Westfäliche Nachrichten Meksika‘da meydana gelen ve çok sayıda can kaybına yol açan depremi şöyle yorumluyor:
"Meksikalılar yeni depremler ve yeni acılar yaşama korkusundan ve çaresizlik duygusundan bir süre kurtulamayacaktır. Şimdi yeniden inşaat yönetmelikleri üzerine tartışmalar yapılacak. Neden başkentte bu kadar çok bina çöktü, neden hastane gibi böylesine önemli binalar depreme dayanıklı biçimde inşa edilmedi? Meksikalıların yanıtlamaları gereken sorular bunlar. Dünyanın geri kalanı öncelikle tek bir şeyi göstermeli: Mali yardım ve insani dayanışma."
Frankfurter Rundschau ABD Başkanı Donald Trump'ın BM'de yaptığı, Kuzey Kore ve İran'a yüklendiği konuşmasını ele alıyor. BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, Kuzey Kore'ye yok etme tehdidinde bulunan Trump, selefi Barack Obama döneminde İran'la imzalanan nükleer anlaşmanın da ABD için bir "utanç kaynağı" olduğunu söylemişti. Gazetenin yorumu şöyle:
"Hiç kimse Kuzey Kore'ye nasıl set çekileceğini bilmiyor ama kesin olan şu: Nükleer bomba ile tehdit edilen, kendisini savunmanın tek yolunun bir nükleer bombaya sahip olmak olduğunu bilir. Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması birçok kez ihlal edildi. Trump'ın politikası birçok yerde kendi nükleer silahına sahip olma isteğini canlandırıyor. Bu ülkelerin sayısı giderek artıyor. Donald Trump korkunç da olsa, yeni ilişkileri daha net görebilmemize yardımcı oluyor. Bize bunu gösterdiği için değil. Tam tersine Trump'ın, Harry Truman'ın Sovyetler Birliği'nin olmadığı dünyayı yeniden candırma isteği, röntgende kullanılan kontrast maddelerin işlevini görerek, günümüzü daha iyi anlayabilmemize yardım ediyor."
Nürnberger Zeitung'da aynı konuyla ilgili yorum şöyle:
"Trump'un seçilmesinden yaklaşık bir yıl sonra bunun uluslararası devletler topluluğu için ortaya çıkan sonuçları inkar edilemez. Dünyayı 'iyi' ve 'kötü' diye ayıran ve sadece Amerika'nın çıkarlarını savunan ABD Başkanı partnerleriyle de sürekli olarak karşı karşıya geliyor. Düşmanlarını nükleer bomba ile tehdit eden bir ABD Başkanı, dünya üzerindeki her despota sadece nükleer silahla buna karşı durulabileceği mesajını veriyor."
Stuttgarter Zeitung'un yorumunda ise BM Genel Kurulu'nda yapılan konuşmalarda dile getirilen BM'de reform yapılması talepleri mercek altına alınıyor:
"BM reformları gerekli ancak bu BM'ye ödenen aidatlarda indirim konusuyla aynı kefeye konulmamalı. Sonuç olarak sadece BM değil, dünya üzerindeki acılar da büyüdü. Barışı güvence altına alan mavi bereliler misyonları bütçeden aslan payını alıyor. Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü üzücü bir bizimde düzenli olarak, seller, kuraklık ve diğer afetlerin yol açtığı zararın yardım bütçesinden çok daha fazla olmasından yakınıyor. Bu konuda gelecekte çok fazla bir değişiklik olmayacak. BM'nin çalışmalarını uzun vadede sağlam bir temele oturtmak, üzerine kafa yormaya değecek reformların başlangıcı olabilir."
© Deutsche Welle Türkçe
HT/BK