30 Aralık 2021 12:00
Regl olan bireylerin temel ihtiyaçlarından olan ped, tampon gibi menstrüel ürünlerdeki fahiş fiyat artışları, regl yoksulluğunu bir kez daha gündeme getirdi. Ped ve tampona yüzde 18 KDV uygulanması tepki çekmeye devam ederken, Konuşmamız Gerek Derneği'nin raporuna göre iki kişinin regl olduğu bir ailenin aylık masrafı 60-65 lira olarak hesaplanıyor.
Regl yoksulluğu, bireylerin regl dönemlerinde ihtiyaç duydukları hijyen ürünlerine (ped, tampon vs.) maddi gerekçelerle erişememe sorunu olarak tanımlanıyor. Temiz suya, temiz tuvalete vs. erişememe sorununu da içeren 'regl yoksulluğu', kişinin enfeksiyon kapması gibi önemli sağlık problemlerine yol açabiliyor. |
Menstrüel ürünlere uygulanan yüzde 18 KDV oranı, regl yoksulluğuna yol açan sorunların başında geliyor. Bu konuda birçok kez başlatılan imza kampanyaları ve Meclis'e verilen önergeler sonuçsuz kalsa da, kadınlar ve trans bireyler, hijyen ürünlerinin en yüksek vergi segmentinde yer almasına karşı itirazlarını dile getirmeye devam ediyor.
Regl yoksulluğuna ilişkin Türkiye’deki veriler yeterli olmasa da Derin Yoksulluk Ağı’nın pandemi döneminde hazırladığı rapor, görüşülen 103 derin yoksulluk deneyimleyen aileden 82’sinin, herhangi bir yardım olmadığı sürece hijyenik pede hiçbir şekilde erişimlerinin olmadığını ortaya koyuyor. Derin Yoksulluk Ağı’nın raporunda ulaşılan hanelerdeki kadınlar hijyenik pedi lüks olarak gördüklerini söylüyor.
2019 yılında menstrüel ürünlerdeki KDV oranının düşürülmesi için Meclis'e kanun teklifi veren TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ve Türkiye’de regl tabusu ve yoksulluğu ile mücadele eden Konuşmamız Gerek Derneği’nin kurucularından olan İlayda Eskitaşçıoğlu ile regl yoksulluğunu konuştuk.
Eskitaşçıoğlu, regl olan bireylerin menstrüel ürünlere erişiminde yaşadığı maddi sıkıntıların yanı sıra temiz su, temiz ve güvenli tuvalete erişememe gibi sorunların birleşerek regl yoksulluğuna yol açtığını, bu yoksulluğun toplumda var olan regl tabusuyla da derinleştiğini vurguluyor.
İnsan hakları hukukçusu İlayda Eskitaşçıoğlu ve psikolog/sosyolog Bahar Aldanmaz, birlikte kurdukları Konuşmamız Gerek Derneği’yle 2016’dan beri çalışmalar yürütüyor.
Eskitaşçıoğlu, şu an Türkiye’de regl yoksulluğunu deneyimleyen nüfusa ilişkin yeterli veri eksikliği olduğunu belirterek “Kimse menstrüel ürünlere erişimin yeterli olup olmadığını araştırmamış. Bu konuda verinin eksik olması da bir veridir” diyor.
Saha gözlemlerini aktaran Eskitaşçıoğlu, Türkiye’de Suriyeli ve Afganlar başta olmak üzere mülteciler, mevsimlik tarım işçileri ve köy okullarına giden kız çocuklarında regl yoksulluğu probleminin görüldüğünü söylüyor.
Regl yoksulluğunu en derin şekilde deneyimleyen insanların kendilerine söylediklerini aktaran Eskitaşçıoğlu, pede erişemeyen bir kişinin gazete kağıdı, çadırların brandalarından kesilmiş parçalar, iri yapraklar, paçavralar ya da kullanılmış bebek bezlerinin temiz kalan kısımlarından kesilen parçalarını kullanmak durumunda kalabildiğini belirtiyor ve ekliyor:
“Bu da çok ciddi vajinal enfeksiyonlara ve sağlık problemlerine sebep olabiliyor. Regl yoksulluğu yalnızca derin bir yoksulluk probleminin ötesinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilecek bir durum.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin regl yoksulluğunu bütçeleme çalışmalarına katma girişimiyle Konuşmamız Gerek Derneği’ne ulaştığını söyleyen Eskitaşçıoğlu, İBB’ye aktardıkları kısa hesabı şöyle özetliyor:
“Bir ay önce yaptığımız hesaba göre (Kasım 2021) şöyle bir plan yaptık: Bir ailede iki tane regl olan birey olsa, aylık kendilerine sağlıklı şekilde yetecek kadar hijyenik ped alabilmeleri için yaklaşık 50 lira ayırmaları gerekiyordu. Bu 1 ay önceydi. Bu rakamın şu an 60-65 liraya çıktığını söyleyebiliriz. Fiyatları hesaplarken daha mütevazi ailelerin alışveriş yaptığı süpermarketlerden yararlandık. 50 lira ayda hijyenik ped için bazı aileler için ciddi bir masraf kalemi.”
Eskitaşçıoğlu, İBB’nin kendilerine bütçeleme çalışmaları için ulaşmasını da “olumlu gelişme” olarak yorumluyor:
“Henüz resmi bir bütçelemeye girmese de İBB bize ulaştı ve regl yoksulluğuna, yani menstrüel ürünlere erişim sorununa ilişkin hesaplar yapmamızı, onlarla bilgi paylaşmamızı talep ettiler. Bu bile ümit verici. Bütçeleme planlarında regl yoksulluğunun en azından hesaba katıldığını, bu konuda birtakım çalışmaların yapıldığını görüyoruz. “
Eskitaşçıoğlu, özellikle mevsimlik tarım işçisi kadınların günlük yevmiyelerini aşan hijyenik pedleri satın almak terine çocuklarına mama ve bez almayı tercih ettiğini belirtiyor.
Eskitaşçıoğlu, regl yoksulluğuna ilişkin Türkiye’deki veriler eksik olsa da bu konuda çalışmalar yapıldığını da hatırlatarak Derin Yoksulluk Ağı’nın pandemi döneminde hazırladığı raporu hatırlatıyor.
TIKLAYIN - Ped fiyatları isyan ettirdi: "Yetişemiyoruz"
Yaklaşık 2 yıl önce ped ve tamponlardaki KDV ürünlerinin yüzde 5'e düşürülmesi için kanun teklifi veren TİP milletvekili Sera Kadıgil, Türkiye'de reglin konuşulmasının dahi "ayıp" sanıldığını, kadınların ped ya da tampon alırken "utandığına ve utandırıldığına" dikkat çekiyor. İktidarın bu durumdan "çok memnun olduğunu" dile getiren Kadıgil, tepkisini "Birçok kadın ve kız çocuğu pede erişiminin olmadığını, 'böyle lüks şeylere' ayıracak bütçesi olmadığını ifade ediyor ve pede erişimin zorlaşması kadınların hayatının zorlaşması ve hatta sağlığının bozulması anlamına geliyor. Bugün ortalama bir paket 30 liraya dayanmış durumda. Tüm kadınlar için zorunlu ihtiyaç olmasına rağmen tamamen özel sektörün insafına terk edilmiş bu sarf malzemelerinden sanki keyfi bir gereç ya da lüks tüketimmiş gibi devletimiz bir de yüzde 18 vergi alıyor!" sözleriyle dile getiriyor.
Kadıgil, daha önce kendisi ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in Meclis gündemine getirdiği regl yoksulluğu konusuna hükûmetin öncelik vermemesine 'hiç şaşırmadığını' belirerek, "Çünkü bir 'hükûmet' tarafından değil, kadınların hiçbir gerçek ihtiyacına cevap veremediği gibi en temel ihtiyaçlarına dahi kulak tıkayan ataerkil bir düzen ve bu düzenden utanç duyması gereken yerde gurur duyan bir tek erkek tarafından yönetiliyoruz" diyor.
Kadıgil, ped ve tamponun 'özel sektörün insafına terk edilmemesi' gerektiğini belirtiyor:
"Kamu eliyle bu ürünleri üretecek fabrikalar açmak çok zor değil. Hem istihdam yaratırsınız hem tüm kadın ve kız çocuklarının temel bir ihtiyacını kaliteli şekilde halka sunarsınız, bu gayet mümkün ama elbette tercih edilmiyor. Oysa bu ürünlerin herkes tarafından erişilebilir olması temel bir insan hakkıdır. Maddi durumu elvermeyen tüm kadınlar için bu ürünler ücretsiz olmalıdır. Okullarda ve cezaevlerinde ücretsiz olmalıdır. Satışında ise vergiler temel seviyeye çekilmelidir."
Cinsel gücü artırmaya yönelik ilaçlardan ve prezervatiflerden alınan verginin yüzde 8 olduğunu hatırlatan Kadıgil, "Bir ülkede her ay kullanmak zorunda olduğum ped ve tampon gibi ihtiyaçlarım için yüzde 18 vergi ödemek bir kadın olarak benim sinirimi bozuyor!" diyor.
Kadıgil, cezaevideki kadınların hijyenik ped veya tamponlara erişim konusunda yaşadığı sorunlara da vurgu yapıyor:
"Kâğıt ürünlerin de pahalanmasıyla birlikte durumu olmayan mahkûmlar eski çarşaf ve kıyafetlerle regl dönemini geçirmek zorunda kaldıklarını anlatıyorlar. Hijyen imkanları kısıtlı cezaevi gibi bir ortamda mahkûmları hijyenik olmayan malzemelerle günü kurtarmaya mecbur bırakmak, cezaevlerindeki insanların sağlığıyla oynamaktır. Cezaevlerindeki regl olan tüm mahkumların bu ihtiyacı devlet tarafından karşılanmalıdır."
Kadıgil, çoğunluğu erkeklerin oluştuğu Meclis'te kadın sorunlarını önceleyen konuların gündeme alınmasını beklemediğini dile getiriyor:
"Bu nedenle öncelikli mücadelem ülkeyi, ülkeleri sadece erkeklerin yönetebileceğini, 'yönetmesi gerektiğini' sanan bu hastalıklı düzeni yıkmak ve kadın meselelerini 'kadınlarımızzz' diye konuşmayı marifet sanan erkeklerin iki dudağı arasına bırakmamak. Ancak bu mücadeleyi verirken bir yandan yapılması gereken ama yapılmayan işleri de gerek kanun teklifi gerek önerge olarak önlerine koyup elimizden gelen tüm güçle baskı uygulamaya devam etmemiz, kendisine sunulabilecekken sunulmayan imkanları ve kendisinden çalınanları halka ifşa etmemiz gerekiyor."
Dünyada neler oluyor?Konuşmamız Gerek Derneği kurucusu Eskitaşçıoğlu, regl tabusunun ve yoksulluğunun dünyanın dört bir yanında yaşanan, karar alıcıların regl olmayan kişiler olması nedeniyle çoğunlukla politikalar arasında öncelemediği bir mesele olduğunu belirterek dünyada da bu konuda harekete geçilen ülkeler olduğunu belirtiyor. İngiliz kuruluş Action Aid verilerine göre;
Neler yapılıyor?
|
Öneri: Netflix’te yayımlanan Period. End of Sentence belgeseli, regl tabusu ve yoksulluğunu ağır bir şekilde deneyimlendiği, Hindistan’ın kırsal bölgesinde yaşayan kadınların yeni bir makinada düşük maliyetli hijyenik ped üreterek yarattıkları işi ve regl olmaya ilişkin ön yargıları kıran hikâyesini konu alıyor.
TIKLAYIN - Türkiye'den Hindistan'a: Kadınlar hijyenik pede ulaşırken ne kadar sıkıntı yaşıyor?
© Tüm hakları saklıdır.