Güneydoğu'da başta Sur, Cizre, Silopi, Yüksekova ve Nusaybin olmak üzere çeşitli ilçelerde güvenlik güçlerinin PKK mensuplarına yönelik yapacağı operasyonların kimler tarafından sızdırıldığı tartışılmaya devam ediyor. Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümet kanadından birçok isim sızdırmaların arkasında 'paralel yapı' denen Gülen cemaatine yakın polis ve askerlerin olduğunu ifade etti. Ancak Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, Yüksekova'daki operasyon öncesinde ilçedeki 19 devlet kurumuna yazılı olarak bilgi verildiğini belirterek, "Valiliğin yazısının sızmasının sorumlusu olarak askeri göstermek de haksızlık değil mi? Peki kim sızdırdı? İşte listede olanlar ve onların alt birimlerinden birisi" dedi.
Saygı Öztürk'ün Sözcü gazetesinin bugünkü (17 Nisan 2016) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde operasyon yapılacağını herhalde Mısır’daki “sağır sultan” bile duymuştur. Cadde ortasında askerlerimizin şehit edildiği, hendeklerin kazıldığı, barikatların yapıldığı, patlayıcıların yerleştirildiği, bölücü örgüte yakın olanların silahlandırıldığı, teröristlerin gündüzleri bile roketatarlı olarak dolaştığı ilçede tabii ki operasyon yapılacaktır.
Valilik tarafından ilgili birimlere gönderilen operasyon yapılacağına ilişkin yazının PKK’ya yakın bir sitede yayınlanmasını bazı yazarlar asker içindeki “paralel yapının işi” olarak değerlendirdi. Son dönemlerde her olumsuzluğu, beceriksizliği “paralel yapı”ya atma modası var. Bir zamanlar aynı kişiler benzer durumlarda hedef aldıklarını “Ergenekoncu”, “Darbeci” diye yaftalıyordu.
Yüksekova’da operasyon yapılacağını kimin sızdırdığını merak etmeye de gerek yok. Çünkü İçişleri Bakanı Efkan Ala, Yüksekova’da operasyon başlamadan günler önce, “Yüksekova, Şırnak merkez ve Nusaybin’de barikatların kaldırılması ve hendeklerin kapatılması için operasyonlar başlatılacağını” söylüyordu.
“Operasyon yapılacağını kimin sızdırdığını” hemen askere yıkmaya çalışanlar neden diğer kurumları saymıyor da, askeri sayıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, gizliliğe en çok uyulan yerlerin başında gelir. Bir emir yayımlanıyorsa bu emir personelin eline verilmez, okutulur, “okudum, anladım” diye yazdırılıp imzası attırılır.
Sızıntının kaynağı bu
Bir operasyon denilince aklınıza sadece
Silahlı Kuvvetler’in operasyonu gelmesin. Operasyon için değişik kurumlara da görev düşüyor. Örneğin Yüksekova’da operasyon yapılacağına ilişkin karardan sonra “gizli” kayıtlı yazının nerelere gönderildiğine bakalım:
1- Yüksekova 3. Piyade Tümen
Komutanlığı’na.
2- Dağ ve Komando Tugay
Komutanlığı’na.
3- Vali yardımcılarının adlarına.
4- Üç ilçe kaymakamının adlarına.
5- İl Jandarma Komutanı’nın adına.
6- İl Emniyet Müdürü’nün adına.
7- Karayolları 11. Bölge Müdürü’nün adına.
8- İl Milli Eğitim Müdürü’nün adına.
9- İl Sağlık Müdürü’nün adına.
10- Çevre ve Şehircilik İl Müdürü’nün adına.
11- Aile ve Sosyal Politikalar İl
Müdürü’nün adına.
12- Hakkâri Kamu Hastaneleri Birliği
Genel Sekreteri’nin adına.
13- Hakkâri İl Özel İdaresi Genel
Sekreteri’nin adına.
14- İl Afet ve Acil Durum Müdürü’nün adına.
15- İl Göç İdaresi Müdürü (adına).
16- VEDAŞ İl Müdürü’nün adına.
17- Telekom İl Müdürü’nün adına.
18- Yüksekova Karayolları 117. Şube Şefi’nin adına.
19- Kızılay Hakkâri Şube Başkanı’nın adına.
Bunlarla yetinilmiyor, her biri de kendi alt birimlerine yazı örneğini gönderiyor. Böylece, “operasyon sızıntısı” da gerçekleşiyor, bunun nereden çıktığı da anlaşılmıyor. Ayrıca o yörelerde operasyon yapılacağını bilmeyen mi vardı? Bu kadar birime gönderilen genelgenin, üstelik de Hakkari’de, üstelik de bazılarının teröristlerle akrabalığı olan ilde sızmaması mümkün mü? Valiliğin yazısının sızmasının sorumlusu olarak askeri göstermek de haksızlık değil mi? Peki kim sızdırdı? İşte listede olanlar ve onların alt birimlerinden birisi…