Bu yılın ve geçen yılın kataloglarını kıyasladığımızda, yılbaşını kutlamak için satın alabileceğiniz birkaç malzemeye 2023’te iki kat daha fazla para ödüyorsunuz.
Ekonomik olarak daha uygun marketleri bile tercih etseniz peynir, kuruyemiş, cips, meyve suyu, zeytin, meze yapmak için yoğurt, köfte yapmak için kıyma, tatlı yapmak için çikolata sosu satın alacak olsanız, geçen yıl 366,45 TL ödeyeceğiniz bir sepete bu yıl 745,65 TL ödüyorsunuz.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun araştırma birimi olan DİSK-AR’ın bu ayın başında yayımladığı raporda ise dar gelirli haneler için gıda enflasyonunun yüzde 106 olduğu hesaplandı.
49 aydır tarım üretim maliyetleri artıyor
Bloomberg HT ekonomi kanalının tarım editörü İrfan Donat, TÜİK’in tarımsal girdi fiyat endeksine göre 49 aydır üretim masraflarının arttığına dikkati çekiyor.
Maliyetler artarken üretici ya da tüketici fiyatlarının düşmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Donat, bu durumun tüketici alışkanlıklarını değiştirdiğini söylüyor.
Donat’a göre en çok, yanlış hayvancılık politikalarından ötürü kırmızı et, süt ve süt ürünlerine talep azalmış durumda.
“Kuruyemişe talep uzun zamandır düşük”
Farklı sektörlerden üreticilerle konuşan Donat, yılbaşı sofrası özelinde ise kuruyemiş ve tatlı gibi ürünlere talebin ciddi oranda düştüğünü aktarıyor:
“Kuruyemiş sektörü zaten talebin uzun zamandır düştüğünü söylüyor, özellikle de fındık, antep fıstığı gibi ürünlerde... Alt gelir grubunda en çok leblebi, yer fıstığı ve çekirdek tercih ediliyor.
“Tatlı sektörü de talepteki düşüşten bahsediyor, özellikle baklavacılar. Adamakıllı bir baklava yemeye kalktığınız zaman kilosu en az 800 TL. Bu çerçeveden baktığınızda neredeyse et görece ucuz kalıyor.”
“Genelde ekmek, makarna ve çorba tüketiyorlar”
İzmir’deki birkaç mahallede yaptığı görüşmelerde Hacer Foggo’ya aileler, çocuklarına beslenme koyamadıklarını ve bazen de bu nedenle okula gönderemediklerini aktarmış.
Foggo, “Süt ve süt ürünlerine erişemediklerini, genellikle ekmek, makarna ve çorba tükettiklerini belirtiyorlar. Geçen yıl pirinç tükettiklerini, artık pirinç de alamadıklarını ifade eden kadınlar var. Yine bazı bakkallardan 10 TL ile ekmek arası yağ ve domatesle öğün atlayan çocuklar var” diyor.
TÜRK-İŞ araştırmasının Kasım ayı sonucuna göre ise mutfak enflasyonu yıllık ortalama %86,42 oranında arttı.
Gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamaları için bir haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı, yani yoksulluk sınırı ise 45.686 TL olarak açıklandı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre ise 2022 yılında aylık ortalama kişi başı brüt ücret toplamda 11.143 TL olarak gerçekleşti.
"Yoksulluk artık sadece arka mahallelerin sorunu değil"
Tarım yazarı İrfan Donat’ın konuştuğu kasaplar ve kasap reyonlarının bulunduğu satış yerleri, kıyma ve kuşbaşına talepte düşüş olduğunu, ancak pirzola ve antrikot gibi nitelikli etlerde satışların değişmediğini söylüyor.
“Üst gelir grubunun tüketim alışkanlıklarında bir değişiklik yok, hatta tüketimlerinde artış var” diyen Donat’a göre bu durum fakir ve zengin arasındaki makasın şiddetli bir şekilde açıldığının göstergesi.
Donat, tarımda planlı bir üretim stratejisinin olmaması, hammaddelerin ithal edilmesi ve arzın talebi karşılayamaması dolayısıyla 2024’te de gıda enflasyonunun yükselmeye devam etmesini bekliyor.
“Rasyonellikten uzaklaşılmış, fiyatların kontrolden çıktığı bir piyasa var. Ne ucuz ne pahalı kimse kestiremiyor” diyen Donat’a göre gıda enflasyonuyla mücadelenin yolu etiketlere savaş açmak değil.
Et ve et ürünü, süt ve süt ürünü, sebze ve meyve gibi ürünlerin girmediği mutfakların evlerinde büyüyen çocukları bekleyen sağlık sorunları ise başka bir büyük sorun.
Hacer Foggo’ya göre de yoksulluk artık sadece arka mahallelerin sorunu değil:
“Artık yoksulluk pazara çıkamayan emeklilerin, kamu kurumlarında çalışanların, ofis çalışanlarının, tarlasını işleyemeyen çiftçinin ve üniversiteyi bırakmak zorunda öğrencilerin evlerinde.”