11 Şubat 2025 19:30
Güncelleme: 11 Şubat 2025 19:55
Ege Denizi Santorini Adası civarında meydana gelen depremlerle ilgili sismik aktivitenin yaklaşık 2 bine ulaştığını söyleyen AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, "10- 15 günden bu yana ciddi bir sismik aktivite var. Bugün itibariyle bu sismik aktivite yaklaşık 2 bine ulaştı. Bunlar içerisinde 5 ve üzerinde toplam 5 deprem var. AFAD olarak vatandaşlarımızı bilgilendirmek durumundayız" dedi.
Muğla İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü'nde Ege Denizi Santorini Adası ve çevresindeki sismik aktiviteye yönelik Olası Risk Değerlendirmesi Bölgesel Koordinasyon Toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantının ardından AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Afetlere Müdahale Genel Müdürü Dr. Sadi Ergin, Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Prof. Dr. Levent Gülen ve alanında uzman çok sayıda araştırmacı Bodrum'un Turgutreis Mahallesi'ne geldi.
Kaymakam Çit burada yetkililere harita üzerinden bilgilendirmelerde bulundu. Bölgede incelemelerde bulunan heyet ise deprem, tsunami ve volkanik patlama ile ilgili açıklamalar yaptı.
Yaşanan son gelişmelerle ilgili bilgi veren Deprem Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, şu ifadeleri kullandı:
"10- 15 günden bu yana ciddi bir sismik aktivite var. Bugün itibariyle bu sismik aktivite yaklaşık 2 bine ulaştı. Bunlar içerisinde 5 ve üzerinde toplam 5 deprem var. Bunların en büyüğü de 5.2. Bu depremlerin bir bölümünü değişik kıyılarda ve değişik bölgelerde hissettik. Geçen hafta AFAD'ın koordinasyonunda bir toplantı gerçekleştirdik. Birçok bilim insanı katıldı, konu enine boyuna değerlendirildi. Olası riskler tartışıldı. Bölgelerde koordinasyon toplantıları yapma kararı aldık. Volkanik patlama ve tsunami konuları tartışıldı. Ahmet Cevdet Yalçıner hocamız ve ekibinin yaptığı modellemeler var. O modellemelerde ortaya çıkan sonuca göre olası bir tsunami durumunda kıyılarımıza en erken ulaşma süresi 1 saat. Kıyılarımızda herhangi bir yıkıcı etki yapmayacağını da söyleyebiliriz"
Prof. Dr. Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AFAD olarak vatandaşlarımızı bilgilendirmek durumundayız. İl, ilçe planlarımızı değerlendiriyor ve farkındalık faaliyeti yürütüyoruz. Vatandaşlarımızın panik yapmasına gerek yok, devletimizin bütün organları gerekli çalışmaları yapıyor. Sosyal medyada oluşabilecek dezenformasyonlara itibar edilmemeli, resmi kanallardan yapılacak açıklamalar dikkate alınmalı. Bu toplantının devamı yarın Aydın'da yapılacak ve buradan Didim'e geçeceğiz. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ilk bilgiyi aldıktan sonra AFAD'a tsunami uyarısı yapıyor. AFAD da ihtiyaç durumunda yerel yönetimlere ve vatandaşlara Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi (AYDES) üzerinden kısa mesajla, ezan sistemiyle, yerelde kurulan mobil siren sistemleriyle titreşimli mesaj yöntemleriyle bu durumu aktaracağız."
Tsunami ile ilgili değerlendirme yapan Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner ise "Geçmişe baktığımızda, geçmişten gördüklerimiz gelecekte de tekrarlayabilir ama can kaybı olmayacak. Depremlerin olduğu bölgede tsunami oluşabilir. Tsunami Türkiye kıyılarına geldiğinde gücü azalacak ve yıkıcı etkisi kalmayacak. Süre 1 saat ve bizim yapmamız gereken kıyıdan daha uzağa gitmek. Korkmayalım, süremiz var. Zaten uyarı gelecek ve ansızın olmayacak. Kıyıdan uzaklaşarak zararı en aza indirmek mümkün" açıklamalarında bulundu.
Volkanik patlamayla ilgili konuşan Prof. Dr. Levent Gülen de şu ifadeleri kullandı:
"Sismik deprem aktivitesi 25 Ocak'tan beri devam etmekte. Yer kabuğunun içine doğru yükselen magma bir magma odasında yer almakta. Bu ortamdaki basınç ve sıcaklık çok fazla. Bunun yanı sıra hem hidrotermal çözeltiler hem de gazlar var. Bunlar basınç yapıyor. Hidrokraking yani hidro parçalama yapıyor. Küçük depremlerin oluşmasının nedeni hidrokraking. Bu hidrokraking esnasında bölgede 8 tane normal fay var.
8 faydan bazıları volkanik nedenlerle tetiklenebiliyor. 5 civarındaki büyük depremleri yaratıyorlar. Magma odasının derinliği 7 ila 12 kilometre arasında, yüzeye ulaşabilmesi için 7 kilometre daha mesafe var. Şu an itibariyle bir patlama tehlikesi yok. Eğer bu sismik aktivite sığ bölgelere 2- 3 kilometre kadar gelirse volkan püskürmesinden bahsedebiliriz.
Gaz çıkışında aradaki mesafeyi düşünecek olursak Türkiye kıyılarına uzaklık 140 kilometreden fazla gazın taşınması sırasında seyrelme olacaktır. Dolayısıyla Santorini'de gözlenen ölümler gibi bir olaylar olmayacaktır. Çıkan gazların kimyasal analizleri sürekli yapılmakta ve çıkan gazların yüzde 90'nı karbondioksit saptanmakta. Volkan tehlikesi açısından paniğe kapılacak bir durum yok. Durum 7 gün 24 saat izlenmekte, vatandaşlarımız bu konuda müsterih olsun"(DHA)
© Tüm hakları saklıdır.