Karahasanoğlu, yazısında, "Daha Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığının 4. yılı.... Enflasyon yüzde 40’larda seyrederken, AK Parti iktidara gelmiş, kısa sürede tek haneli rakamlara inmiş... Asgari ücretli bir nebzecik nefes almış. Esnaf, azıcık rahatlamış... Toplumun tüm kesimleri yavaş yavaş rahat yüzü görmeye başlamış... Hayvancılığın, tarımın; o gün için de, bugün için de umduğumuz seviyede olduğunu söyleyecek değilim... Ama 2000’e göre, 2001’e göre, 2002’ye göre, AK Parti iktidarı döneminde Türk toplumunda her alanda iyileşmeler yaşanmış... Tarımda da, hayvancılıkta da, 1990’lı yıllara kıyasla daha iyi durumda olduğumuz kesin.... İşte öyle bir dönemde, Başbakan Tayyip Erdoğan, bir toplantıya katılmak üzere Mersin’e gittiğinde, bir vatandaş önünü kesiyor ve 'Bu çiftçinin hali ne olacak? Anamız ağladı' diyor... Erdoğan, çiftçi üzerinden algı oluşturmak isteyen o kişiye hakkettiği cevabı veriyor: 'Ananı da al git!' Hak edene, hakettiği cevabı vermekten hiç çekinmeyen Tayyip Erdoğan’ın bu dik duruşu, eğip bükmeden yapıştırdığı bu cevap, o günlerde de, hatta bugünlere gelen süreçte de çok tartışıldı... Çok eleştirildi... Yalan ve çarpıtma üzerinden kurulmak istenen çiftçi kisveli o kişinin oluşturmak istediği algıya verilen o net cevabın üzerinden, bugün 15 yıl geçti" dedi.
Erdoğan’ın geçen günlerde söylediği "Sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz" ifadelerini de hatırlatarak, şöyle devam etti:
"'Helalleşme' üzerinden algı üretenler, laga luga yapmadan cevap versinler... 'Erdoğan haksız mı?' Gerektiğinde, karşısındakine anladığı dilden cevap veren, 'Ananı da al git' diyen/diyebilen Erdoğan... Kendisinde kusur olmasa bile, objektif sorumluluk gereği, 'Yönetici olduysam, kısmen de bu sorumlulukta benim payım var' düşüncesi ile mağdurlara 'Helalleşelim' dediyse, bunun üzerinden kara propaganda yapanlarda minnacık bir vicdan kırıntısı kaldığı söylenebilir mi?"
Yazının tamamı için tıklayın.