Dünya
Deutsche Welle

Yapay zeka: Avrupa ile ABD'nin yolları ayrılıyor

01 Şubat 2025 17:23

Güncelleme: 01 Şubat 2025 17:26

Donald Trump yönetimi altında ABD'de yapay zeka yatırımları için teknoloji devlerine büyük olanaklar sunulacak. Avrupa ise önce "güvenlik" diyor.

Yapay zeka alanında son dönemde yaşanan gelişmeler, teknoloji dünyasının yanı sıra siyaset ve toplumsal yaşamı da sarsıyor.

Henüz ABD üretimi ChatGPT'nin yapay zeka alanında getirdiği yeniliklerin yankıları sürerken birkaç gün önce Çinli yazılımcıların ChatGPT'den çok daha düşük maliyetle geliştirmeyi başardıkları DeepSeek, çıtayı daha da yükseltti.

Yapay zeka, geçmişte insan zekasına mahsus olan bazı görevleri akıllı cihazların daha hızlı bir biçimde halledebilmesine olanak tanıyor. Bu da bir yandan iklim değişikliğinden tıbba birçok alanda yeni çözüm fırsatları sunarken diğer yandan da çalışanların istihdamını tehlikeye atıyor. Ayrıca kişisel alanın istismar edilebileceği tehlikesini güçlendiriyor.

Yapay zeka, transatlantik ilişkilerde de sorun yaratma potansiyeline sahip. Geleneksel müttefikler Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) yapay zekaya kurallar getirilmesi konusunda farklı tavır içinde.

AB, yapay zekaya ilişkin yasal düzenlemelerinde kullanıcı güvenliği ve hesap verebilirliği güçlendirmeye ağırlık veriyor. Donald Trump yönetimi altındaki ABD ise yapay zeka alanında çalışan şirketler üzerindeki kısıtlamaları giderek gevşetiyor ve teknoloji devlerinin siyaset üzerinde sahip oldukları etkiyi de artırıyor.

Teknoloji devlerinin etkisi
Berlin merkezli düşünce kuruluşu Interface'ten Lisa Soder, ABD'nin yapay zekaya yaklaşımının Trump tarafından ciddi biçimde dönüştürüldüğüne dikkat çekiyor. Soder, "ABD'de kullanıcı güvenliğine önem atfedilmesinden keskin bir dönüşe tanıklık ediyoruz. 'Önce Amerika' mantıklı yapay zeka bugünlerde çok revaçta" değerlendirmesini yapıyor.

Başkanlık koltuğuna 20 Ocak'ta oturan Trump, görevdeki ilk gününden bu yana yapay zekanın nasıl regüle edileceği meselesini teknoloji şirketlerine devretmeye niyetli olduğu açıkça belli etti.

ABD'nin 47'nci başkanının devir teslim törenine katılan isimler arasında Trump'ın en büyük destekçilerinden olan Tesla, SpaceX ve X CEO'su Elon Musk'ın yanı sıra ChatGPT'nin sahibi OpenAI CEO'su Sam Altman ve Meta CEO'su Mark Zuckerberg de yer aldı.

Protokolün üst sıralarında yer alan söz konusu isimler, Trump'ın ailesinin arkasında ikinci sıraya oturma ayrıcalığına sahip oldu.

Trump'ın yapay zeka atılımı: Stargate

Trump göreve başlar başlamaz ilk gününde de selefi Joe Biden'ın imzalamış olduğu, yapay zeka konusunda kullanıcılar için koruma sağlayan bir başkanlık kararnamesini iptal etti.

Bunu takip eden günlerde ise Trump, ChatGPT'nin altında imzası bulunan Altman ve teknoloji şirketleri Softbank ve Oracle'ın yöneticilerini Beyaz Saray'a davet etti. Bu çerçevede Trump tarafından "tarihin açık ara en büyük yapay zeka altyapı projesi" olarak nitelendirilen Stargate projesi kapsamında gelecek dört yılda, başta veri merkezleri olmak üzere yapay zeka altyapısına 500 milyar dolar yatırım yapılacak.

Trump, projenin yalnızca ABD'de uygulanacağının da altını çizdi. Aynı çerçevede 180 gün içerisinde bir "yapay zeka eylem planı" geliştirilmesi talimatı veren bir başkanlık kararnamesi de imzalayan Trump, söz konusu plan ile "Amerika'nın yapay zeka alanındaki hakimiyetini sürdürme ve geliştirmenin" amaçlandığını ifade etti.

Detayları hâlâ belirsizliğini koruyan projenin, teknoloji devlerine yeni yapay zeka teknolojileri geliştirmek için olağanüstü bir özgürlük tanıyacağına kesin gözüyle bakılıyor. Söz konusu politika kapsamında, şirketlerin, yapay zekanın gündelik kullanımı konusunda doğabilecek riskleri en aza indirgeme zorunluluğu da büyük oranda ortadan kalkacak.

AB "önce güvenlik" demeye devam edecek mi?

Atlantik Okyanusu'nun diğer tarafında ise yurttaş hakları temelli politikanın sürdürüleceğine yönelik ibareler mevcut.

AB'nin Yapay Zeka Yasası, Ağustos 2024'te yasalaşarak kısmen yürürlüğe girdi. Yasa ile teknolojik yenilikçilik desteklenmekle birlikte yapay zekanın AB vatandaşları üzerindeki olası etkilerinin bertaraf edilmesi amaçlanıyor. Yapay zeka alanında çok sayıda yeni kural ve yükümlülük getiren yasa kapsamında, kullanıcıların temel hakları üzerinde risk teşkil edebilecek sistemler regüle ediliyor.

Ancak söz konusu yasa konusunda AB içerisinde fikir birliği olmadığını unutmamak gerekiyor. Yasanın destekçileri yurttaşların korunması gerektiğinin doğru bir yaklaşım olduğunun altını çizerken yasaya eleştirel yaklaşan kişiler ise yasanın Avrupalı şirketlere uluslararası rakipleri karşısında handikap oluşturduğunu öne sürüyor.

Öte yandan Brüksel ve üye devletlerin başkentlerindeki AB makamları, söz konusu kuralların uygulanması için yeni bürolar oluşturmaya başladı bile. Ancak bu sırada, yeni kurulan devlet kurumları arasında uygulamada yorum farklılıkları oluşabileceği endişesi de gündemde.

Teknoloji uzmanı Soder, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:

"AB içerisinde, yapay zeka konusunda sahip olan görüşlerde de bir dönüşüme tanıklık ediyoruz. Şu anda neyin uygulanabilir olduğu ve AB'nin bu kurallar mevcutken ne kadar kararlı olabileceğine ilişkin çok büyük bir belirsizlik hakim. Bu kararlılıktan kasıt, örneğin, AB'nin şirketlerden ne tür bilgileri talep edebileceğiyle ilgili."

Küresel yapay zeka yarışı

Yapay zeka teknolojisi alanında giderek kızışan yarışa birçok küresel ve bölgesel aktör dahil oluyor. Çeşitli ülkelerden çeşitli şirketler, kendilerine ekonomik, askeri ve stratejik avantajlar sağlaması amacıyla yapay zeka teknolojileri geliştirmek için uluslararası bir yarışın içerisinde.

Uzmanlar, Trump'ın dört yıl sürecek başkanlığının küresel yapay zeka yarışı üzerinde kalıcı bir etki bırakacağında hemfikir.

Şu ana kadar bu yarışı açık ara önde götüren ülke, yapay zeka araştırmalarına büyük yatırımlar yapan Google, Meta, Apple ve OpenAI gibi teknoloji devlerinin memleketi ABD oldu. Ancak ABD'yi takip eden Çin'deki devlet destekli şirketler, arayı kapatıyor. Özellikle geçen hafta duyurulan Çin yapımı DeepSeek, ABD'li teknoloji şirketlerinin yöneticilerine soğuk terler döktürdü.

Yapay zekaya ilişkin uluslararası bağlayıcılığa sahip olan kural oluşturma çabaları ise şimdiye kadar başarısız oldu. Üstelik şimdi Trump'ın Beyaz Saray'a ikinci kez taşınmasıyla birlikte buna artık imkansız gözüyle bakılıyor.

Geçmişte birçok şirketin yapay zekanın geliştirilmesi ve kullanılmasına yönelik gönüllü olarak bazı kurallara bağlılıklarını ilan ettiğini hatırlatan Soder, bundan böyle şirketlerin bu kurallara uymayı sürdürmesinin de pek gerçekçi olmadığına dikkat çekiyor.

Şimdi gözler, 10-11 Şubat'ta Fransa hükümetinin ev sahipliğinde Paris'te düzenlenecek olan Yapay Zeka Eylem Zirvesi'nde. Soder, yapay zekanın gelecekte nasıl bir rota izleyeceğine dair ibarelerin söz konusu zirvede gözlemlenebileceğini söylüyor:

"Geçmişte şirketler, güvenlik ve güvenilirlik adına çok fazla çaba sarf etme sözü vermişlerdi. Ancak şimdi jeopolitik durum değişti. Teknoloji şirketlerinin geçmişte belirledikleri kurallara uymayı sürdürüp sürdürmeyeceği, Paris'teki zirvede belli olacak."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle