Politika

Yenidoğan yoğun bakım oranının yüksek olduğu üç il; İstanbul, Şanlıurfa, Gaziantep

29 Ocak 2025 20:14

Güncelleme: 29 Ocak 2025 20:15

TBMM Bebek Ölümleri ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu'nda konuşan Sağlık Bakanlığı'na bağlı olarak kurulan Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu üyesi Prof. Dr. Ahmet Yağmur Baş, en yüksek yenidoğan yoğun bakım oranın üç il üzerinde yoğunlaştığını belirterek, "Gerçekten Urfa ayrı bir gezegen. Orayı farklı ele almak lazım. Türkiye'nin üç sıkıntılı ili var yenidoğan yoğun bakımı için. Bunlar; Urfa, Antep ve İstanbul. Buraları düzeltirsek diğer taraflar da düzelecektir" dedi. 

TBMM Bebek Ölümleri ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti Adıyaman Milletvekili İshak Şan başkanlığında toplandı. Komisyonda Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan "Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu" ve Klinik Yoğun Bakım Derneği temsilcileri sunum yaptı. Kurulan bu komisyon hazırladıkları denetleme formu ile pilot çalışma olarak ile ilk üç ay ülke genelinde hastane denetimi yapacak. Sonrasında ise bu form hem komisyon üyesi hem Sosyal Güvenlik Uzmanı hem de İl Sağlık Müdürlüğü'nden oluşturulan heyetler ile çapraz çalışmalarını sürdürecek. 

Komisyon üyelerine bilgi vermek amacıyla Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu adına Profesör Doktor Şule Yiğit, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nden Profesör Doktor İstemi Han Çelik ve Bilkent Kampüsünden Profesör Doktor Şerife Suna Oğuz,  Klinik Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Turan katıldı. 

 "Değerlendirmeler sonucunda sunacakları çözüm önerileri oldukça önemlidir"

Komisyon Başkanı İshak Şan şunları söyledi:

"Bebek ölümleri özellikle yenidoğan dönemi sağlık sistemi kritik ve hassas alanlarından biridir. Nitekim bu dönemde sunulan sağlık hizmetlerinin en yüksek standartlarda ve titizlikle verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu yenidoğan yoğun bakım hizmetlerini izleme, değerlendirme ve denetleme süreçlerine yönelik yürütmekte oldukları çalışmaları ile denetim ve değerlendirmeler sonucunda sunacakları çözüm önerileri oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra ülkemizde yoğun bakım biliminin ve yoğun bakım hizmetlerinin geliştilmesinde katkıda bulunmayı, bu alanda hizmet verenlerin eğitim ve mesleki beceri standartlarının yükseltilmesini sağlamayı amaç edinen Klinik Yoğun Bakım Derneğinin de bizlerle paylaşacağı bilgiler, bu alandaki eksikliklerin belirlenmesinde ve önerilerin geliştirilmesinde faydalı olacaktır. Zira yoğun bakım süreçlerinin verimli bir şekilde yönetilmesi, gerek yenidoğan gerekse çocuk, engelli ve yaşlılar için hayati bir öneme sahiptir."

"Doğan hastanın yüzde 5'ine kadar hasta yatışı tolere edilebilir"

Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu üyesi Prof. Dr. Ahmet Yağmur Baş, şunları söyledi:

"Komisyonumuz 5 Kasım 2024 tarihinde ilgili olaylardan sonra kuruldu. Farklı üniversitelerden 13 hocadan oluşuyor. Komisyonumuzun amacı yenidoğan bakımı bulunan hastanelerin denetlenmesi. Bizim denetimimiz ise hasta bakım kalitesi ve niteliğini içeriyor. Denetlenen merkezlerin tescil seviyesine uygunluğu konusunda bakanlığa belge vermeyi amaçlıyoruz. Hedefimizde endikasyon dışı hasta yatışı yapılıp yapılmadığını da tespit etmeyi amaçlıyoruz. Yenidoğan bakımlarının takibinde bakım kalitesinin arttırılması hedefleniyor. Doğan hastanın yüzde 5'ine kadar hasta yatışı tolere edilebilir ama her 10 bebekten birinde hastane yatışı varsa o hastane bizim radarımıza girer. İki kilo üzerinde doğan bebeklerin ölüm oranının arttığı hastaneler de incelemeye alınıyor. Biz yenidoğanda ölüm oranı için yüzde 3-5 arasında değişiklik oluyor, prematüre bebeklerde ise yenidoğan uzmanı başındaysa yüzde 20 ölüm oranı oluyor.

 "Urfa'da 6 hastane denetlemiş 4'ünde ciddi aksaklıklar görmüştük"

Yenidoğan servislerinin denetlenmesi için görevlendirilecek komisyon, denetlenecek ünitenin bağlı olduğu ilden farklı bir ilden oluşturulmalıdır. Denetimler habersiz yapılacak. İlk denetim mesai saati içinde diğerleri mesai saati dışında olacak. 5 gün içerisinde bir ilimizde büyük çaplı bir denetimimiz olacak. 33 sorudan oluşan bir formumuz olacak. Özellikle özel hastanelerde tanı ve tedavi planı olmuyor. Tanının laborotuvar sonuçları ile desteklenip desteklenmediğine bakılacak. Hekim ve hemşire izlem notlarının tutarlılığına bakacağız. Geçen sene 80 tane 2 bin gramın üzerinde ölümle karşılaştık. Normalde anneye verseniz ölmez. Urfa'da 6 hastane denetlemiş 4'ünde ciddi aksaklıklar görmüştük. 

"Hemşire için sayı iyi ama nitelik sıkıntılı"

Bizim 456 tane seviye 3 içeren merkezimiz var. Bunun 300'ü özellerde, 101'i Sağlık Bakanlığı'nda, 53'ü üniversite hastanelerinde. 8 bin tane kuvözümüz var, bunun yüzde 54'ü özel hastanelerde. Burada doluluk oranları için bir şey söylemek lazım. Bazı illerde bazı hastanelerin yoğun bakım faaliyeti durursa oradaki bebekler yataksız kalır mı, bu soruyu sormak lazım. 

Biz kendimize hep şu soruyu soruyoruz; kendi servisime çocuğumu yatırır mıyım? DSÖ'ye göre anne sütünün kullanımının arttırılması, ten tene teması gebelik öncesi ve sonrası takip çok önemli. İlk 6 ay sadece anne sütü kullanma oranı yüzde 14. Mamalar eczaneden çıkıp markete girdiği zaman bu mücadeleyi kaybettik. Hedef yenidoğancının 700 olması gerektiğini tespit ettik şu anda ise 364. Yılda 50 yan dal asistanı alırsak bu açığı 9 yılda tamamlıyoruz. Hemşire için sayı iyi ama nitelik sıkıntılı. Her yıl gelişimsel hastalık olarak 25 bin çok yüksek riskli bebek aramıza katılıyor. Yaşayan bebeklere ne oluyor sorusunu sorduğumuz zaman erken müdahale sistemi kurulmasını öneriyoruz. Aynı çatı altında bütüncül bir izlem gerekiyor."

"Devlet hastaneleri, eğitim ve araştırma hastaneleri sanıldığı kadar kötü çıkmadı"

CHP Samsun Milletvekili Murat Çan'ın, "Yeni doğan çetesi ifşa olduğunda ilk tespitiniz ne oldu? Öngörüleriniz doğrultusunda gerçekleşen bir durum muydu" sorusuna Prof. Dr. Ahmet Yağmur Baş, "Sahada heterojen bir hasta bakımı var. İstanbul'daki bir merdiven altı hastane ile Ankara'daki bir hastaneyi eşit kefeye koymam. Mesela İsveç'te, Amerika'da 25 hafta altı bebekler daha doğmadan aileye 'bu çocuk yaşarsa yüzde 70- 80 morbidite kısmı olur, doğduktan sonra biz buna dokunmak istemiyoruz; kundaklayıp oksijen bile vermeyeceğiz, ağrısını dindireceğiz. Bırakalım mı?" diye soruluyor. Bizim tıp eğitimimiz hem yasalarımız hem vicdanımız buna müsade etmiyor. Oradaki jargon çok itici, onlar aslında Avrupalıların yaptığını farklı bir şekilde yapmışlar" dedi.

CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, "2017 yılında da bir denetleme yaptınız ve rapor yazdınız. Sizce bu rapor ne işe yaradı" sorusuna Prof. Dr. Ahmet Yağmur Baş, "Biz 2017'de malumun ilanını yaptık. 2017 raporunda toplam 9 tane üniverite hastanesi olmak üzere 36 hastane denetlemiştik. Buradaki sonuçlar gerçekten vahimdi. Bazı hastanelerin ceza aldığını biliyoruz ama biz denetim ekibiydik. Sadece şunu tespit ettik; devlet hastaneleri, eğitim ve araştırma hastaneleri sanıldığı kadar kötü çıkmadı. Bizi sevindiren konulardan biri buydu. Üniversite Hastaneleri daha iyiydi. Özel hastanelerde ispata dayalı tıp kullanımı yerlerdeydi" ifadelerini kullandı. 

Pala, "Urfa'da yaptığınız denetim çalışmaları ile ilgili çok dramatik bazı verilerden bahsettiniz. Örneğin 2 bin gramın üstünde yoğun bakımda yatan 80'in üstünde hayatını kaybeden yenidoğandan bahsediyoruz. Bu gerçekten incelenmesi gereken bir şey. O raporda dile getirdiğiniz sorunları çözmeye dönük neler yapıldı" diye sordu. Baş ise, "Halk Sağlığı Müdürü ile biz periyodik olarak konuştuk. Gerçekten rutin denetimlerini arttırmışlar. Bizim yazdığımız eksiklikleri engellemeye çalışmışlar. Gerçekten çaba gösteriyorlar fakat gerçekten Urfa ayrı bir gezegen. Orayı farklı ele almak lazım. Türkiye'nin üç sıkıntılı ili var yenidoğan yoğun bakımı için. Bunlar; Urfa, Antep ve İstanbul. Buraları düzeltirsek diğer taraflar da düzelecektir" dedi. 

"Temel sorun paraya dayalı sistem"

CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba ise şunları söyledi:

"Yoğun bakımı tartışıyoruz ama bu çocuklar neden erken doğuyor onu konuşmuyoruz. Dünya'nın en iyi yoğun bakımı annenin karnıdır. Yeni doğan ya da erken doğacak bir çocuk varsa anne karnında sevk etmek en doğrusu. Ama burada parasallaşmış bir sistem içinde bunu yaptıramazsınız. Bir kadın doğumcu o doğumu 3. basamak olan bir hastaneye göndereyim diyemez çünkü patronların ciro kaygısı ve hekimlerin aldığı yüksek maaş kaygısı ile sistem parasallaştığı için çözülemez. Temel sorun paraya dayalı sistem. Bugün yenidoğana para ödemeyin ve denetim yapın özel hastanelerdeki yenidoğan yatak sayıları inanılmaz bir şekilde düşer. Burada acı olan üniversitelerin devlet hastanelerin yenidoğan yatak sayılarının geride kalması. Hemşire olarak baktığımızda yetişmiş hemşire devlette, yatak sayısı devlette az. Özel sektörde yatak çok, hemşire yok. Neden; çünkü hekimi yüksek para ile transfer edersiniz hemşireyi sömürü düzeni içerisinde en ucuz paraya çalıştırırsınız."

"Yenidoğan hocalarının çok azaldığını görüyoruz"

DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu şu ifadelere yer verdi:

"Çalışmanızda şu tabloyu görüyoruz; özel hastanelerde artış var, yenidoğan bakımlarda artış var. Bahsettiğiniz çocuk doğum hızının yüksek olduğu illerde özele kaymış durumda. Bu illerde de istismara açık bir ortam var. Sağlıkta özelleştirme politikası yenidoğan ölümlerinin önünü açmış. Yenidoğan hekimleri 364 sayı olarak. 700'e ulaşması yani yüzde yüz artması gerekiyor diyorsunuz. Bu sayı çok uzun yıllarda kapanabilir hatta eksiye bile varabilir. Yenidoğan hocalarının çok azaldığını görüyoruz. Teşvikte bulunulması gerektiği apaçık ortada. Bakanlık bu konuda adım atmalı, siz de bakanlığı harekete geçirmelisiniz."

"Son dönem hastaların kanunen planlanması gerekiyor"

Klinik Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Turan ise sunumunda şu bilgilere yer verdi:

"Dünya'daki yoğun bakım oranlarına baktığımızda 2012'den sonra yapılmış belirgin bir çalışma yok. Yüz bin kişi başına düşen yoğun bakım sayısı Türkiye 40 ile oldukça üst bir sırada. Bunun avantajları ve dezavantajlarının tartışılması gerekiyor. ABD'de bile 34 gibi bir oran var. Kovid döneminde yoğun bakım yeri arayan İtalya, İspanya'nın düştüğü durumları hepimiz biliyoruz. Bu noktada yüksek yatak sayısına sahip olmak bir avantajdı ancak bu yoğun bakımın direnajı açısından bize sorun da yaratmakta.

Hastane sayısının yoğun bakım sayısına oranının yüzde 10'u geçmemesi önerilir. Ama bizde bu oranlar oldukça yüksek. Bunlar özellikle belli şehirlerde vardı. İstanbul bazlı sağlık hizmetlerinde özel hastanelerin yeri oldukça önemli. Bu orana baktığımızda Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde yüzde 14 iken özel hastanelerde yüzde 30'larda. Kovid döneminde bu oranın arttırılasına müsade edildi. Bugünden sonra yapılacak en önemli şey yoğun bakım yatak kapasitesine sahip olan özel hastanelerin yeniden değerlendirilmesi ve ruhsatlandırılması bir ihtiyaç." 

Yoğun bakım yatak kapasitesinin etkin kullanılamadığını belirten Turan, son dönem hastaların kanunen planlanması gerektiğini, bazı hastaların evde ya da kurulacak başka merkezlerde bakılması gerektiğini, hasta yakınlarının da zor süreçlerden geçtiğini söyledi. Turan, yoğun bakım doluluğunun bu nedenle olduğunu ve acil hastaların alınmasında sorun yaşadıklarını ifade etti. (ANKA)

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir