasi tutuklular içeride ölümle, virüsle baş başa kalmaya devam edecek. İşte bu nedenle ‘bunu vicdanlar kabul etmiyor’ diyoruz” diye konuştu.
“Her teklifte baskı, yasak, sansür var”
Meclis’te komisyondan geçen YÖK kanundaki değişiklik ve gündeme gelen torba kanundaki düzenlemeleri de değerlendiren Çakırözer, “Millî Eğitim Komisyonu’na YÖK Kanunu geldi. Akademisyenlerin sadece düşünceleri nedeniyle üniversiteden ihracı var içinde. Önümüzdeki günlerde maddi ekonomik paket gelecek ama ekonomik paketle ilgisi olmayan bir şekilde WhatsApp'ın, Facebook'un, Twitter'ın erişime engellenmesi var. Yani yine düşünen, düşündüğünü ifade eden vatandaşlara baskı var, sansür var, yasak var. Çıkış yolu bu değildir; çıkış yolu hukuk devletidir, çıkış yolu demokrasidir” dedi.