Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, İstanbul Büyükeşhir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 1480 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İtalyan ressam Gentile Bellini tarafından yapılmış portresini satın almasını eleştirdi. Fatih portresi için "yarım metrekarelik boyalı bez" diyen Karahasanoğlu İmamoğlu için de "Sülün Osman" benzetmesi yaptı.
Söz konusu satın alımla ilgili yapılan haberlerdeki, "İstanbul’u 1453’te fetheden Fatih Sultan Mehmet’in 1480 yılında İtalyan ressam Gentile Bellini’ye yaptırdığı orijinal tablo, Londra’daki dünyaca ünlü Christie’s salonunda gerçekleştirilen müzayede ile satışa çıkarıldı" ifadesine tepki gösteren Karahasanoğlu, "İstanbul’un bir çok sorununa çözüm bulma vaadi ile seçmeni kandıran Sülün Osman zihniyetli bir belediye başkanına yapılacak yıkama yağlamanın girizgahı" ifadelerini kullandı.
Söz konusu haberleri, "Ekrem İmamoğlu’nun rezil satın almasını güzellemek için yapılan yalakalık" olarak değerlendiren Karahasanoğlu, yazısının devamında ise şunları kaydetti:
“Tarihi tablo” imiş. “Kıran kırana bir yarış” imiş. Sevsinler sizin yalakalığınızı. Sevsinler sizin, paraları yarım metrekarelik çizimlere harcama israfınızı. Hani bu rezaletin üstünü örteceklerine. Bir de böyle yalakalık ile, savunmaları yok mu. Gerçekten insana, “Pes” dedirtiyorlar.
Ulan hokkabazlar, belediyenin parasını, gidip Londra’da dünya emperyallerinin kasasına aktarmanın “kıran kırana”sı mı olur?
“250 bin sterlin” ile başlayan açık artırmada, 770 bin sterline alınan yarım metrekarelik boyalı bez için “kıran kırana yarış” mı olur?
Adam resmen, İstanbullu ile alay ediyor..
Fatih’in yazılı vasiyeti elimizde..
“Bu camiyi amacı dışında kullananlara Allah lanet etsin” diyor.
Fatih’in o vasiyetini ayağının altında çiğneyen, “Ayasofya’nın ibadete açılmasına ihtiyaç yok” diyen Belediye Başkanı..
Şimdi kalkmış, “Mutluyuz. Bellini’nin gerçekten önemli bir tablosunun, Fatih Sultan Mehmet’e ait bir tablonun yakıştığı yer, elbet İstanbul’dur. Yakışan; İstanbul halkının, hatta bütün dünyanın gelip, o muhteşem komutanı, padişahı görmek isteyeceği bir alanda ziyaret etmesidir” diyor..
İstanbullunun trafikte canı çıkıyor..
İstanbullu Avrupa’da olmayan teknik cihazlarla dolu Şehir Hastanesi’ne gidecek metroyu bekliyor..
İstanbullu, Halk Ekmek’teki üretilen hiçbir şeyin fiyatının, bir sene öncekinden % 40 fazla olmasını istemiyor..
İstanbullu, temizlenmeyen atık su borularının tıkanması sonucu yaşanan sel baskınlarında can vermek istemiyor..
Ama kime anlatacaksınız?