Bayramları seçim bölgelerinde geçiren Yunan parlamenterlere bayram öncesinde ‘sakın köyde görüneyim deme' mesajları gönderilir. Milletvekili bölgesindeki seçmenlerin dertlerini dinler, taraftar kazanmaya çalışır. Borç krizinin patlak vermesinden sonra seçmenlerine sevindirici haber götüremeyen parlamenterler ‘köylerinde' hoş karşılanmıyor, hatta tartaklandıkları bile oluyor.
Pazar günkü Paskalya yortusu vesilesiyle milletvekilleri yine seçim bölgelerine gidiyorlar. Başbakan Aleksis Tsipras'ın kreditörlerine alışılmış tarzda kafa tutmaya kalkışmasının nedeni de bu olsa gerek. Euro Bölgesi maliye bakanlarının yapacakları Yunanistan konulu toplantının, alacaklılarla yüzde 90 oranında anlaştığını duyuran Atina yönetimi tarafından iptal edilmesi mantıki nedenlerle izah edilemez.
Bütün opsiyonlara açık olmak
Yunanistan Başbakanı Tsipras olağanüstü zirve talep ediyor. Başbakanın, troyka temsilcilerinin söz hakkı yokmuş gibi Yunanistan'ın durumunun en üst düzeyde ele alınmasını istemesine artık alışıldı. Tsipras geçen yıl tutturamadığı bu stratejiyi yeniden denemek istiyor.
Tabii işin içinde taktik de olabilir. Tsipras'ın aylardır yalpalayan politikasının tek değişmezi, bütün opsiyonlara açık olup, son ve en uygun anda karar vermektir.
2015'teki gibi bugün de her şey mümkün. Yunanistan alacaklılarıyla anlaşabilir de, bozuşabilir de. Atina'da yine tasarruf programının yeniden halkın oyuna sunulacağı, hatta erken seçimin yaklaştığı dedikoduları dolaşıyor.
Ancak Tsipras alacaklılarla bozuşmak isteseydi bunu partisindeki muhaliflerinin de onayını alarak daha önce yapabilirdi. Tsipras'ın bu opsiyonu kullanmaya niyetli görünmemesi alacaklılarla anlaşmayı tercih ettiğini gösteriyor.
Düşman imajı işe yarıyor
Dört koldan eleştirilen Yunanistan Başbakanı her ne pahasına olursa olsun uzlaşma istediği izlenimi bırakmamaya da gayret ediyor. Bu nedenle de durmadan, mücadele etmeye değer düşman imajı yaratmaya çalışıyor. Bunların başında Uluslararası Para Fonu uzmanları, ‘Avrupa'nın muhafazakâr çevreleri' ve alacaklıların kızdırılmasını istemeyen ‘yerli troyka' geliyor. Öncelikle seçim kampanyasında uyguladığı bu taktikle çok sempati toplayan iktidar partisi Syriza'dan taktik değiştirmesi beklenmemeli.