Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, bugünkü yazısında Türkiye’nin önündeki en büyük engel ve tehdidin, entelektüel cehaet, epistemik körleşme olduğunu belirterek “Entelektüel cehâletle hem kendini, kendi dünyasını hem de çağı, çağa hâkim olan çağrıyı ve dünyasını tanıyamama hâl-i pürmelâlini kastediyorum” düşüncesini dile getirdi.
“Bir ülke düşünün… Ülkenin önünü açması gereken aydınları, entelijansiyası, ülkenin başına ne geldiğinden zırnık kadar haberi olmasın! Bu yetmiyormuş gibi, bir de kendisini tarihten uzaklaştıran celladına âşık olsun!” diyen Kaplan, şöyle devam etti: “Tarih, biten bir şey değil, hem süren, hem de hayatı sürdürmemizi sağlayan kaynaktır. O kaynağın gürül gürül akan ırmağa dönüştürülmesi gerekir, bu da tarih bilincine sahip olmakla, bunun için de yaşayan ve yaşatan güçlü ve köklü bir çağrıya sahip olmakla mümkün olabilecek bir şeydir.”
Türkiye’nin tarihini ve tarih bilincini yitirdiği için kendilik bilincini, öz bilincini, kısacası özünü yitiren bir ülke olduğunu yazan Kaplan özetle yazısına şöyle devam etti: " Bir ülke özünü yitirmişse, özgürlüğü tehlikede demektir. Özünüz ne kadar gürse o kadar özgürsünüzdür.
Türkiye, özünü yitirdiği için kolaylıkla celladına âşık hâle gelmiş, Türkiye’nin entelşjansyası kolaylıkla tasmalı çekirgelere dönüşebilmiştir tam da bu yüzden!
Oysa tarih yapmış, yaklaşık bin yıl dünya tarihinin kaderini şekillendirmiş bir ülkenin bugün, iki asırdır tarihten uzaklaşmış olması, tarihte tatil yapması ama bunun farkında bile olmaması, ürperticidir bir ülkenin geleceği açısından.
İnanılır gibi değil gerçekten! Ama Türkiye, böyle bir ülke. Türkiye’nin en temel sorunu aydın sorunu! Aydın sorunu öncü kuşak sorunudur.
Öncü kuşakları olmayan toplumların, bırakınız ön açacak, öncülük yapacak büyük işlere imza atabilmelerini, önlerini görebilmeleri bile zordur. Öncü kuşakları olmayan toplumların gelecekleri de yoktur, karanlıktır gelecekleri!”
Yazının tamamını okumak için tıklayın