Yaşam

Yumurtlama dönemindeki seks bebeğin cinsiyetini etkiler mi?

Bazı araştırmalar, erkek bebek gebeliklerinin savaş ve çatışmaların ortasında daha muhtemel olduğunu ileri sürüyor

26 Eylül 2016 01:07

Birçok ebeveynin sağlıklı bir bebek arzulamasının dışında, ebeveynleri belirli bir cinsiyette bebek arzulamaya iten kültürel ve sosyal birçok faktör söz konusudur.

Embriyonun cinsiyet seçimine dair medikal teknolojiye ulaşmış durumdayız, ancak böylesi bir seçenek yalnızca cinsiyete bağlı kromozomal bozukluklar gibi medikal sebepler için erişilebilir durumdadır. Ve bu teknoloji, doğal yollardan bebeğin cinsiyetine dair bir seçimde bulunmak isteyen ebeveynleri kapsamı dışında bırakıyor.

Bilim Fili'nde yer alan habere göre, 1960larda, ovülasyona (Ovülasyon, yumurtalıklardan ''yumurta'' atılmasıdır. Kadında ovülasyon genellikle adet dönemlerinin ortasına rastlayan 11-16. günler arasında olur) dayalı seks zamanının; bebeğin erkek ya da kız olmasında belirleyici bir etken olduğu düşüncesi Shettles ve Rorvik’in çok satan “Bebeğinizin Cinsiyetini Nasıl Seçersiniz?” adlı kitabıyla popüler hale geldi.

Üreme yolunun pH seviyesini göz önünde bulundurmanın yanı sıra, Shettles’in düşüncesine göre, Y spermleri (erkek cinsiyetini belirleyen) X spermlerinden (kız cinsiyetini belirleyen) daha hızlı yüzerler, bu yüzden de ovulasyon süresine yakın bir zamandaki seks, Y spermlerinin yumurtaya daha hızlı ulaşabilmesine olanak tanır.

Ancak, Y spermleri hızlı yaşar, genç ölürler. Eğer ki seks, ovulasyondan birkaç gün önce yapılırsa, Y spermleri yumurtaya ulaşamadan ölürler ve bu durum da X spermlerinin dölleme başarısı gösterme şansını arttırmış olur.

Bu noktada, bu yöntem aracılığıyla karşı cinsten ikizlerin doğumu ikilemini bir kenara bırakırsak, seks zamanının cinsiyette bir rol oynayıp oynamayacağına dair bilim ne söylüyor ona bakalım.

1970lerde yapılan iki araştırma; ovulasyondan birkaç gün önce yapılan seksin kız çocuğuna hamile kalmaya ve öte yandan ovulasyona yakın bir zamanda yapılan seksin de erkek çocuğuna hamile kalmaya dair bir zamanlama için çok küçük değişimlerin olabileceği bulgusuna erişti. Bu araştırmalar Shettles’in teorisini reddederken, seks zamanlamasının çok küçük de olsa bazı etkilerinin olduğu bulgusuna ulaştı.

O zamandan beri, cinsiyet seçiminin seks zamanlamasına dayanıp dayanmadığına dair deliller biraz daha karışmış halde olsa da, epidemiyoloji uzmanı Allen Wilcox tarafından yürütülen daha yüksek profilli bir araştırma, ovulasyona dayalı bir seks zamanlamasının bebeğin cinsiyeti üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığı sonucuna ulaştı.

Yapılan araştırmada, Shettles’in teorisi ile çelişen ve ovulasyona çok yakın bir zamanda yapılan seksin de kız çocuğu doğumlarına sebep olduğu görüldü.

Peki ovulasyona dayalı seks zamanlaması bebeğin cinsiyetinde herhangi bir değişime sebep olmuyorsa, başka ne olabilir?

Bazı araştırmalar, erkek bebek gebeliklerinin savaş ve çatışmaların ortasında daha muhtemel olduğunu ileri sürüyor. Ve ilginç bir biçimde, böylesi zamanlarda erkek ölüm oranı daha fazladır.

Bununla çelişkili bir biçimde, diğer araştırmalar ise aşırı stresin daha fazla kız çocuğu doğumuna sebep olabileceğini ileri sürüyor. Bu durumun nedeni bilinmiyor ancak stresli zamanlarda Y sperminin kırılganlığının artmasıyla ya da zorlu zamanlarda genel hormonal değişimlerin dişileri kayırmasıyla ilişkili olabilir.

Yapılan pek çok araştırma da, gebelik öncesi maternal diyetin cinsiyet belirlenmesinde bir rol oynadığına odaklandı. Araştırmaların birinde, kahvaltıda tahıllı gıdalarla beslenen annelerin erkek çocuğa gebe kalmalarının daha muhtemel olduğu ileri sürülürken, bir başkasında ise düşük-tuz, yüksek kalsiyumlu bir diyetin kız çocuğuna gebeliği daha muhtemel yaptığı bulgusuna erişildi.

Sadede gelirsek, ovulasyona dayalı bir seks zamanlaması size beklediğiniz küçük Mary-Jane ya da Thomas’ı vermeyebilir. Savaş olan bir bölgeye taşınırsanız ya da güne tahıllı bir gıdayla başlarsanız ibreyi Thomas’a yönlendirmiş olabilirsiniz, veya bu savaş bölgesi oldukça stresliyse ve  tahıllı kahvaltınıza yüksek kalsiyumlu bir süt de eklerseniz ibreyi Mary-Jane’ e doğru yöneltebilirsiniz. Ancak tüm bunların birer küçük ihtimal olduğunu da göz önünde bulundurmalısınız. Kesin olarak söyleyebileceğimiz bir şey varsa, o da; bebeğinizin cinsiyetini önceden belirlemek gibi mutlak bir yolun olmadığıdır. Her ne olursa olsun, ilk bebeğinizi kucağınıza almanızdan daha büyük bir şans yoktur; cinsiyetinin ne olduğunun ne önemi var