27 Mart 2025 10:26
Güncelleme: 27 Mart 2025 10:35
T24 Haber Merkezi
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan sokak eylemlerine nedeniyle yaptığı açıklamada; "Valilerimiz, emniyet müdürlerimizi tebrik ediyorum. Görevini yerine getiren kahraman polislerimizle iftihar ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin" dedi. Sokak eylemlerinin anayasal hak olduğunu belirten Yerlikaya, eylemcilerin "silahsız ve saldırısız" ölmadığı iddiasıyla polisin şiddet gösterdiğini savunarak; "Sokak ve gösteri yürüyüşü hak mıdır? Evet, haktır. Anayasal bir haktır. Hepimizi bağlayan Anayasa’mızın 34. Maddesi: ‘’Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir’’ diye başlar. Bakın, altını çizerek bir kez daha ifade ediyorum: ‘’Silahsız ve saldırısız"… deniyor. Anayasaya ve kanunlara uygun her gösterinin, başımızın üstünde yeri var. Nitekim, 2024 yılında Bakanlığımıza, toplantı ve gösteri yürüyüşü için 903 başvuru yapıldı. Bunların 863’üne izin verildi. Peki o taşlar, bıçaklar, asitler, baltalar, molotoflar nedir?Demokratik hakların kullanımının sonucu böyle mi olmalı? Biraz önce ifade ettim; bakanlık olarak toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili bize yapılan başvuruların % 96’sını zaten izin vermişiz. Ama son yapılan eylemlerde yapılanların özgürlükle, özgürlüğün kullanımıyla açıklanacak bir durumu var mı?" dedi.
GSÜ öğrencilerinden polis şiddeti raporu!
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ramazan Bayramına ilişkin alınan önlemlere dair açıklama yaptı.
Açıklamasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan sokak eylemleri nedeniyle polise teşekkür eden Yerlikaya, şunları söyledi:
"Bugün sabah 05.29’da Bursa Uludağ’da bir otelde yangın çıktığı ihbarı alındı. Olay bölgesine; ivedilikle ulaşıldı ve kısa zamanda yangın kontrol altına alındı. Şu an soğutma çalışmaları devam ediyor. Çıkan yangında 12 personel müdahale ekipleri tarafından otelden çıkartıldı. Bu personellerden 2’si maalesef hayatını kaybetti. 1 vatandaşımızın tedavisi devam ediyor. Yapılan denetimler sonucu otel, 2 Ocak’ta kapatılmıştı. Yangın esnasında otelde konaklama yoktu.
Yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralımıza acil şifalar diliyorum. Konuyla ilgili idari ve adli soruşturma başlatılmıştır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonrası, ana muhalefet liderinin yaptığı ‘’sokak çağrısı’’ üzerine, ülkemizin huzur ve güvenliğini tehdit eden bir süreç yaşandı.
Bu süreçte; sokak siyaseti meşrulaştırılmak istendi; milletimizin kardeşliğine pusu kuruldu. Polislerimize taşlarla, sopalarla, asitlerle, baltalarla, molotoflarla saldırıldı. Milli, manevi ve aile değerlerimiz ayaklar altına alındı. Camilerimize, kabristanlarımıza hürmetsizlik edildi.
Adalet sokakta değil, mahkeme salonlarında tecelli eder. Sokağa çıkmakla kimse temize çıkamaz. Hukuku sokak eylemleriyle bastırmaya çalışmak, adaleti linç etme kampanyalarıyla susturmaya kalkmak, kimseye fayda sağlamaz. Hiçbir algı operasyonu, hiçbir sokak kışkırtması gerçeğin üzerini örtemez.
Türkiye Cumhuriyeti, hukuk devleti ilkesine bağlı, demokrasisi köklü ve kurumları güçlü bir devlettir. Demokrasi, nefret söyleminin ve şiddetin kalkanı değildir. Bizim demokrasi anlayışımız, suiistimal zeminine değil, millet iradesine dayanır.
Sokak ve gösteri yürüyüşü hak mıdır? Evet, haktır. Anayasal bir haktır. Hepimizi bağlayan Anayasa’mızın 34. Maddesi: ‘’Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir’’ diye başlar. Bakın, altını çizerek bir kez daha ifade ediyorum: ‘’Silahsız ve saldırısız"… deniyor. Anayasaya ve kanunlara uygun her gösterinin, başımızın üstünde yeri var. Nitekim, 2024 yılında Bakanlığımıza, toplantı ve gösteri yürüyüşü için 903 başvuru yapıldı. Bunların 863’üne izin verildi. Peki o taşlar, bıçaklar, asitler, baltalar, molotoflar nedir?Demokratik hakların kullanımının sonucu böyle mi olmalı? Biraz önce ifade ettim; bakanlık olarak toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili bize yapılan başvuruların % 96’sını zaten izin vermişiz. Ama son yapılan eylemlerde yapılanların özgürlükle, özgürlüğün kullanımıyla açıklanacak bir durumu var mı?
İşte pervasızca, önünü ardını düşünmeden sokak çağrısı yapanlar, bu gerçeklerle yüzleştiğinde; bu sokak görüntülerini gördüklerinde, ne düşündüler acaba? Boykot çağrısı yapmakla, yerli ve milli markalarımızı, çalışanlarını zor durumda bırakmakla amaçlanan nedir? Hele yabancı kanallara çıkıp, Türkiye’yi şikayet etmek? Necip Fazıl diyor ya: ‘’Sokak lambası gibi olma kime yandığın belli olsun..."
Bu son yapılan eylemler sonrası 1.879 şüpheli gözaltına alındı. Bunların 260’ı tutuklandı, 468’i hakkında adli kontrol kararı verildi. 662’sinin işlemleri devam ediyor. 489’u da serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlar arasında, 12 farklı terör örgütüyle iltisaklı şüpheliler vardı. Sadece bu kadar mı? Aralarında ‘’uyuşturucu, cinsel taciz, hırsızlık, dolandırıcılık, kasten yaralama’’gibi 17 farklı suçtan adli işlem görenler olduğu belirlendi. Eylemlerde 150 polisimiz maalesef yaralandı. Yazık değil mi? Günah değil mi? Polisler bu milletin evladı değil mi? Onların da yolunu gözleyen eşleri, evlatları, anaları babaları yok mu? Polislerimiz, sadece şehirlerimizin değil, o gün, o alanlara gelenlerin de güvenliğini sağlamak için oralarda bulunuyordu.
Ben sizlerin huzurunda bir kez daha Valilerimizi, Emniyet Müdürlerimizi tebrik ediyorum. Yapılan tüm provokasyonlara rağmen sağduyusunu kaybetmeyen, sabırla görevlerini ifa eden tüm kahraman polislerimizle iftihar ediyorum. Aziz milletimizin de bizlerin de duası; kahraman polislerimizle, güvenlik güçlerimizledir. Allah ayaklarına taş değdirmesin.
Artık mübarek Ramazan-ı Şerif’imizin sonuna geldik. Evlerimizde, Ramazan Bayramımızın heyecanı var… Ancak! Bayram sevincimizin acıya dönüşmemesi, yuvalarımıza ateş düşmemesi en büyük duamız.Zira; son 2 yılda, Ramazan ve Kurban Bayramlarında meydana gelen trafik kazalarında Maalesef 744 canımızı yitirdik. Günlük can kaybımız 24. Bu kayıplardan 375’i ‘’Aşırı hız’’dan kaynaklanıyor. Yani neredeyse yarısı. Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı bir rapora göre, ortalama hızdaki %1’lik artış, ölümlü kaza riskini % 4 artırıyor. Ölümlü trafik kazalarında ‘’aşırı hız’’dan sonra en önemli etkenlerin başında, ‘’şerit izleme, değiştirme’’, ‘’geçiş önceliği’’, ‘’arkadan çarpma’’, ‘’dönüş kuralları’’ ve ‘’kırmızı ışık ihlali’’ geliyor. Bayram tatilinde yola çıkacak tüm sürücülerimizi bir kez daha uyarmak istiyorum:
Lütfen, trafik kurallarına harfiyen uyalım. Asla aşırı hız yapmayalım. Emniyet kemerimizi mutlaka takalım. Yorgun ve uykusuzken; direksiyon başına geçmeyelim. Trafikte göstereceğimiz bir saniye sabır, bir ömür mutluluk demektir.
Sayın Cumhurbaşkanımız dün açıkladı. Ramazan Bayramı tatili 9 güne çıktı. Biztrafik tedbirlerimizi dün itibarıyla artırdık. Bu tedbirler 8 Nisan tarihine kadar sürecek. Bu 14 gün boyunca, trafik tedbirleri kapsamında, 47 bin 749’u polis, 21 bin 262’si jandarma olmak üzere, toplam 69 bin 11 personelimiz görev yapacak. Trafikle ilgili verilerimizi her gün sizlerle paylaşacağım. Bayram tatili süresince 54 ilimizdeki 468 ‘’Ortalama hız ihlal tespit sistemi’’, 24 saat süreyle hız denetimi yapacak. Polis ve jandarmamız gündüz 1.271; gece ise 601 ‘’radarla hız denetimlerini’’sürdürecek. Hava araçlarımız ülkemiz genelinde 3.081 saat denetim yapılacak. Ayrıca şehirlerarası terminallerde emniyet kemeri uyarı anonsları yapılacak; otobüsler denetlenecek. Altını çizerek ifade etmek isterim ki; emniyet kemeri kullanımı kazalarda can kayıplarını %45 oranında azaltıyor.
Denetimleri artırmaktaki gayemiz, daha çok cezai işlem yapmak değil. Şu bir gerçek ki, denetimler arttıkça, kazalar ve ölümler azalıyor. Hedefimiz, ‘’Trafikte sıfır can kaybı’’ ilkesiyle hareket etmek. Bütün sürücülerimize kazasız belasız yolculuklar diliyorum. ‘’1 Kural 1 Ömür…’’ diyoruz. ‘’Yolun sonu bayram olsun’’, diyoruz. Mübarek Ramazan Bayramımızı şimdiden tebrik ediyor, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum."
Ne oldu?İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yürütülen 'terör' ve 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında 19 Mart'ta gözaltına alınan Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanlığı ön seçim adayı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart'ta tutuklandı. İmamoğlu, İBB'ye yönelik olarak "yolsuzluk" suçlamasından yürütülen soruşturma kapsamında, “ihaleye fesat, kişisel verileri kaydetme, rüşvet ve örgüt kurma” iddialarıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne götürüldü. Tutuklanmasının ardından İçişleri Bakanlığı kararıyla İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırıldı. GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI - Şimdi ne olacak: İmamoğlu’nun “terör” suçundan serbest kalması kayyım yolunu kapatır mı, siyasi yaşamı nasıl etkilenecek? |
© Tüm hakları saklıdır.