04 Eylül 2024 21:30
Kamuoyunda Katliam Yasası olarak bilinen Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki değişikliklere karşı hayvan hakları aktivistlerini ve örgütleri bir araya getiren Yaşatacağız! Platformu da bugün Kadıköy’de gerçekleşen basın toplantısı ile miting duyurusu yaptı. Her türlü hayvan sömürüsüne karşı olan platformun basın toplantısında vegan atıştırmalıklar ikram edildi.
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nin başlattığı ve birçok kitle inisiyatifinin dahil olduğu nöbet ve eylemlerde bir araya gelen aktivistler tarafından, yasaya karşı kitlesel kampanya örgütleme hedefiyle kurulan Yaşatacağız! Platformu, hayvanların katline ve tecridine karşı olan herkesi 29 Eylül saat 17.00’de Maltepe Miting Alanı’nda gerçekleşecek büyük İstanbul mitingine çağırdı.
Basın toplantısında, platformdan; Arzum Bahab, Sevcan Çamlıdağ ve Ersin Tek açıklamalarda bulundu.
Anayasa Mahkemesinin "Katliam Yasası"nın iptali için yapılan başvuruyu 5 Eylül 2024 Perşembe günü görüşeceğini hatırlatan platform, Çağlayan Adliyesi'nin önünde Anayasa Mahkemesi'ne çağrıda bulunacaklarını belirtti.
Yasaya karşı birçok nöbet ve eylem çalışmaları yürüten platform, Anayasa Mahkemesi'nin kararı ne olursa olsun yasa uygulamadan kaldrılana kadar eylemlerine seslerini çıkartmaya devam edeceklerini vurguladı.
Platformdan Arzum Bahab, toplumun AYM’den bu katliam yasasını iptal etmesini beklediğini ve kamuoyunun gözlerinin AYM’nin üzerinde olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Anayasa Mahkemesi toplumun büyük çoğunluğunun karşı olduğu, yaşam hakkını tartışmaya açan, ekolojik ve toplumsal dengeye zarar verecek bu yasayı derhal iptal etmeli. AYM sürecine dikkat çekmek ve toplumun yasanın iptaline yönelik beklentisini hatırlatmak için Ankara’da AYM önünde, İstanbul’da da saat 14.00’te Çağlayan Adliyesi önünde olacağız” diyen Sevcan Çamlıdağ, sözlerine şöyle devam etti: “AYM’nin bu yasayı iptal etmesi gerektiğine inanıyoruz fakat çıkacak karar ne olursa olsun bu yasanın uygulanamaz olduğunu, Türkiye’nin hiçbir yerinde bu yasayı uygulatmayacağımızı bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Bu yasayı sokakta, kitlesel bir kampanya ile durduracağız ve sokaktaki hayvanları bugüne kadar yuva bildikleri sokaklarda, mahallelerde güvenle yaşatacağız."
Anayasa Mahkemesi'nin görüşeceği iptal başvurusu hakkında konuşan Tek, şunları söyledi: "Anayasa Mahkemesi yarın bu yasayı görüşecek. Ancak ne yazık ki hayvan hakları anayasal güvence altında değil. Dolayısıyla buradan biz Anayasa Mahkemesi anlamında çok büyük bir güvence çıkacağını düşünmüyoruz. Mücadelemizin bir parçası da hayvan haklarının anayasaya girmesi. Toplumun huzurundan ekolojik dengeye kadar herkesi etkileyeceği için Anayasa Mahkemesi’nin toplumun yüzde 85’inin karşı çıktığı bu yasaya iptal kararını vermesini bekliyoruz.
Ankara’daki arkadaşlarımız Anayasa Mahkemesi’nin önünde olacak. Bizler de Çağlayan Adliyesi’nin önünde tekrardan ‘yasayı çek’ çağrımızı ileteceğiz. Yarın çıkacak karar ne olursa olsun bu yasanın geri çekilmesi, tamamen iptal edilmesi gerçekleşene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Bu nedenle 29 Eylül’deki Büyük İstanbul Mitingi en önemli duraklardan biri olacak."
Artan hayvan cinayetleri hakkında konuşan Çamlıdağ ise, "Yasa geçtikten önce ve sonrasında hayvan cinayeti haberleri alıyorduk. Maalesef uzak olduğumuz bir gerçeklik değil. Yasa geçtikten sonraki haberlerdeki artışı hepimiz fark ediyoruz. Bizim eylemlerde kullandığımız sloganlardan birisi de ‘Hayvanların kanı AKP ve MHP’nin elinde’ çünkü gerçekten yasa geçtikten sonra şiddet gösteren kişilerin beyanlarında da görüyoruz. ‘Bu yasa geçti hayvanları öldürmek artık serbest’ gibi anlaşılıyor. Bu nedenselliği çok rahat görebiliyoruz" diye konuştu.
Neden 29 Eylül'de toplandıklarını açıklayan Tek, "Bu yasa için meclisi ekstra çalıştırdılar. Yasa geçtikten sonra ise meclisi tatil ettiler. Bu eylemin 29 Eylül tarihinde düzenlenmesinin nedeni ise meclis 30 Eylül’de tekrardan açılacak. Meclis açılmadan önce son olarak sesimizi vekillere duyurmak için bu tarihi seçtik. Bu yasaya bu toplumun karşı olduğunu göstermek istiyoruz. 29 Eylül’ün bu nedenle böyle sembolik bir önemi var" dedi.
Yasaya neden katliam yasası vurgusu yaptıklarını açıklayan Çamlıdağ, "Katliam yasası olup olmadığını tartışmak bile şu an politik bir konu. Sürece bakacak olursak bu yasanın gündeme geldiği ilk zamanlarda hayvanların uyutulacağı söylemi ile başlandı. Sonrasında uyutma değil ötanazi diye adlandıracaklarını söylediler. Bu da katliamın gizlenmek istendiğinin somut bir göstergesi. Bunun adı katliam değilse neyin adı katliam? Hayvanların keyfi bir şekilde öldürülmesine yol açan bir yasadır, bu nedenle de adı katliam yasasıdır. Bu yasa hayvan hakları anlamında çok ciddi bir geriye düşüştür. Bu nedenle derhal bu yasasının yürürlükten kalkması gerekmektedir. Biz bu yasa kaldırılana kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.
Muhalefet tarafından gösterilen tepki hakkında konuşan Tek, "Muhalefetin yeterli tepkiyi gösterdiğini tabii ki düşünmüyoruz. Kamuoyu baskısı arttıkça muhalefetin bütün renkleri ortaya çıkıyor. Özellikle muhalefet mecliste büyük bir farkındalık sağladı bunun altını çizmek lazım. Muhalefet tarafından hem olumlu hem de olumsuz çokça adım atıldı. Biz mecliste değiliz orada birçok millet vekilinin bu yasa karşısında mücadele verdiğini biliyoruz. Yapılacak çok şey var. Bize sorabilirler ne yapacaklarını. Hayvan hakları savunucuları yıllardır bu konuda mücadele veriyor. Biz biliyoruz neler yapılması gerektiğini" diye konuştu.
CHP başkanı Özgür Özel'in açıklamalarıyla uygulamalarının uyuşmadığını vurgulayan Bahab, "Özgür Özel’in ilk etapta yapması gereken şey zaten yerel seçimlerde elde ettikleri belediye başarısını kullanmaktı. Bu kadar belediyenin kontrolüne sahipken yasanın karşısında durabilirdi. Belediyelere karşı duruşunu koruması ve yasanın uygulanmasını engellemesi gerekirdi. Büyükçekmece ve Esenyurt Belediyeleri sürekli zaten hayvanları toplayan belediyelerdi. İBB şu an fiziki olarak toplamıyor belki ama bizim her hafta götürdüğümüz hayvanları ancak sahiplenirsek işlem yapacaklarını söylüyorlar. Bu da bir tür toplamaktır. Kendi gücümüzle kısırlaştırma yapmamızın da önüne geçmiş oluyorlar ve bu iki tarafa da hizmet etmiyor. Özgür Özel’in söyledikleriyle yaptıları şu anda tamamen tezat " ifadelerini kullandı.
Platform üyelerinden Ersin Tek, “AKP ve MHP oyları ile yasanın meclisten geçirilmesinin ardından Türkiye’nin dört bir yanında yerel inisiyatifler kuruldu. Hayvan hakları savunucuları il il, mahalle mahalle örgütlenerek kendi sokaklarındaki hayvanları korumak için bir araya geliyor. Bu yerel direnişler sayesinde pek çok toplama ve katliam girişimi engellenebildi. Mahalle örgütlenmeleri ve eylemleri devam ederken bu yasanın tamamen yürürlükten kalkması hedefiyle kitlesel eylem ve çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz“ dedi.
Yaşatacağız! Platformu Yaşatacağız Platformu, sokak hayvanlarını toplama kampı ve ölüme mahkum etmeyi hedefleyen Katliam Yasası'na karşı direnen, mücadeleyi büyüten, bu adaletsizliğe dur diyen kurumlardan ve aktivistlerden oluşan bir platformdur. Platform, Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nin başlattığı ve birçok kitli inisiyatifinin dahil olduğu nöbet ve sonraki eylemlerde bir araya gelen aktivistler tarafından kurulmuştur. Amacı Katliam Yasası’nın meclisten geçmesinden sonra, yasa karşıtı olan herkesle birleşmek ve Katliam Yasası’nın yürürlükten kalkmasını sağlamak, yürürlükten kalkana kadar ise uygulanmasını engellemektir. Sokakta yaşayan hayvanların özgürlüğü için mücadele eden herkesle, sınırları aşan bir dayanışma örmekte. Mücadelenin büyüyebilmesi için kampanyanın güvenli bir alan olması gerektiğini savunuyor; türcülüğe, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe, azınlık ve göçmen düşmanlığına, LGBTİ+ fobiye geçit vermiyor. Bir yandan kitlesel kampanyalarla hayvanların katline karşı ses yükseltirken diğer yandan mahalle inisiyatiflerini de bu büyük direnişin parçası hâline getiriyor. Yerelden gelen bilgi ve destekle gücümüzü katlıyor, yasaya karşı topyekûn bir direnişi örgütlüyor. Platform, herkesin eşit söz hakkına sahip olduğu, kararların konsensüs temelinde alındığı kolektif bir mücadele alanıdır. Yaşam hakkı mücadelesi rehberliğinde sokakta, meydanlarda, yaşamın her alanında meşru eylemler düzenliyor; ilke ve değerlerimizle örtüşen Katliam Yasası karşıtı her eyleme destek veriyor. Koordinasyon ekibim ve komiteler, Platformun ortak kararlarının kolektif olarak yerine getirilmesi için aktivistler tarafından yürütülüyor. Biz bu yasayı durduracağız! Katliama ve tecride izin vermeyeceğiz! Hayvanları yerinde yaşatacağız! |
Sokak hayvanlarına ilişkin yeni yasada hangi düzenlemeler yer alıyor?Kamuoyunda 'ötanazi' tartışmalarıyla tepkilere neden olan 17 maddelik ‘160 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi', TBMM Genel Kurulu'da iki gün boyunca 28 saat süren görüşmelerin ardından AKP ve MHP oylarıyla yasalaştı. Teklif, 224 'Hayır' oyuna karşılık 273 'Evet' oyuyla 30 Temmuz'da sabaha karşı kabul edildi. "7527 Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", 1 Ağustos gece yarısı yayımlanan 2 Ağustos tarihli Resmi Gazete ile yürürlüğe girdi. Teklifle; Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişikliğe gidilecek. Buna göre, Kanun'un amaçlarına "insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla" ifadesi eklenecek. Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan "sahipli hayvan" ve "sahipsiz hayvan" kavramları açık şekilde tanımlanacak. GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI - 10 soruda 'ötanazi' düzenlemesi: Tartışmalı yasa ne getiriyor, sokak köpekleri öldürülecek mi, uygulamayan belediyelere ne yapılacak? TBMM açık oylama sonuçları için tıklayın Kanun'daki "yakala-kısırlaştır-sal" metodunun kaldırılması nedeniyle "hayvan bakımevi"; yani barınak tanımında değişiklik yapılacak. Barınakların tanımı, "Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis" şeklinde değiştirilecek. "Sahipsiz ve güçten düşmüş" hayvanların barınaklara toplanması ve buralarda "rehabilite" edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği ilkesi kabul edilecek. Kanun'un ilkeleri arasında yer alan "Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir." ifadesi yürürlükten kaldırılacak. Yerel yönetimler, yani belediyeler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları için hayvan barınakları kurarak bakımlarını ve tedavilerini yapacak. Barınaklara alınan hayvanlardan "rehabilite edilen köpekler" sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Doğru ve güncel veri için barınaklara alınan hayvanlar Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek. Veteriner Hizmetleri Kanunu'ndaki 'ötanazi' koşuluBarınaklara alınan köpeklerden "insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına", Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 9. maddesindeki "Hayvanlara ötenazi yapmak yasaktır. Ancak, hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında, akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilir. Ötenazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır." hükümleri uygulanacak. Belediyeler, sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili olacak. "Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeği bakımevi dışında bir yere bırakmak" fiilleri yasak kapsamına alınacak. Böylece sahipsiz hayvanların toplanması, barınaklara götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasın ve yerel yönetimlerin görevlerini yerine getirmesi amaçlanacak. Hayvanlara yapılacak müdahalenin sadece tıbbi gerekçelerle değil Kanunda yer alan diğer istisnai durumlarda da yapılabilecek. "Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeği 'bakımevi' dışında bir yere bırakmak" fiilleri yasak kapsamına alınacak. Böylece sahipsiz hayvanların toplanması, hayvan barınakşarın götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar barınak bünyesinde bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasının ve yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmelerinin sağlanması amaçlanacak. İl Hayvanları Koruma Kurulunun görevleri arasına, hayvan ve çevre sağlığını korumaya yönelik olarak sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirlemek ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üretmek eklenecek. Düzenlemeyle başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletilecek. Buna göre de insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla barınaklar, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak; bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak. Ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacakHayvanları korumaya yönelik hükümlere aykırı hareket eden veya sahiplendiği hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasak olacak ve hayvanlarına el konulacak. Söz konusu hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılacak. Caydırıcılığın sağlanması için sahipli hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi kabahatine ilişkin idari para cezası hayvan başına 2 bin liradan 60 bin liraya çıkarılacak. Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları barınak dışında bir yere terk eden veya barınakta barındırılan hayvanı barınak dışında bir yere bırakanlara ise hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek. Teklifle, Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki "yerel hayvan koruma görevlileri"ne ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılacak. Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, "sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması" amacıyla hayvan barınakları kuracak. Belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan barınaklarına götürülecek. Hayvan barınağı kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri, sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek. Belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan barınakları kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, "rehabilite etmek" veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için harcamayan veya bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Söz konusu belediyeler 31 Aralık 2028'e kadar belirtilen hayvan barınakları kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak. Belediyeler, 31 Aralık 2028'e kadar hayvan barınakları kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5'i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Verilen önergenin kabul edilmesiyle, belediyelerce bu oranların üzerinde yapılan harcamaların yüzde 40'ı, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belediyeye aktarılacak. Aktarılacak tutar hiçbir şekilde maddedeki oranların yüzde 40'ını geçemeyecek. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak. Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025'e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak. Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan "sahipli hayvan" ve "sahipsiz hayvan" kavramları açık bir şekilde tanımlanacak. Teklifin detaylarıTeklifle; Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişikliğe gidilecek. Buna göre, Kanun'un amaçlarına "insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla" ifadesi eklenecek. Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan "sahipli hayvan" ve "sahipsiz hayvan" kavramları açık şekilde tanımlanacak. Kanun'daki "yakala-kısırlaştır-sal" metodunun kaldırılması nedeniyle "hayvan bakımevi"; yani barınak tanımında değişiklik yapılacak. Barınakların tanımı, "Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis" şeklinde değiştirilecek. "Sahipsiz ve güçten düşmüş" hayvanların barınaklara toplanması ve buralarda "rehabilite" edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği ilkesi kabul edilecek. Kanun'un ilkeleri arasında yer alan "Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir." ifadesi yürürlükten kaldırılacak. Yerel yönetimler, yani belediyeler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları için hayvan barınakları kurarak bakımlarını ve tedavilerini yapacak. Barınaklara alınan hayvanlardan "rehabilite edilen köpekler" sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Doğru ve güncel veri için barınaklara alınan hayvanlar Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek. Veteriner Hizmetleri Kanunu'ndaki 'ötanazi' koşuluBarınaklara alınan köpeklerden "insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına", Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 9. maddesindeki "Hayvanlara ötenazi yapmak yasaktır. Ancak, hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında, akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilir. Ötenazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır." hükümleri uygulanacak. Belediyeler, sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili olacak. "Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeği bakımevi dışında bir yere bırakmak" fiilleri yasak kapsamına alınacak. Böylece sahipsiz hayvanların toplanması, barınaklara götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasın ve yerel yönetimlerin görevlerini yerine getirmesi amaçlanacak. Hayvanlara yapılacak müdahalenin sadece tıbbi gerekçelerle değil Kanunda yer alan diğer istisnai durumlarda da yapılabilecek. "Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeği 'bakımevi' dışında bir yere bırakmak" fiilleri yasak kapsamına alınacak. Böylece sahipsiz hayvanların toplanması, hayvan barınakşarın götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar barınak bünyesinde bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasının ve yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmelerinin sağlanması amaçlanacak. İl Hayvanları Koruma Kurulunun görevleri arasına, hayvan ve çevre sağlığını korumaya yönelik olarak sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirlemek ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üretmek eklenecek. Düzenlemeyle başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletilecek. Buna göre de insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla barınaklar, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak; bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak. Ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacakHayvanları korumaya yönelik hükümlere aykırı hareket eden veya sahiplendiği hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasak olacak ve hayvanlarına el konulacak. Söz konusu hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılacak. Caydırıcılığın sağlanması için sahipli hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi kabahatine ilişkin idari para cezası hayvan başına 2 bin liradan 60 bin liraya çıkarılacak. Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları barınak dışında bir yere terk eden veya barınakta barındırılan hayvanı barınak dışında bir yere bırakanlara ise hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek. Teklifle, Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki "yerel hayvan koruma görevlileri"ne ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılacak. Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, "sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması" amacıyla hayvan barınakları kuracak. Belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan barınaklarına götürülecek. Hayvan barınağı kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri, sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek. Belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan barınakları kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, "rehabilite etmek" veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için harcamayan veya bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Söz konusu belediyeler 31 Aralık 2028'e kadar belirtilen hayvan barınakları kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak. Belediyeler, 31 Aralık 2028'e kadar hayvan barınakları kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5'i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Verilen önergenin kabul edilmesiyle, belediyelerce bu oranların üzerinde yapılan harcamaların yüzde 40'ı, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belediyeye aktarılacak. Aktarılacak tutar hiçbir şekilde maddedeki oranların yüzde 40'ını geçemeyecek. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak. Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025'e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak. Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan "sahipli hayvan" ve "sahipsiz hayvan" kavramları açık bir şekilde tanımlanacak.
|
© Tüm hakları saklıdır.