Sosyal Demokrat Partili (SPD) Adalet Bakanı Heiko Maas'ın hazırladığı yasa tasarısı Ceza Yasası'nın 46. maddesinde değişiklik öngörüyor. Bu madde cezanın tayini sırasında kullanılması gereken ölçüleri içeriyor. Maas bu maddedeki değişiklikle gelecekte hakimlerin ceza tayini sırasında, saldırının nedenini dikkate almalarını hedefliyor. Buna göre saldırının yabancı düşmanı, ırkçı ya da insan onurunu hiçe sayan motif içermesi halinde, saldırganların daha sert cezalara çarptırılması öngörülüyor.
Adalet Bakanı Maas söz konusu yasa tasarısındaki değişikliği eyaletlerin adalet bakanlarına gönderdi. Adalet bakanları tasarı ile ilgili görüşlerini Federal Adalet Bakanlığı'na iletecek. Ardından tasarı önce Federal Meclis'in gündemine gelecek. Meclis'te kabul edilmesi halinde ise Eyalet Temsilciler Meclisi'nin onayına sunulacak.
Muhalefetin eleştirisi
Muhalefet tasarıyı 'sembolik' olduğu gerekçesiyle eleştiriyor. Sol Parti hukuk politikaları sözcüsü Halina Wawzyniak, yasa değişikliğindeki 'insan onurunu hiçe sayan' ifadesine dikkat çekerek, bu tanımın yoruma açık olduğunu, dolayısıyla bir belirsizlik içerdiğini savunuyor. Wawzyniak, 'Örneğin bana göre homofobik, antisemit motif içeren ya da sokakta yaşayan evsizleri hedef alan saldırılar da insan onurunu hiçe sayıyor' diye konuşuyor.
Yeşiller içişleri politikaları uzmanı Volker Beck ise yasa tasarısını 'sembolik bir adım' diye tanımlıyor. "Gelecekte saldırının işlenme nedeninin ceza tayininde dikkate alınacak olması kulağa hoş geliyor ancak saldırı kayıtlara geçirilirken nedeni belirtilmezse hiçbir işe yaramaz" diyor.
Kılıç: 'Yargıtay kararı yasaya giriyor'
Yeşiller Partili eski milletvekili, hukukçu Memet Kılıç ise 'sembolik bir adım' olduğu eleştirisini dile getirlenlere şu yanıtı veriyor:
"2003 yılında Alman Yargıtayı'nın verdiği bir karar zaten var. Bu kararda Yargıtay, 'Kurbana sırf bir gruba ait olduğu için saldıran kişinin bu durumu dikkate alınır ve bu, cezayı ağırlaştıracak bir nedendir' diyor. Adalet Bakanlığı şimdi verilen bu kararı yasanın içine yazıyor ve bütün hakimler, savcılar ve onlar üzerinden polislerin bunu dikkate almasını hedefliyor. Yani tasarıyı eleştirenler kendi açılarından haklılar 'sembolik bir düzeltme değil mi? Zaten Yargıtay kararı var' diyorlar ama bu sembolik düzeltme olmazsa, polisin hizaya geleceği, savcının da araştıracağı yok."
Federal Hükümet'in değişiklik adımında, NSU cinayetlerini araştıran Meclis Araştırma Komisyonu'nun tavsiye raporunun etkisi büyük. Komisyon raporunda aşırı sağla nasıl daha etkin mücadele edilebileceğini özetlemiş ve aşırı sağcı motif içeren suçlara daha sert ceza verilmesini önermişti.
'Amaç polis, savcı ve hakimleri hassas hale getirmek'
Yeşiller Partili Memet Kılıç, tasarının yeterli olmadığını asıl işin poliste bittiğini söylüyor ve suç işlendiğinde olay yerine polisin giderek kayıtlara geçirdiğini söylüyor. Kılıç'a göre hükümet NSU cinayetlerinin ortaya çıkarılmasında çok sayıda ihmali ortaya çıkan polisi yabancı düşmanı ve ırkçı saldırılara karşı hassas hale getirmeyi istiyor. Polisin yanısıra hakim ve savcıları da:
"Adalet Bakanlığı biraz işin sonundan başlıyor. Yani hakimin önüne koyuyor bu işi. hakimin önüne koyduğu zaman da hakim savcıya bunu soracaktır. Savcı bunu dava açma sürecinde, iddianamede dile getirmek zorunda kalacaktır. Bu saldırıda ırkçı, yabancı düşmanı veya belirli bir gruba yönelik, insanlığı aşağılayıcı bir motif olup olmadığını araştıracaktır. Bunu da polis aracılığıyla araştıracaktır."
Ancak Kılıç, hakimler ve savcıların aşırı sağcı ya da ırkçı saldırılar konusunda daha hassas hale gelmeleri için programlar düzenlenmesini ve Almanya genelinde ırkçı, yabancı düşmanı saldırıların aynı kriterler baz alınarak istatistiklere geçirilmesi gerektiğini, bu konuda da içişleri bakanlıklarının uzlaşma sağlaması gerektiğini söylüyor.