Yargıtay, çocuğa tecavüz eden sanığa verilen mahkumiyet kararını, “ailesine anlatmadığı, hemen yetkili makamlara bildirmediği ve 15 gün sonra suç duyurusunda bulunduğu” gerekçesiyle bozdu.
Dairenin kararında, bu gerekçelerle 18 yaşını doldurmamış çocuğun, sanıkla “rızasıyla” birlikte olduğu ileri sürüldü.
Suç tarihinde 18 yaşının içinde olan çocuk, sanıkla internet kafe işletmesinden dolayı tanışıp ara ara bir araya gelerek sohbet ettiğini, olay günü mesaj yollayarak kafeye gelmek istediğini yazdığını ve kafede bir süre sohbet ettikten sonra sanığın kendisine saldırarak zorla cinsel ilişkiye girdiğini belirtti.
Kısadalga'dan Kemal Göktaş'ın haberine göre, olaydan 15 gün sonra şikayetçi olan çocuğğun anlatımları doğrultusunda sanığa “beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan Bandırma Ağır Ceza Mahkemesince ceza verildi.
Yargıtay kararı önce onadı, sonra bozdu
Tutuklanan sanığın yaptığı temyiz incelemesini inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesi ise önce kararı onadı. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz edince Daire dosyayı yeniden ele aldı. Bu defa kararı onayan Daire, “zorla gerçekleştiği iddia edilen eylemle ilgili olarak hemen yetkili makamlara başvurmayan veya ailesine olayı anlatmayan mağdurenin yaklaşık on beş gün sonra bir kısım arkadaşlarının yönlendirmesiyle resmi şikayette bulunmasını” gerekçe göstererek mahkumiyet kararını bozdu. Kararda şöyle denildi:
“Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, savunma, tanık beyanları, doktor raporu, zorla gerçekleştiği iddia edilen eylemle ilgili olarak hemen yetkili makamlara başvurmayan veya ailesine olayı anlatmayan mağdurenin yaklaşık on beş gün sonra bir kısım arkadaşlarının yönlendirmesiyle resmi şikayette bulunması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, suç tarihinde on sekiz yaşı içerisinde bulunan mağdurenin, internet kafe işletmesinden dolayı tanıyıp ara ara bir araya gelerek sohbet ettiği sanığa olay günü mesaj yollayarak kafeye gelmek istediğini belirtmesinin ardından söz konusu yerde buluştuğu sanığın, bir süre sohbet ettiği mağdureye saldırarak zorla cinsel ilişkiye girdiği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle eylemin 5237 sayılı TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan hüküm kurulması (bozmayı gerektirmiştir)."
Daire bu kararla birlikte cezaevindeki sanığın tahliyesine karar verdi.