20 Eylül 1992'de JİTEM tarafından Diyarbakır'da vurularak öldürülen Kürt gazeteci ve yazar Musa Anter cinayeti davasının 30. duruşması bugün Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme İnsan Hakları Derneği ve Van Barosu’nun davaya katılıma talebini reddetti. Zamanaşımı riski ile karşı karşıya olan davanın bir sonraki duruşması 20 Haziran’a ertelendi. Anter ailesinin avukatı Nuray Özdoğan duruşmada “İnsanlığa karşı suçlar zamanaşımına tabi tutulamaz” dedi.
'Musa Anter ve JİTEM Ana Davası' olarak bilinen davanın 30'uncu duruşmasına 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'da katledilen Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, avukatı Nuray Özdoğdu, sanık avukatları, siyasi parti temsilcileri ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da katıldı.
Dicle Anter: Zamanaşımına az bir süre kaldı
Duruşmada söz alan Anter'in oğlu Dicle Anter, davanın zamanaşımına az bir süre kaldığını hatırlatarak “Abdulkadir Aygan'ın ifadesi alınmadı. Çözüme kavuşturulması noktasında kararlıyız. Abdulkadir Aygan’ın savunma tespitinin bir an evvel ihtimaline, yanı sıra maktul Musa Anter'in katli olayında adı geçen Hogir kod adılı Cemil Işık'ın Almanya'da katline dair olayın aydınlatılmasına ilişkin evrak yazışmaların verilmesini talep ediyoruz” dedi.
‘Etkili soruşturma yürütülmesini engelleyen Adalet Bakanlığı’ydı’
Dicle Anter’in Avukatı Nuray Özdoğan da davanın zamanaşımına uğramasına az bir süre kaldığına dikkat çekti. Özdoğan, “Adalet Bakanlığı dosya sürecinde, zaten dosyanın ilerlemesini engelleyen bir kurum konumunda kaldı. Etkili bir soruşturma yürütülmesini engelleyen Adalet Bakanlığı’ydı. İfadelerin alınmasını engelleyen husus, Adalet Bakanlığı'nın çaba sarf etmemesi. Bakanlık gerekli hassasiyeti göstermedi, şimdi de göstermeyecek” diye konuştu.
Gazete Duvar'dan Ogün Akkaya'nın haberine göre, JİTEM örgütünün işlediği suçlar açısından Türk Ceza Kanunu’nun 77’nci maddesinin mahkemede değerlendirilmesi gerektiğini belirten Özdoğan, “JİTEM’in işlediği suçların tamamı sistematik. Kamu gücünün de etkisinin kullandığı suçlar. Siyasi saikle işlenmiş suçlar. Tam olarak TCK 77’de tanımlanan belirli bir gruba karşı işlenen suçlardır. Bu dosyada zamanaşımının uygulanamayacağı düşüncesindeyiz. İnsanlığa karşı TCK 77 kapsamında görmediğiniz de dahil, insanlığa dair suçlar kapsamında değerlendirmeniz gerekiyor” ifadelerini kaydetti.
“Ağır insan hakkı ihlali içeren eylemler zamanaşımına tabi tutulmaz”
Özdoğan, insan hakkı ihlalleri davalarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler’in kararlarını hatırlattı. Özdoğan, zamanaşımının hak ihlali davalarında mutlak uygulanan bir kural olmadığı söyledi. Özdoğan, “Cezasızlığın engellenmesini önleyen faktörlerin değerlendirilmesi gerekiyor. İnsanlığa karşı suçlar, ağır insan hakkı ihlali içeren eylemler zamanaşımına tabi tutulamaz. Dava dosyasındaki eylemler bu eylemlerdendir” diye konuştu ve şöyle devam etti:
“Zaman aşımına uğramasının sebebi engellenmesi ve soruşturmanın yürütülmemesi. Kamu makamlarının özel çabası oldu. Adalet Bakanlığı bu dosya açısından etkili bir kovuşturma yürütülmesini engelleyen kurumdur artık. Yanıt geleceğine inanmıyoruz. Gerçek ortaya çıkana kadar devam etmek zorundasınız. Zamanaşımı dosyanın gündeminden çıkarılması gerekir.”
Sanık Yıldırım’ın avukatı adli kontrolün kaldırılmasını talep etti
Sanık Hamit Yıldırım’ın avukatı, müvekkilinin, sanık Abdülkadir Aygan’ın sözleri nedeniyle beş yıl tutuklu kaldığını, müvekkilinin haklarının ihlal edildiğini ve lekelendiğini iddia etti. Hamit Yıldırım’ın Avukatı, “Daha önce de savcılık makamı, adli kontrolün kaldırılması yönünde mütalaa vermişti” diyerek adli kontrol talebinin kaldırılmasını talep etti.
Dicle Anter’in avukat Nuray Özdoğan ise adli kontrolün kaldırılması yönündeki talebi tanımadıklarını söyledi. Adli kontrolün kaldırılmasıyla birlikte kaçma ihtimaline dikkat çeken Özdoğan, “Dosyamız zaten yargılananların burada olmaması nedeniyle bu kadar uzadı. Yurtdışı yasağı kaldırıldığında bu sanığa bir daha ulaşamayız. Tutuklama gerekçeleri devam etmektedir. Yargılamanın sürdürülebilmesi ve etkili bir kovuşturmanın yürütülebilmesi için sanığın Türkiye'de olması lazım. Kaçma ihtimali vardır” dedi.
Duruşma 20 Haziran’a ertelendi
İHD ve Van Barosu’nun davaya katılıma talebini reddeden mahkeme sanık Hamit Yıldırım hakkında uygulanan adli kontrolün devam etmesine karar verdi.
Mahkeme ara kararında, Adalet Bakanlığı’na yazılan yazılara gelecek cevapların beklenmesine hükmetti ve 31’inci duruşmayı 20 Haziran saat 10.15’e ertelendi.
Dava, Eylül 2022’de zaman aşımına uğrayacak.