Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki iki camiye düzenlenen terör saldırısında yaralanan Türk vatandaşlarından Mustafa Boztaş, bacağına aldığı ilk kurşundan sonra caminin penceresini eliyle kırarak kaçtığını ve birkaç saniye geç kalsaydı ölmüş olabileceğini belirtti.
Avustralya'da Turkish News Press gazetesi ortaklarından iş insanı Yüksel Çiftçi ve Hasan Genç, yaralı Türk vatandaşı Boztaş'ı tedavi gördüğü Christchurch Hastanesi'nde ziyaret etti.
Boztaş, hastanede yaptığı açıklamada, cuma namazı için camiye gittiğini ve imamı dinlediği esnada birkaç el silah ses duyduğunu dile getirerek ilk başta deprem sandığını aktardı.
Terör saldırısının farkına vardıktan sonra camideki insanlarla kaçmaya başladığını anlatan Boztaş, ilk başta yakınlarındaki pencereyi kıramadıkları için caminin içinde köşede bir yerde sıkıştıklarını söyledi.
Boztaş, "Terörist hepimize ateş etmeye başladı. İlk başta bacağıma geldi. Sonra gitti. Mermi mi değişti bilmiyorum ama ses bir anda kesildi. O ara yukarı baktım, kimse yoktu. Pencereyi elimle kırdım ve o anda kaçtım. 2-3 saniye geç kalsaydım ölmüştüm. Teröristin çektiği görüntüde öyle gözüküyor. Beni kaçarken çekmiş." dedi.
Pencereyi kırdıktan sonra dışarı çıktığını anlatan Boztaş, "Çıktıktan sonra yolda bir çocuk gördüm, gözleri açıktı. Onu hayata döndürmeye çalıştım ama olmadı. Vefat etmiş. Gözlerini kapadım. Daha çok silah sesleri gelmeye başladı. Ben de koştum" ifadelerini kullandı.
Yaralanan Türk vatandaşı Boztaş'ın annesi, oğlunun cuma namazı için camiye gittiğini ve yaklaşık 15-20 dakika sonra kendisini arayarak, 'bacağından vurulduğunu' söylediğini aktardı.
Anne Boztaş, oğluyla yaptığı telefon görüşmesinden ardından eşiyle koşarak hastaneye geldiklerini söyledi. Mustafa Boztaş da "Hakkını helal etmesi için annemi aradım" ifadesini kullandı.
Avustralya'da Turkish News Press gazetesi ortaklarından iş adamı Çiftçi de terör saldırısını duyar duymaz Müslümanlara destek için Sidney'den Yeni Zelanda'ya geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Malum hadiseden sonra Allah razı olsun Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) bilhassa seferber oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'nu görevlendirdi. Bütün Türkiye seferber oldu. Sadece Türkiye için değil, bütün Müslümanlar için. Bu ümmetin davası. Reisicumhurumuz da bu ümmetimizin davasını bildiği için bu kadar güçlü bir katılım buraya göndererek yaralarımızı sarmaya çalışıyor."
