Nicolas Martin
Yemen'de birçok insan taze meyve ve sebzenin tadını unutmuş durumda. Ülkede gıda kıtlığı olmasa da yükselen fiyatlar nedeniyle nüfusun büyük bir kısmı artık bu fiyatları karşılayamıyor.
Uluslararası Kızıl Haç görevlisi Mirella Hodeib, Yemen’in başkenti Sana'dan DW'nin sorularına yazılı olarak verdiği cevaplarda her şeyin pahalılaştığını anlatıyor. Hodeib’e Nisan ayında bir çalışma arkadaşının vurularak öldürülmesinden bu yana binadan dışarı çıkma izni verilmiyor.
Yemen’de bir yıldan uzun süredir görev yapan Hodeib "Ama Yemenli meslektaşlarım bana pirinç, fasulye, yumurta ve yağ fiyatlarının aşırı bir şekilde arttığını söylüyor” diyor.
Bombalar, enflasyon ve artan açlık
2004 yılından bu yana devam eden iç savaş son üç yılda tamamen bir vekâlet savaşına dönüştü. Suudi Arabistan'ın öncülük ettiği uluslararası koalisyon güçleri, Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'yi desteklemek için Mart 2015'ten bu yana isyancı Husilere yönelik hava saldırıları düzenliyor. Şii Husilere ise İran destek veriyor. Husiler Yemen'in kuzeyinin büyük bir bölümünü, Sana ve liman kenti Hudeyde'yi kontrol ediyor. Hudeyde limanı gıda ve yardımların ulaştığı ana giriş kapısı konumunda bulunuyor.
Savaşın başlamasından bu yana koalisyon güçleri Husilere 17 bin hava saldırısı düzenledi. Eylül ayında yapılması planlanan barış görüşmeleri gerçekleşmedi. Şmdi bombalamalar devam ederken ve fiyatlar hızla artarken ülke "yüzyılın en ölümcül açlık krizi” ile karşı karşıya.
Krizde son durum
Yemen'in 30 milyona yakın nüfusunun 8,5 milyonunun gıdası Birleşmiş Milletler (BM) gıda programı tarafından sağlanıyor. BM yarım milyon Yemenli çocuğun yetersiz beslendiğini tahmin ediyor.
İngiliz The Guardian gazetesine göre Yemen'deki en son durum göz önüne alındığında BM yardımları yetersiz kalıyor. BM Yemen koordinatörü Lisa Grande gazeteye yaptığı açıklamada "Birkaç hafta önce yiyecek satın almakta zorlanan on binlerce aile artık kendini besleyemiyor” dedi. Grande Yemen'de yüzbinler hatta milyonlarca kişinin hayatta kalmasının tehlikede olduğunu söylüyor.
BM Gıda Programı Sözcüsü Herve Verhoosel Cenevre'de yaptığı açıklamada 3,5 milyon kişinin yardım olmazsa "kıtlık benzeri şartların” eşiğinde olduğunu söyledi. BM'nin bu nedenle daha fazla fona ihtiyacı bulunuyor. Güvenlik sorunları da yardımların insanlara ulaşmasını engelliyor.
Doktor ve öğretmenlere ödeme yapılmıyor
Savaştan önce kamu en büyük işverendi. Ancak artık maaşlar güçlükle ödeniyor. Diğer taraftan özel sektör de küçülüyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) kişi başına düşen milli gelirin 2014 yılına göre yarıya indiğini bildiriyor. Ancak iç savaş başlamadan önce de Yemen dünyadaki en fakir ülkelerden biriydi.
Husi yönetimi milislerine ödeme yapıyor ama memur ve öğretmenlerine ödeme yapmıyor. Doktor ve tıbbi personel yardım kuruluşlarının desteğiyle hayatını idame ettiriyor. Ancak savaşın zarar verdiği sağlık tesisleri de tekrar yerine konamıyor.
Hodeib, "Ülkedeki sağlıkla ilgili tesislerin sadece yüzde 45’i işler durumda” diyor. Kolera, difteri ve kızamık gibi bulaşıcı hastalıklarda artış bekleniyor.
Siyasi çözüm mü, para mı?
Yemen'deki durumun kötüye gitmesi nedeniyle BM yeni yollar arıyor. Lisa Grande aileleri desteklemenin en hızlı ve etkili yönteminin para vermek olduğunu söylüyor. "Böylece ne isterlerse alabilirler. Bu nedenle nakit programımızı genişletmek istiyoruz.” Bugün halihazırda bir milyon civarında kişiye alışveriş kuponları veriliyor.
Sivil toplum kuruluşu Norveç Mülteci Konseyi’nden Suze van Meegen The Guardian gazetesine "Bu kriz para ile çözülemez. Çözüm savaşı sona erdirmekte” diyor ve birçok insanın açlık nedeniyle ölümü beklediğini söylüyor. Van Meegen bir taraftan Suudi Arabistan'a silah teslim eden diğer taraftan da insani yardım için para toplayan hükümetleri ikiyüzlü olmakla eleştiriyor.
Geçen yaz ABD Başkanı Donald Trump Suudi Arabistan'da Amerikalı savunma sanayii şirketleri adına milyarlarca dolarlık sözleşmeler imzaladı. Keza Almanya da ülkeye silah satışını onaylamaya devam ediyor. Uluslararası Kızıl Haç görevlisi Mirella Hodeib "İnsani krizi sona erdiremeyiz. Yardım kuruluşları ne milyonlarca aç Yemeliyi doyurabilir ne de ülkenin sağlık sistemini ayakta tutabilir. Koordine bir siyasi yaklaşıma ihtiyaç var” diyor.
© Deutsche Welle Türkçe