Yeni Şafak yazarı Özlem Albayrak, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın tepkilere yol açan "Affadersiniz bana daha da çirkinini söylediler, Ermeni dediler" sözlerine ilişkin olarak, "Diyelim ki, yabancı düşmanlığı olan müfredat tezgahından geçmiş Erdoğan, Ermenileri küçümsedi. Ama iyi niyetle, ama siyasal bir çıkar gözeterek, attığı somut adımlar görülmüyor mu sanıyorsunuz" dedi. Erdoğan'ı "ırkçılık" ve "Hitler" benzetmesi ile eleştirenlere seslenen Albayrak, "Sizler Rum'a da, Ermeni'ye de, Kürt'e de onyıllar boyunca 'Varlığım Türk varlığına armağan olsun' dedirttiğiniz, 'Ne mutlu Türküm diyene' cümlesini küçücük çocukların kafasına çivi gibi çakan, uluslaşmaktan ziyade koyunlaşmaya neden olduğuna inandığım uygun adım marşınız Andımız kaldırılırken aylar boyunca ağlaşmadınız mı?" ifadelerini kullandı.
Özlem Albayrak'ın Yeni Şafak'ta "Affedersin, bağzı Türkler!" başlığıyla yayımlanan (8 Ağustos 2014) yazısı şöyle:
Başbakan'ın 'Benim için Gürcüdür, affedersin çok daha çirkin şeyler, Ermeni diyen oldu' dediği günden bu yana; sosyal medya çalkalanıyor; Erdoğan'ın ne ırkçılığı kaldı, ne ayrımcılığı, ne azınlık düşmanlığı... Bu ülkenin son 12 yıllık tarihini -ve elbette kıyas yapabilmek ondan öncesini- bilmeseniz gayri müslim vakıf mallarının iadesini ivedilikle gerçekleştiren, Ahdamar Kilisesi'ni 1 buçuk milyon dolara restore ettiren, kilisede 95 yıl aradan sonra ilk ayinin gerçekleştirilmesine önayak olan, 1915 olayları sırasında hayatını kaybeden Ermeniler için bir taziye mesajı yayınlayan ilk Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olan Erdoğan'ın ırkçı, şovenist, ayrımcı bir faşist olduğuna yemin edebilirsiniz.
Vaktiyle 'Milyarlık Arazi Ermeni Cemaatine' başlıklı haberlerinde 'Müslüman vakıf mallarını iade etmekte acele etmeyen hükümet, azınlıklara bayram yaşatıyor. Yeraltındaki kiliseleri yerüstüne çıkartan hükümet, son olarak Ermeni cemaatinin Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı'na ait olan 42 bin 259 metrekarelik Zeytinburnu Stadı'nı Ermenilere verdi' ve benzeri cümlelerle Erdoğan'a vuranlar; O'nu ırkçı ilan etmiş gözüküyorlar.
Muhalefeti düşmanlık, eleştiriyi hakaret, argüman öne sürmeyi, samimiyetsiz laflarla göz boyamak zannedenler, Erdoğan'ın 'affedersin' lafını, Ermeniliğe bağlıyorlar.
Oysa, dünkü yazısında (06/0872014-Yeni Şafak) Markar Esayan da sözetti; belli ki Erdoğan 'affedersin' lafını, kendisine isnat edilen 'Ermeni dölü' ifadesi için kullanmıştı. Hem aşağılama içeren 'dölü' lafını anıştırmak, hem de o lafı kullanmaktan kaçınmak için de 'afedersin' kelimesini tercih etmişti.
O cümlenin kullanılışından, o lafın gelişinden öyle olmadığı anlaşılıyor elbette ama velev ki, 'hazır Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşmış, elimize ne geçerse onunla vuralım'cılar haklı; velev ki Başbakan Erdoğan 'affedersin'i Ermeniliğe yakıştırılan sıfat için değil de, Ermeni olma durumunu kendisi için kullandı.
Ne değişir?
Bu ülke çok yakın bir zamana kadar 'Ermeni dölü', 'Rum p..i', 'Yunan gavuru', hatta Kürtlere yönelik 'kıro' laflarının 'kullanmayanı dövüyorlar' derecesinde cömertçe kullanıldığı bir ülke değil miydi? Ben çocukluğumda bu lafların hepsini ama o şekilde, ama bu şekilde, bir biçimde duydum, siz duymadınız mı? Türklerin asil bir ırk olduğu ve diğer milletlerin Türklere ancak hizmetçi olabileceği yollu satır altından, satır arasından, satır üstünden, her yerinden ırkçı mesajlar akan Atatürk menkıbeleriyle büyümediniz mi? Sizler 'ayy Erdoğan çok ırkçı, aynı Hitler' diyenler; Rum'a da, Ermeni'ye de, Kürt'e de onyıllar boyunca 'Varlığım Türk varlığına armağan olsun' dedirttiğiniz, 'Ne mutlu Türküm diyene' cümlesini küçücük çocukların kafasına çivi gibi çakan, uluslaşmaktan ziyade koyunlaşmaya neden olduğuna inandığım uygun adım marşınız Andımız kaldırılırken aylar boyunca ağlaşmadınız mı?
Şimdi nedir bu eşitlikçi havalar?
Nedir yani? 'İmtiyazsız ve sınıfsız bir kitle' yaratılacak derken, devletin düşman olduğu, devlete düşman, birbirine düşman ve 80 yılda patlama noktasına varacak denli derin bir irin biriktirmiş toplumsal gruplar yaratan resmi ideolojiye itiraz edenlerden biri olan ve 'böyle gelmiş böyle gider' düzenini değiştirmek için ilk kez elini taşın altına koyan kişiye 'Aaaa affedersin dediii' yapmalar...
Çelişki arayalım derken, ne kadar çok kendinizle çelişiyorsunuz. Sokaktaki vatandaşı ne kadar küçümsüyorsunuz, onyıllardır 'onlara ne versek gider' yapıyorsunuz.
Diyelim ki, her birimiz gibi resmi ideolojinin, bileşenlerinden biri de yabancı düşmanlığı olan müfredat tezgahından geçmiş Tayyip Erdoğan, subliminal bir refleksle 'afedersin Ermeni' dedi, diyelim ki Ermenileri küçümsedi. O'nun bilinçaltımızdaki tortulara rağmen; bu ülkede varolan dinlerin, dillerin, ırkların düşmanca değil barış içinde yaşaması için –ama iyi niyetle, ama siyasal bir çıkar gözeterek, orası hiç mühim değil- attığı somut ve hepimizin hayatına değecek kadar yaygınlaşan adımlar görülmüyor mu sanıyorsunuz?
İman-ı ekmel, ihsan-ı ekmel, ihlas-ı ekmel, rıza-ı ekmel ve yakin-i ekmel aşkına çok yanılıyorsunuz.