Bahar Kılıçgedik- Remzi Budancir
Medyada baskı ve sansürün tartışıldığı bir dönemde yerel basının durumuna ilişkin bir çerçeve çizmek amacıyla başladığımız ve Objective Araştırmacı Gazetecilik Programı’nın desteğiyle gerçekleşen ‘Yerel Basın Profili’ yazı dizisinde dün Diyarbakır’daki durumuna yer vermiştik. Bugün ise “Tunceli ve Malatya’daki yerel gazetelerin çalışanları ve sahipleri”nin görüşlerini yansıtmaya çalışacağız.
Gazetelerin devletten ilan almasına eleştirilerin yoğun olduğu Tunceli’de, ‘Resmi ilan alan gazete bağımsız olamaz’ görüşü hakim. Malatya'da ise basın özgürlüğünden çok, gazetelerin birleştirilmesi tartışma konusu. Kimisi gazetelerin birleştirme taraftarı olurken kimisi de Basın İlan Kurumu'nun tehditle bileşmeyi sağladığı görüşünde.
1938’de yaşanan Dersim katliamı trajedisinin hafızalardan silinmediği Tunceli’de her meslek grubu kendini önce mağdur olarak tanımlıyor ve mağduriyetin nedeni olan ‘muhalif duruşunu’ gösteriyor. Sol görüşün hakim olduğu kentte Tunceli’de resmi ilan alan 3 günlük yayımlanan gazete bulunuyor.
İktidar basını kıskaca alıyor
Tunceli Gazeteciler Derneği (TGD) Başkanı Ali Haydar Gözlü, ‘Tunceli’deki basın özgür mü?’ sorusuna, ‘Günlük gazetelerin hepsi resmi ilan pastasından pay aldıkları için bu gazetelerin bağımsızlığını korumaları zor bir durum’ şeklinde cevap veriyor. Gazetelerin ilanlarının kesileceği kaygısını yaşadığını belirten Gözlü, kaygıyla yayın hayatını sürdüren gazetelerde çalışan muhabir ve yazı işleri müdürlerinin aldıkları ücretlerin yetersiz olduğunu belirtiyor. Gazete sahiplerinin kaygıyla, gazete çalışanlarının ise ekonomik zorlukla yaşamını sürdürmeye çalıştığını dile getiren Zorlu, basının zor durumda olmasını, “Siyasal iktidarın medyayı ekonomik anlamda kıskaca alması ve kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmesi” olarak nitelendirdi.
Gazeteler devlete bağımlı
Siyasal iktidarın yaygın medya gibi yerel medyayı da kuşatma altına aldığını ifade eden Gözlü, “Medya sektörünün elindeki gücü siyasal iktidarın hizmetine sunarak bundan ekonomik çıkar elde etme çabası, bağımsız gazetecilik anlayışına da darbe vurmuştur" dedi.
Gazetelerin ekonomik anlamda devlete bağımlı olmasının sorun teşkil ettiği ifade eden Gözlü, “Bir gazete varlık sebebinin büyük bölümünü devletten elde ettiği gelir ile sağlıyorsa orada bırakın bağımsız gazeteciliği, gazetecilik yapıldığından dahi söz edemezsiniz" dedi.
Kendisinin gazetecilik icra etme kaygısı ile çalıştığı kurumun kaygılarının aynı olmadığını belirten Gözlü, gazetecinin haber işlerken kendilerine oto sansür uyguladığını anlattı.
Topaç: Resmi ilanla gazete bağımsız olabilir mi?
Ercan Topaç, 51 yıllık Tunceli'nin Sesi gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürü ve aynı zamanda NTV Tunceli temsilcisi. Tunceli’de yayın yapan ve resmi ilan alan günlük gazetelerde yazan “siyasi bağımsız gazete” ibaresine eleştiri getiren Topaç, “Bu ibareyi taşısalar da, bu gazetelerin yüzde yüz bağımsız olduklarını söylemek mümkün değil. Bu bağımsız olamama halinin belki de birincil nedeni devletten resmi ilan almalarıyla alakalı. Çünkü gazete sahiplerinde çok fazla muhalif olmaları halinde resmi ilanlardan olabilecekleri endişesi hakim ki geçmiş dönemlerde bunun örnekleri de var. Eleştirel haber yapan günlük bir gazete, dönemin alay komutanı tarafından resmi ilanlarını kesmekle tehdit edilmişti. Son dönemlerde bu yönlü endişelerde azalma yaşansa da ulusal anlamda muhalif gazete, televizyon ve gazetecilere yönelik hükümetin tavrı yereli de endişelendiriyor. Haftalık ve aylık yayımlanan gazetelerin resmi ilan kaygısı olmadığı için daha özgürce haber yaptıklarını söylemek mümkün” diyor.
Devletin demokratikleşmesi basını özgürleştirir
En büyük ekonomik geliri resmi ihale ilanları olan yerel gazetelerin resmi ilan kesilebilir kaygısı taşıdığını ifade eden Topaç, “bu anlayışın devletin demokratikleşmesiyle ortadan kalkabileceğini düşünüyorum. Yani iktidar kendisini eleştireni ekonomik yaptırımla korkutmayacak, bilakis bu eleştirileri önemseyecek bir yapıya kavuşursa daha özgürlükçü haber yapılabileceğini düşünüyorum” tespitinde bulundu.
Malatya'da gazetelerin birleşmesi tartışılıyor
Diğer illerde sansür, ilan sorunu ve basının bağımsızlığı ana gündem maddesi iken, Malatya'da temel sorun Basın İlan Kurumunun hayata geçirdiği yerel gazetelerin birleşmesi oldu. 12 gazetenin birleştirilerek 3 gazete olduğu Malatya basınından bazıları birleşmeye karşı çıkarken, bunu yararlı görende var.
Er: Birleşme hayırlı oldu
Sonsöz gazetesinin sahibi Ali Er, gazetelerin birleştirilmesini faydalı gördüğünü belirterek, gerekçesini şu sözlerle anlatıyor:
“Malatya’da on iki, on üç gazete vardı. Her birisi yüz tane çıkarıyordu. Resmi kuruluşlara ve çevreye dağıtıyordu. Sigorta zorunluluğu olduğu için gazetelerinde karısını, oğlunu, kızını, gelinini sigortalı gösteriyordu. Gazetecilik yapan da gazeteyi kendisine ticari maksat yapan da aynı parayı alıyordu. Basın İlan Kurumu bunun farkına vardı. Dediler ki ‘Kardeşim siz kaliteli gazete çıkaracaksınız. Gazetelerin şu bu kriterleri var. Gazetelerin bütün gereklerini yerine getireceksiniz. Getirmediğiniz sürece biz sizi denetleriz. Ve sizi kapatırız.’ Kriterleri nelerdir? En az 100- 150 tane bayide satılacak. İki yüz elli tane aboneniz olacak. Üçüncü kriteri de sigortalı gösterdikleriniz akrabalarınız olmayacak. Asıl gazete, gazeteci olacak. Yani bu işten ekmek yiyen insan olacak. Aynı soy isminden olursa olmaz. Devlet bunu önlemeye çalıştı. Devlet bunları birleşin diye zorlamadı. Kimseyi zorlamadı devlet dedi ki kaliteli gazete çıkaracaksınız.”
Tehditle birleştirdiler
Net Haber Gazetesi sahibi Ahmet Keskin, gazetelerin birleşmesini Er’in aksine olumsuz görüyor. Basın İlan Kurumunun tehditle gazeteleri birleşmeye zorladığını iddia eden Keskin,
“2013 yılında denetime girdiklerinde bize Kayseri örneğini gösterdiler. Tabiri caizse, ölümü gösterip, sıtmaya razı gösterdiler. Kayseri’de gazeteleri değerlendirerek 11’ine ceza verdiklerini, bizim de Kayseri’den farkımızın olmadığını söylediler. Tabiri caizse bize aba altından sopa gösterdiler. Bize birleşmeyi dayattılar. 11 gazete üç gazete oldu” dedi.
Sırtımızda 40 küfe ile dolaşıyoruz
Birleşmeye yanaşmayan Sonsöz gazetesinin şu anda daha karlı durumda olduğunu belirten Keskin, “Sonsöz o zaman birleşmeyeceğini söyledi. Onlarda Sonsöze gerekeni yapacağız dediler. Sözünde de durmadılar. Şuan geldiğimiz noktada Sonsöz gazetesine tekrardan ilan verdiler. Dört tane gazete bir araya gelip bir gazete olurken, Sonsöz tek kalmayı seçti. Yani dört gazete on lira alırken, Sonsöz Gazetesi tek başına on lira alıyor. Buda ahlaki değil. Çok kaba tabirle bizi kandırdılar. Birleşme Malatya için uygun olmadı” diye konuştu.
Kendisini gazeteci değil, bir gazetenin sahibi olarak nitelendiren Keskin, “Ama Malatya’da güzel gazetelerde var, iyi gazeteciler var. Yerelde bu işler zordur. Sırtında tabiri caizse kırk tane küfe ile geziyorsun. Onun için haber işlerken çok dikkat etmek gerekir” dedi.