TBMM'de geçen hafta internetle ilgili yasakları da içeren yasal düzenlemeler kabul edilmişti. Yasa, onay için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderildi. Önünde 15 günlük bir karar süresi bulunan Gül'ün alacağı tavır merak konusu. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na (TİB) mahkeme kararı olmadan internet sitelerini kapatma yetkisi veren ve kullanıcıların internet trafiğinin iki yıl boyunca kaydedilmesi gibi uygulamaları içeren yasa, yurt içinde ve dışında büyük tepki çekmişti. Yasanın ifade özgürlüğüne karşı olduğunu savunanlar, Cumhurbaşkanı Gül'den yasayı veto etmesini istiyor.
'Başka yollar bulacağız'
22 yaşındaki hukuk fakültesi öğrencisi Oğulcan Ekiz, “140journos” adlı internet platformunda blog yazarı. “Halka ait bir haber ajansı” sloganını kullanan platform Türkiye'de yeni yeni gelişen vatandaş gazeteciliğinin bir örneği. Ekiz, “Biz Twitter, Soundcloud, Facebook ve Storify gibi sosyal medya organlarında aktifiz. Örneğin geçen haftaki eylemlerde olduğu gibi, protestolara katılan kişiler bize fotoğrafları, videoları, ses kayıtlarını gönderiyor, biz de onları internette yayınlıyoruz” diyor.
Türkiye'de büyük tartışmaya neden olan yeni internet yasasının yürürlüğe girmesi halinde, bazı internet sitelerine erişimin engellenebileceğini söyleyen Ekiz, “Hükümet tabii ki Twitter'a erişimi engellemeyecektir, çünkü onlar da bu siteyi kendi tanıtım faaliyetleri için kullanıyor. Ancak örneğin bizim Twitter sayfamız veya diğer kişilerin Twitter sayfalarına erişim engellenebilir. Bu tabii ki bizim işimizi büyük ölçüde kısıtlayacaktır” şeklinde konuşuyor.
140journos ekibi, internetteki sansür konusunda tecrübeli sayılır. Soundcloud aracılığıyla kaydettikleri 250 dolayındaki mülakata erişimin iki haftadan bu yana engelli olduğunu belirten platform üyeleri, buradaki ses dosyalarına da ulaşamadıklarını söylüyor. Ekiz, “Şimdi söyleşiler için kullanabileceğimiz yeni bir internet sayfası bulduk. Hükümetin Twitter'a da sınırlamalar getirmesi halinde, başka yollar bulacağız” diyor.
Hükümetin kişileri korkutarak caydırmayı denediğini, bunun da oto sansüre yol açtığına dikkat çeken Ekiz, bir süre önce attığı bir Tweet nedeniyle sınır dışı edildiği belirtilen Azeri gazeteci Mahir Zeynalov'u örnek gösteriyor. Ekiz, “Bu olay, Türk hükümetinin sansür ve kendilerini eleştiren kişilere karşı tutumunu ortaya koyuyor” şeklinde konuşuyor.
‘İnternetin doğası gereği…'
Medya Derneği Genel Sekreteri ve blog yazarı Deniz Ergürel ise yasanın yorumlanışının en büyük sorunu oluşturacağına dikkat çekiyor. “Yeni internet yasası yeni suçlar da tanımlıyor: Örneğin nefret suçu. Söylemlerin nefret suçu olup olmadığına kim karar verecek? Sınırlar nerede?” diyen Ergürel'e göre, ikinci sorunsa internet sağlayıcılarına, kullanıcıların internet trafiğini iki yıl arşivleme zorunluluğu getirilmiş olması. Bunun özel hayata müdahale olduğunu söyleyen Ergürel, bu adımla özel hayatın açık hale geldiğini belirtiyor.
Ancak Ergürel umutsuzluğa kapılmak istemiyor. O da kullanıcıların, internette kendilerini ifade etmek için yeni yöntemler bulacağından emin. “Bu, internetin doğasına aykırı. İnternette içeriklerin tamamen sınırlandırılması mümkün değil, internet fiziksel dünyanın yasalarına göre işlemiyor. Her zaman bu tür sınırlandırmaları aşmak için boşluklar ve teknikler olacaktır” diyen Ergürel'e göre sansür çok etkili bir reklam aracı da olabilir. Ergürel, bazı içeriklere erişim engellendiğinde, dikkatin bu içeriklere yöneldiğini ifade ediyor.