Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, Afganistan hakkında birkaç şey bildiğini belirterek bildiklerini şöyle sıraladı: “Birincisi, uyuşturucu hammaddesi için olağanüstü bir tarla olduğu. İkincisi, etnik ayrılıkların tepe tepe kullanıldığı bir coğrafya olduğu. Üçüncüsü, başlangıçta Amerika’dan destek aldıklarını kendilerinin de gizlemediği El Kaide’nin burada ortaya çıktığı. Dördüncüsü, Taliban’ın halihazırda Afganistan’ın en önemli siyasal gücü haline geldiği. Beşincisi ve en önemlisi ise Afganistan’da gelinen noktanın dünyanın aradığı ‘İslamofobi manzaraları’na hatırı sayılır katkılar sağlayacağı gerçeği.”
Bildiği bu beş şeyin kendisine yettiğini ifade eden Kılıçarslan “Bilmediklerim de var elbette. İddia edildiği gibi bizim hariciyemiz gerçekten Raşid Dostum isimli akıl hastası savaş ağasını mı destekliyor Afganistan’da? İnanın bilmiyorum. Bir başka bilmediğim şey ise şu: Cidden Amerika “burada işimiz bitti” diyerek mi çekildi Afganistan’dan yoksa Taliban ciddi ciddi Amerika’yı yendi mi?
Bilmediğim şeylerin en önemlisi ise şu: Bundan böyle Afganistan’ın uyuşturucu hammaddesi ve kıymetli madenlerden oluşan ekonomisi nereye, kimlerin emrine akacak? Taliban, ilk iş olarak ülkede uyuşturucu hammaddesi ekip biçmeyi yasaklayacak mı mesela? Yoksa bizatihi Taliban’ın çok geniş uyuşturucu tarlalarını kontrol ettiği iddiaları gerçek mi çıkacak?” sorularını sordu.
Sorduğu soruların cevabını cidden bilmediğini yazan Kılıçarslan “Sadece, seneler içerisinde öğrendiğim şeyler yüzünden soruyorum bu soruları. Neticede vaktiyle ‘İslam devrimi’ yapıldığını zannettiğimiz İran’da olanın bir ‘Rafizi yayılmacılığı hamlesi’ olduğunu görmüş bir kuşağız biz. Afganistan coğrafyasında ‘adam’ zannettiğimiz çoğu ismin Rusya ile cihad biter bitmez ne hallere düştüğünü görmüş insanlarız. Dahası, İslam coğrafyasında erken sevinçlerin de erken öfkelerin de ne ağır sonuçlar doğurduğunu yaşayarak tecrübe etmiş adamlarız. O yüzden, bekleyelim, yaşayalım, görelim ve mazlum Afgan halkı için dua edelim” diye yazdı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın