T24 Haber Merkezi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. İddianame yüksek mahkemeye gönderildi. En son 2008'de AKP'ye karşı açıldıktan sonra 13 yıl sonra ilk kez gündeme gelen siyasi parti kapatma davasında HDP 'terör örgütü ile iltisaklı olmak'la suçlanıyor.
TIKLAYIN - HDP'nin "kapatma" iddianamesinde 687 kişi için siyasi yasak talep edildi; "HDP, PKK'nın siyasi görünümlü uzantısıdır"
HDP'nin kapatılmasını uzun süredir savunan MHP'nin 13. Olağan Büyük Kurultayı'ndan bir gün önceye rastlayan davanın iddianamesinde HDP'ye yöneltilen suçlamalar arasında, "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamakla" da yer alıyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin, yazılı açıklamasında, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarından olan siyasi partilerin, toplumun ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sunmayı amaçlayan kurumlar olduğunu belirtti. "Siyasi partilerin bu amaçlarını evrensel ve demokratik hukuk kuralları çerçevesinde barışçıl yollarla gerçekleştirmelerinin esas olduğunu" vurgulayan Şahin, "bununla birlikte Anayasa'nın 68/3. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası'nın 90. maddesinde, siyasi partilerin faaliyetlerini Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde sürdürmeleri gerektiğinin düzenlendiğini" hatırlattı.
TIKLAYIN - HDP'ye kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından seçilmişti
Anayasa'nın 14. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan" faaliyetler biçiminde kullanılamayacağının" öngörüldüğünü anımsatan Şahin, şu ifadeleri kullandı:
"Anayasanın 69. maddesinin 6. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası'nın 103. maddesinde, bir siyasi partinin Anayasa'nın 68. maddesinin 4. fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak bu nitelikteki fiillerin işlendiğinin ve odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verileceği belirtilmiş, fıkranın devamında da bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin tüm organlarınca zımnen veya açıkça benimsendiği, yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılacağına işaret edilmiştir."
Başsavcı Şahin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinin 1. fıkrasında, "herkesin barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkı"na sahip olduğunun belirtildiğini, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu hakların kullanılmasına, ulusal ve kamusal güvenliğin korunması, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla kanunla kısıtlama getirilebileceği ilkesinin kabul edildiğini" vurguladı.
TIKLAYIN - HDP: AKP, MHP'ye kongre hediyesi vermiş, savcılar siyasi talimatla hareket etmiştir
"Devletin bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından..."
Şahin, açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, terörün kınanmamasını dahi siyasi partilerin kapatılması için yeterli bir gerekçe olarak kabul etmiştir. Siyasi parti yönetici ve üyeleri demokratik ilkeler çerçevesinde faaliyetlerine devam etmeli, terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olmamalı, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamamalıdır. Bu bağlamda, Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından, adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesi'nden talep edilmiştir."
Süreç nasıl işleyecek?
AYM, raportör dava dosyasının tam olup olmadığına bakacak. Herhangi bir eksiklik olmaması halinde dosya AYM Genel Kurul Raportörü'ne gönderilecek ve kontrol edilecek.
Ardından davanın kabul edilip edilmemesi hakkında karar verilecek. Bu konuda bir süre sınırı bulunmuyor.
Siyasette HDP'nin kapatılması tartışması
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP'nin kapatılması gerektiğini söylemiş, "Adalet ve hukuk mutlak surette devreye girmeli, HDP'nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır. Yani demem odur ki, HDP'yi Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuştur. Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalıdır" demişti.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ise katıldığı bir televizyon programında "Parti kapatmalarının Türkiye'de olumlu sonuçları görülmedi" yorumunu yapmıştı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ise bu konudaki görüşünü AKP MYK toplantısında dile getirdiği öne sürülmüştü.
Hürriyet muhabiri Gizem Karakış'ın kulis haberine göre, Erdoğan, "En çok bizim ağzımız yandı bu konuda. Parti kapatmayı AKP zorlaştırdı. Bu bizim kararımız zaten. Parti kapatmak yerine kişiler üzerinden bir ceza verilecekse verilmelidir" değerlendirmesini yaptığı iddia edilmişti.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise "Eğer siz HDP'yi kapatarak 6-6,5 milyon kişiyi cezalandıracaksanız bunun adı demokrasi değil. Tüzel kişi suç işlemez, onun içindeki insanlar suç işleyebilir. Zaten onlarla ilgili varsa bir şey davalar açıyor, insanları tutukluyor, hapse atıyorsunuz, kayyımlar atıyorsunuz. Haklı mısınız haksız mısınız o da belli değil, çünkü bir yargı kararı belli değil" ifadelerini kullanmıştı.
"Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsunları ise, Anayasa böyle tanımlıyorsa, tüzel kişilik suç işlemez, içindeki insanlar suç işlerler" görüşünü paylaşan CHP lideri, "Varsa onunla ilgili bir şey, davalar açıyorsunuz zaten, hapse atıyorsunuz, kayyumlar atıyorsunuz zaten. Haklı mısınız, haksız mısınız, o da belli değil çünkü netleşmiş bir yargı kararı yok. HDP üzerine olağanüstü bir baskı uygulanıyor" diye konuşmuştu.