Gül KABA-Özgür KUMANOVALI/İSTANBUL, (DHA) - TÜRKİYE Gıda ve Beslenme Derneği Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, aşurenin ete yakın protein içerdiğini söyledi. Besleyici değeri çok yüksek olan aşurenin yapılırken malzemesinin abartıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Elmacıoğlu, \"Aşure\'ye ne kadar çok kuru meyve katarsanız o kadar çok amino asitlerin vücuda alınmasını engellersiniz. O yüzden nohut, fasulye, bakla, kuru incir, kayısı, üzüm, kuş üzümünü de katıp abartmaya gerek yok. Ayrıca, büyüme ve gelişme çağında olan gençlerin aşureyi haftada 2 kez tüketmesi gerekir\" dedi.
Türkiye Gıda ve Beslenme Derneği ve İstinye Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, Muharrem Ayı\'nın ritüeli olarak kutlanan bolluk ve bereketi simgeleyen aşure gününe yönelik açıklamalarda bulundu.
Muharrem ayında tutulan orucun sona ermesiyle birlikte ikram edilmeye başlanan aşure, çevredeki insanlara dağıtılmaya başlanır. İslam\'a göre Muharrem ayının onuncu günü Hz. Nuh, Büyük Tufan’dan sonra karaya ayak bastığında elinde kalan son malzemelerle bu tatlıyı yapmıştır. Belli bir tarifi olmayan aşure bölgelere göre farklılık gösteriyor.
\"BAKLİYATLARI MUTLAKA BİR GECE ÖNCEDEN SUDA BEKLETİN\"
Aşurenin amino asit zengini bir tatlı olduğunu belirten Prof. Dr. Elmacıoğlu, \"Bazı bölgelerde fasulye, nohut, bazılarında ise fasulye, nohut, bakla kullanılıyor. Mutlaka içerisine bir miktar buğday konulur, kuru meyveler de bölgelere değişiklik gösteriyor. Besleyici değeri çok yüksek, ete yakın protein içeriyor. Aşurenin içine katılan kuru baklagiller bir gece önceden mutlaka ıslatılmalıdır\" diye konuştu.
\"BUĞDAY KOYUNCA NİŞASTAYA GEREK YOK\"
Aşurenin içerisinde buğday koyuluyorsa nişastaya gerek olmadığını söyleyen Prof. Dr. Elmacıoğlu, \"Çünkü buğday nişastası bol bir tahıl ürünüdür. Vücudumuzda büyüme, gelişme, onarım için gerekli olan amino asitleri aşure ile bir anda alabiliyoruz. Dolayısıyla böyle bir tatlı geleneği dünyada başka hiçbir ülkede yok\" dedi.
\"AŞURE YİYEN ÇOCUK KİLO ALMAZ, BÜYÜR, GELİŞİR\"
Aşurenin özellikle çocukların gelişimi açısından oldukça önemli bir tatlı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Elmacıoğlu, \"Çocuklar için günümüzde obezite büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Evlerde çocuklara küçük porsiyonlarda aşure ve benzeri tatlılar yapıldığı zaman çocuklar kilo almaz, büyür, gelişir ve en ekonomik şekilde de beslenmiş olur\" ifadelerini kullandı.
\"MALZEMESİNİ ABARTMAYIN\"
Aşurenin yapılırken abartıldığını söyleyen Prof. Dr. Elmacıoğlu, \"Bu abartıyı azaltmak lazım. Nohut, fasulye, bakla koyduk sonra içine kuru incir, kayısı, üzüm, kuş üzümü de dahil edip abartmamak gerekiyor. Üzümlerden birini koysak içine yeterli, kuş üzümünün koyulmasına gerek yok. Çekirdeksiz üzümün kilosu 25 lira, en fazla 50 gram koyuluyor. Aşureye ne kadar çok kuru meyve katarsanız o kadar çok amino asitlerin kullanımını engellersiniz. Kayısı, kuru incir varsa koyun yoksa şart değil. Süsleme içinde Antep Fıstığı ve dolma fıstığını pahalı ve gereksiz buluyorum, beslenmeye artı getirmez, görseli güzelleştirir. Tariflerimiz abartılmazsa besin değerini kaybetmeden faydalı olur\" dedi.
\"AÇ KARNINA DA YENEBİLİR\"
Büyüme ve gelişme çağında olan gençlerin haftada 2 kez aşure tüketilmesini öneren Prof. Dr. Elmacıoğlu, \"Aşure aç karnına da yenebilir, kremalı pastalara ve şerbetli tatlılara benzemez. Aşurenin glisemik endeksi de diğer tatlılardan çok daha düşüktür\" diye konuştu.
\" KURU İNCİR, KAYISI VE ÜZÜMDEN BİRİNİ SEÇİN\"
Pirincin bazı bölgelerde koyulduğunu fakat buğday olduğu için gerek olmadığını belirten Prof. Dr. Elmacıoğlu,\"Tadından da hiçbir şey kaybetmezsiniz. Ayrıca, kuru incir, kayısı, üzümden birini seçmek lazım, hepsini koymamız gerekmiyor. Kuru incir de aşurenin rengini karartabilir\" ifadelerini kullandı.
(FOTOĞRAF-GÖRÜNTÜ)