Gündem

Yeni Şafak yazarı Kaplan: Türkiye, iki asırdır köklü bir zihnî kuşatmayla karşı karşıya 

"Türkiye’de devlet, milletin iradesinin eseri değildir"

05 Ekim 2020 11:56

Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, "Türkiye’nin iki asırdır köklü bir zihnî kuşatmayla karşı karşıya olduğu gerçeğini kavrayamazsak, Türkiye’nin hiçbir büyük, köklü sorunu’nu derinlikli bir şekilde kavrayamaz ve kalıcı olarak hâl yoluna koyamayız, aslâ." görüşünü savundu. 

Kaplan, "Türkiye’de milletin iradesi, devşirme bir çetenin ele geçirdiği, her on yılda bir tekrarlanan dışardan kontrol edilen darbelerle milleti tepeden terbiye etmeye kalkışan oligarşi tarafından ipotek altına alınmıştır: O yüzden Türkiye’de devlet, milletin iradesinin eseri değildir. Milletin iradesi, oligarşik bir hegemonya kuran devşirme çetenin esiridir. O yüzden, ülkenin ekonomisi, kültürü, eğitim sistemi, küresel kapitalist sistemin çıkarlarını koruyan bu baronik, masonik devşirme çetenin kontrolündedir hâlâ! Millet; kültürel hafıza, tarihî derinlik ve kolektif bilinçaltının inşa ettiği bir irade ve bu iradeyi hayata ve harekete geçiren ruhun adıdır." düşüncesini dile getirdi. 

Kaplan, "Türkiye’de bu anlamda millet yoktur, milleti millet yapan kültürel hafızası, tarihî derinliği ve kolektif bilinçaltı, önce inkâr edilmiş, sonra da yok edilmeye çalışılmıştır. Türkiye’de Benedict Anderson’ın anladığından daha absürd bir ulus icadı yaşandı. Bütün İslâmî bağlarından, tarihî tecrübesinden ve zihin dünyasından uzaklaştırılan tarihsiz, hafızasız, kültürsüz, zihinsiz, dolayısıyla köksüz ve ruhsuz bir ulus ve devlet icat edilmeye çalışıldı. Tarihsiz bir toplum, nereden gelip nereye gittiğini bilemez; nereye gitmesi gerektiğini ise hiç göremez. Tarihsiz bir toplum, hafızasızdır. Hafızasız bir toplum, zaman ve mekân duygusundan yoksundur. Bırakınız nereye, nasıl gideceğini, nerede olduğunu bile tespit edemez. Kültürsüz, kültürel zenginliği inkâr edilen bir toplum, kendine olan güveni yitirir; tarihi sürükleyemez; başkalarının yaptığı tarihin önünde sürüklenir sadece. Zihinsiz bir toplum, düşünme melekelerini yitirdiği için düşünemez, düşer. Sözün özü: Türkiye’nin kuşatılması, coğrafi bir hâdise değil. Zihnî bir hâdisedir." ifadesini kullandı. 

Yazının devamı için tıklayın