Atina'da 20 Eylül'de yapılacak erken genel seçimlerin heyecanı şu sıralarda iyice hissediliyor. Partiler sokaklarda kurdukları stantlarda seçmenlerden oy isterken, parti liderleri ve milletvekili adayları da Yunanistan'ı boydan boya dolaşıyor. Bu günlerde Atina sokaklarına kulak verildiğinde propagandalara bolca tanık olmak mümkün.
Yeni Demokrasi Partisi (Nea Demokratia) adına Yunanistan Parlamentosu'nun hemen karşısındaki Sintigma Meydanı'nda seçim propagandası yapanlar "Yunanistan ilerleyecek" diye vaatlerde bulunuyor.
Ama işin ilginç yanı caddeden geçenler ne bu propaganda konuşmasını durup dinliyor, ne de ellerine tutuşturulan parti broşürlerine bir göz atmaya yelteniyor. Aslında bu ilgisizliğin en önemli nedeni Yunan halkının seçim yorgunluğu. Nitekim ocak ayında seçim yapılmış, Syriza öncülüğündeki sol ittifak iktidara taşınmıştı.
Yeni hükümetin tasarruf politikalarına son vereceğine yönelik vaatlerini ise seçmen henüz unutmuş değil. Sonuçta seçimlerin üzerinden henüz 8 ay geçti. Üstelik seçmen bundan iki ay önce de referandumda yine sandık başına gitmiş ve hükümet politikasını bir kez daha onaylamıştı. Bu gelişmelere rağmen Başbakan Tsipras yeni bir tasarruf programının altına daha imza koyunca seçmenin kafası iyice karıştı.
"Yalanlara karnım tok"
Atina sokaklarında rastladığımız ileri yaştaki bir Yunanlı yeniden sandığa gitmeye hiç niyetinin olmadığını belirterek, "Bir Yunan vatandaşı olarak karnım artık yalanlara tok. On yıllardır yalanlar işitip duruyoruz. Söyleyecek başka sözüm yok" diye tepkisini dile getiriyor.
Evet bir çok seçmen ya hiç seçimlere gitmeyerek ya da küçük partilere oy vererek tepkilerini dile getireceklerini belirtiyorlar. Nitekim son anketlere göre solcu Syriza ile muhafazakar Yeni Demokrasi partisi yüzde 25 ile 30 oranlarında oy alacaklar. Yani başabaş bir yarış olacak.
Muhafazakarların liste başı adayı Vangelis Maymarakis Syriza'yı alaycı bir üslupla eleştirirken, yaklaşık 8 aylık iktidarı boyunca partinin trajik dünya rekorlarına imza attığını belirterek, "Bu zamana kadar hiç bir başbakan bu kadar kısa bir sürede bu denli zarar vermemişti. Eğer Guinness Rekorlar Kitabı'nda bunun için de bir kategori olsaydı sayın Tsipras kesinlikle rekor kırardı" diye konuşuyor.
Buna karşın Tsipras'ın da söylecekleri var. Ülkenin içinde bulunduğu krizden Yeni Demokrasi Partisi'nin de sorumlu olduğunu ileri sürüyor. Syriza liderine göre uzun yıllardır ülke siyasetine yön veren ve geçmişte hükümetlerde de yer alan muhafazakar parti rüşvetlerden, yolsuzluklardan ve oluşan borç batağından da sorumlu.
Ocakta büyük umutlarla başbakanlık koltuğuna oturtulan Tsipras ise vaatlerinin arkasında durduğunu her fırsatta dile getiriyor. Yeniden başbakan seçilmesi halinde kreditörlerle pazarlıkta elinin güçleneceğini savunuyor. Yeniden pazarlık masasına ama siyasi açıdan daha güçlü olarak oturunca öncelikle vergi artışını önleme konusunda pazarlık yapmayı vaat ediyor.
Şimdiye kadar uyguladıkları programı ise şu sözlerle savunuyor:
"Bu anlaşmayla ekonomimize istikrar kazandırdık. 86 milyar kredi aldık. Gelecek yıllarda tüm yükümlülüklerimizi böylece yerine getirebileceğiz. Ve bunun için daha düşük faiz ödeyeceğiz."
Tsipras da, rakibi Maymarakis de iyi birer hatip. Seçmenleri etkileme güçleri var. Biri solcuların, diğeri muhafazakarların umudu olmuş durumda. Bu iki isim aynı zamanda Yunan halkının sağ ve sol kesimlerinin de buluştuğu nokta. O yüzden iki partinin koalisyon kurmalarına da halk sıcak bakıyor.
Halk büyük koalisyondan yana
"İki partinin birlikte çalışmalarından memnun olurum. Çünkü ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. İşsizlik ve diğer sorunlar var." Atina sokaklarında mikrofonumuza konuşan bu Yunan 48 yaşında ve işsiz olduğunu söylüyor. İki partinin önceki dönemlerde mecliste ortak adımlar attığını hatırlatıyor ve bundan sonrası için de benzer bir işbirliğinin olabileceğini savunuyor.
Aslında Tsipras ülkede bir şeyleri harekete geçirmişse bunda muhafazakarların da payı var. Onların desteği olmadan tasarruf programının meclisten geçmesi mümkün değildi. Şimdi halk ülkenin içinde bulunduğu durumu gözardı etmeden, siyasilerden parti siyasetini bir yana bırakarak daha büyük bir sorumlulukla hareket etmelerini bekliyor.