Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Maltepe Forumu” çatısı altında gerçekleştirilen, “Medya Forumu”nda, “Yeni dünya düzeni içerisinde medyanın konumu ne olmalı, nasıl olmalı, nereye doğru sürükleniyoruz. Bunları konuşacağız. 4. güç olan medyanın geleceğini masaya yatıracağız” diye konuştu.
Maltepe Belediyesi, “Yeni Dünya Düzeni ve Medyanın Rolü” başlıklı uluslararası bir medya forumuna ev sahipliği yaptı. “Maltepe Forumu” çatısı altında düzenlenen beşinci forumlardan olan Medya Forumu, Maltepe’nin yeni kültür-sanat merkezlerinden Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
11 ülkeden onlarca gazetecinin katıldığı forumda, ev sahibi Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, Samsun, Atakum Belediye Başkanı Avukat Cemil Deveci, Azerbaycan Büyük Kurtuluş Partisi Genel Başkanı ve Milli Meclis Kültür Komisyonu Başkanı Fazil Mustafa ile Türkiye başta olmak üzere Almanya, Yunanistan, Rusya, Özbekistan, Yakutistan, Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Makedonya, Karadağ, Estonya, KKTC, Kazakistan ve Kosova’dan gazeteciler de yer aldı.
İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından yapılan açılış konuşmalarıyla başlayan forumda ilk sözü Başkan Ali Kılıç aldı. Foruma katılan herkese teşekkürlerini sunan Ali Kılıç, şunları söyledi:
“Yeni dünya düzeni içerisinde medyanın konumu ne olmalı, nasıl olmalı, nereye doğru sürükleniyoruz, önümüzdeki yıllarda dijital baskıların daha çoğaldığı bir sürece girerken neleri baz alacağız, bunları konuşacağız. Geçtiğimiz aylarda ülkemizde bir basın yasası geçti, uzun tartışmalar yaşandı. Dijital medya, sosyal medya nasıl kontrol altına alınacak, gerçekten dijital medya sınırsız özgürlüklerin yaşatıldığı bir sektör mü? Bunları tartışacağız. Biliyorsunuz ki artık İran’da atılan bir ‘tweet’ 2 dakika sonra Amerika’da görülebiliyor. Uluslararası camiadan da çok sayıda gazeteci arkadaşımız burada. İran Gazeteciler Cemiyeti Başkanı gelecekti ama oradaki süreç biraz sıkıntılıydı, gelmemen daha iyi olur dedim. Onları da düşünmek zorundayız. Bizde olduğu gibi onlarda da yüzlerce gazeteci hapiste. Bugün medya 4. güç olarak birilerinin kontrolü altında mı, altındaysa böyle devam edecek mi, yakın gelecekte neler yaşayacağız, bunları birlikte tartışacağız.”
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş ise, gençlik dönemlerine denk gelen geleneksel medyadan dijital medyaya dönüşüm hızla yaşandığının altını çizerek, “Şimdi tüm dünya endüstri 5.0’ı konuşuyor. Zaman ciddi bir değişim, dönüşüm ve başkalaşım gerektiriyor. Gençler ile aramızda bu dönüşüm sırasında ciddi açılmalar oldu ama biz de çağı yakalamak için uğraşıyoruz. Sosyal medya için yasal düzenleme getirilmesi gerekiyor. Bu alanın yasakçı bir bakış açısıyla değil özgürlükçü olarak düzenlenmesi gerekiyor. Sosyal medyadan en çok zararı görenlerden biri de biz siyasetçileriz. Bu açıdan bugünkü tartışma oldukça önemlidir” dedi.
Ali Kılıç
Azerbaycan'dan Türkiye'ye 'medya desteği' teşekkürü
Azerbaycan Büyük Kurtuluş Partisi Genel Başkanı ve Milli Meclis Kültür Komisyonu Başkanı Fazil Mustafa ise, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal ettiği süreçte medyanın ve Türkiye’nin rolüne işaret etti. Mustafa, şöyle konuştu:
“Bugün profesyonel bir medya müzakeresi gerçekleştiriyoruz. Global dönemde, dijital bir çağda mutlaka ayrı ayrı Türk devletlerinin bu konuyu tartışması, başka devletlerin temsilcileriyle bunu müzakere etmesi önemlidir. Habercilikte çok ciddi bir hız yaşanmaktadır. Kim daha hızlı haber gücünü elinde bulundurursa o dünyayı yönetme gücüne sahiptir. Azerbaycan olarak yeni dünya düzeni içinde başka bir medya düzeni kurduk. Şöyle izah edeyim, topraklarımızın yüzde 20’si işgal altındaydı. Karabağ’ı, Azerbaycan topraklarının önemli bir kısmını Ermenistan işgalinden azat ettik. Kardeş Türkiye’yi yanımızda gördük. Azerbaycan yalnız değildir dediniz. Bütün siyasi partileri, AKP, CHP, MHP, İyi Parti ve hepsi, nice partiler, büyük çoğunluğu Azerbaycan davasına destek veren bir görüş ortaya koydu. Türkiye toplumu ve siyasetiyle Azerbaycan’a büyük bir destek verdi. Biz Türkiye medyasından bilgi aldık. Bu vesileyle medya mensuplarınızın hepsine teşekkürlerimi iletmek istiyorum. İngilizce ve başka yabancı dillerde Azerbaycan’ın haklı davasını dünyaya iletmek çok önemliydi.”
Ülkelerinde yeni bir medya kanunu ortaya koyduklarını da kaydeden Mustafa, 5 ay önce ortaya koyulan medya yasası ile gazetecilere konutlar yaptıklarını, yaklaşık 25 milyon değerinde yardım yaptıklarını söyledi.
Öztunç, Türk medyasını rakamlarla açıkladı
Gazeteci kökenli CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ise, gazetecilikten çok arzuhalcilik yapıldığını söyledi. Öztunç, şöyle devam etti:
“Azerbaycan’da medyanın büyümesi için ciddi bir şekilde destek verildiğini açıklanırken bizlerde durum daha da geriye gitmekte. Ben birkaç söz söylemek ve rakam vermek istiyorum. Türkiye, dünya basın özgürlüğü içerisinde 180 ülke içerisinde 149. sırada. Türkiye mevcut hükümetten önce 98. sıradaydı. Dünya gelişti ama biz geriledik. 36 gazeteci hapiste, 170 davada 273 gazeteci yargılanmış, 75 yıl ceza verilmiş, 32 gazeteci sözlü tehdit edilmiş, basın ilan kurumu sopa olarak kullanılmış, bazı medya organlarına 25 gün ilan cezası verilmiş. Yine RTÜK sopa olarak kullanılıyor. 3-5 milyon gibi büyük cezalar veriliyor. Ağır cezalar uygulanıyor, artık lisans iptali için girişimde bulunuyor. 20 yıl önce tüm dünyada medya daha özgürleşmeye başlarken, bizde geriledi.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı ve hapis cezası aldığı davayla ilgili de konuşan Öztunç, AK Parti’nin Meclis’te verdiği soru önergelerinde 250 milyar TL ek bütçe istenmesi ve yüzde 2 gibi bir limitin aşağısında olan sendikaların kapatılması taleplerini eleştirdi.
Ali Öztunç
Alternatif medyanın rolü tartışıldı
Açılış konuşmalarından sonra “Medya Forumu”nun ilk oturumu başladı. “Alternatif Medyanın Rolü” başlıklı ilk oturumda gazeteci Necdet Saraç’ın moderatörlüğünde KRT TV Genel Müdürü Adnan Bulut, Halk TV Haber Koordinatörü Bengü Şap Babaeker ve Tele1 Ankara Temsilcisi Zeynel Lüle konuk olarak yer aldı.
Zeynel Lüle
Bengü Şap Babaeker, Türkiye’de medyanın iktidarın kontrolüne geçtiği süreci anlatırken Halk TV, Tele1 ve KRT gibi muhalif televizyon kanallarıyla Evrensel, Birgün, Cumhuriyet gibi muhalif gazetelerin alternatif medya oluşturduğunu ve halkın gerçekleri öğrenmek için bu kanalları izlediğini söyledi.
Hiranur Vakfı’ndaki taciz iddiaları ve haberi ortaya çıkartan Timur Soykan’ın önemli bir iş çıkardığına dikkati çeken Eker, “Milyonlarca lira destek gören ana akım medya izlenmezken bizler izleniyoruz. Doğru haberin peşinde koşmak, görülmeyen haberleri göstermek önemlidir. Gezi’de penguen olan ana akım medya, şimdi de Ekrem İmamoğlu’na ceza verilirken aynı tutumu sergiliyor. Ancak biz tüm olan biteni alternatif medyadan öğreniyoruz. Türkiye’nin Sultanizm ile yönetilmeye başlamasıyla alternatif medyanın güçlenmesi tesadüf olabilir mi? Siyasi süreç ile medyanın durumu birbirine paraleldir” dedi.
Necdet Saraç
Adnan Bulut: Bedel ödeyen bir gazeteciyim
Adnan Bulut, medyanın değişimini, kişisel hayatında yaşadığı değişimlerden yola çıkarak anlattı. Duruma havuz medyası olanlar ve olmayanlar diye baktığının altını çizen Bulut, şöyle konuştu:
“AK Parti devletinin politikası olarak kamu bankalarından, yani bizim paralarımızdan belirledikleri iş adamlarına medya organlarını satın aldırdılar. Haliyle medyanın yüzde 94’ü iktidarın eline geçti. Biz bodrum katında yayın yapıyor, çeşitli mali sıkıntılarla uğraşıyorken, plazalarda yayın yapanlardan, milyarlarca dolar bütçesi olanlardan daha çok izleniyoruz. AKP döneminde dayak yiyen, Ergenekon davasında suçlanan, 1 Mart tezkeresine karşı çıkıyoruz diye işine son verilen, Fettullahçılar tarafından kanalı kapatılan, evime sabah karşı 35 polisle baskın yapılan, aileme zulmedilen bir gazeteciyim. Bana teröristsin dediler, sonra af edersin deyip değilsin dediler. Yurtdışına çıkış yasağım olmamasına yurt dışına çıktım diye kaçacaktın diye itham ettiler.”
İlk oturumda son olarak söz alan deneyimli gazeteci Tele1 Ankara Temsilcisi Zeynel Lüle ise, şunları söyledi:
“Ben, hep medyaya da, ülkemize de duvarın öbür tarafından, Avrupa’dan baktım. 1980’lerde gazeteciliğe başladım. Ali Kılıç, Ali Öztunç da değerli gazetecilerdendi. Gazetecilerden iyi siyasetçi olduğunu düşünüyorum. 12 Eylül’de Türkiye darbe yüzünden Avrupa Konseyi’nden çıkarılmak üzereydi. Ben bunları da gördüm. Gazeteciliğin en ilkel şartlarını da yaşadım, müthiş teknolojik dönemlerini de. O zamanlarda alternatif medya BBC idi, DW idi, yani farklı yayın yapılacak mecralardı. Hürriyet ana akımın amiral gemisiydi, uzun yıllar orada çalıştım ve onun çöküşünü görünce inanılmaz üzülüyorum. Şimdi Tele1’de patronumuz gazeteci. Hepimiz gazeteci olduğumuz için habere bakışımız da böyle şekilleniyor. Bu önemlidir. Günümüzde YouTube ve internet de alternatif medyanın bir aracı oldu. Gözümüz, 2023'te. Birlikte değişimi göreceğiz. Her şey çok güzel olacak”