Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, 80 yıldan bu yana Japonya, Hindistan, Endonezya, Nepal ve Pakistan'da oluşan 8-9 büyüklüğündeki 5 depremin, birkaç ay veya yıl gecikme ile Türkiye'de 6-7'den büyük yıkıcı artçı depremleri oluşturduğunu söylemenin mümkün olacağını belirtti.
Bektaş yaptığı açıklamada, Uzakdoğu'nun 8-9 büyüklüğündeki depremlerinin, Türkiye'de yaşanan depremleri tetiklediğini savundu.
Uzakdoğu'daki depremlerin, Türkiye'ye binlerce kilometre uzakta olduğunu ifade eden Bektaş, "Binlerce kilometre uzaktaki 8-9 büyüklüğündeki depremler, doğrudan Türkiye'de deprem oluşturmasa da gerilmelerin kırılma düzeyine kadar biriktiği deprem oluşturmaya hazır faylar tetiklenerek, artçı depremler oluşabilir" dedi.
ABD Jeolojik Araştırmalar Dairesi verilerine değinen Bektaş, "ABD Jeolojik Araştırmalar Dairesi verilerine göre, 2012'de Güney Hindistan'da meydana gelen 8,6 büyüklüğündeki depreme ait deprem dalgalarının faylar üzerinde oluşturduğu şok etkisinin sonucu olan 4,5'ten büyük artçı depremler, Türkiye çevresinde de kaydedilmiştir. Öte yandan deprem jeolojisinde son 10 yıl içerisindeki yeni gelişmeler, büyük depremlerin sadece yer kabuğunun üst kısımlarında değil derin kısımlarında da etkili olduğunu göstermiştir" diye konuştu.
Bu tür depremlerin zaman içerisinde kendisinden çok daha uzaktaki faylara derinden stres transferi yaparak birkaç ay veya yıl içerisinde gecikmeli olarak tetiklenmiş yeni depremler oluşturduğunu anlatan Bektaş, şöyle devam etti:
"Bu bilgileri dikkate aldığımızda 80 yıldan bu yana Japonya, Hindistan, Endonezya, Nepal ve Pakistan'da oluşan 8-9 büyüklüğündeki 5 depremin, birkaç ay veya yıl gecikme ile Türkiye'de 6-7'den büyük yıkıcı artçı depremleri oluşturduğunu söylemek mümkün. Türkiye'nin olası tetiklenmiş yıkıcı artçı depremleri ise 1934'te 8,1'lik Nepal depreminin küresel artçısı 1935'te 7 büyüklüğündeki Digor ve 6,2 büyüklüğündeki Marmara-Erdek depremleri, 1935'te 8 büyüklüğündeki Pakistan depreminin küresel artçısı 1938 yılında Kırşehir'deki 6,8'lik ve 1939'da Erzincan'daki 7,9'luk depremler, 1996'da Endonezya'daki 8,2 depreminin küresel artçısı 1998 yılında Adana-Ceyhan 6 ve 1999'da İzmit-Düzce 7,5 ve 7,2'lik depremleri, 2011'de 9 büyüklüğündeki Japonya depreminin küresel artçısı 2011'de 7,2'lik Van depremi, 2012'de Güney Hindistan'da yaşanan 8,6 büyüklüğündeki depreminin küresel artçısı geçen yıl Ege'de 6,2 ve Antalya 6 depremleridir."
Prof. Dr. Bektaş, 8'den büyük depremlerin zaman içerisinde küme oluşturduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"1900 yılından bu yana dünya ölçeğinde 8'den büyük depremler 1950-1965 yılları arasında belirgin bir kümelenme göstermiştir. 1965'ten sonra 2004 yılına kadar tüm dünya büyük deprem açısından oldukça sakin bir dönem geçirmiştir. 2004'te başlayan, 2012'de belirginleşen ikinci büyük deprem kümelenmesinin 2020 yılına kadar devam etmesi öngörülmektedir. Bu nedenle günümüzde deprem tehlikesi değerlendirmelerinde büyük depremlerin küresel ölçekteki yıkıcı artçıları oldukça büyük önem kazanmıştır."