Gündem

Zaman'a atanan kayyum: İlk günkü görüntülerden biz de hoşlanmadık; gazetenin abone listesine ulaşamadık

"Gazeteyi kapatma düşüncemiz yok, ama gazetenin mali yapısı bu kararda belirleyici olacak"

14 Mart 2016 14:47

Zaman gazetesine kayyum olarak atanan yeni yönetim kurulu üyesi Avukat Tahsin Kaplan, protesto gösterilerinde başörtülü kadınların polis tarafından darp edilmesine ilişkin görüntülerle ilgili, "Ortaya çıkan görüntüler elbette bizim de hoşlandığımız türden değildi. Ancak bu görüntülerin ortaya çıkması istenmiş gibi bir planlama yapıldığını söylemeden geçemeyeceğim. Ama keşke bu görüntüler ekranlara hiç yansımamış olsaydı" dedi.

"Gazeteye yeni bir genel yayın yönetmeni ataması yapmayı planladıklarını" söyleyen Kaplan, "Dağıtıldığı iddia edilen 650 bin gazetenin nereye ve nasıl dağıtıldığını, bu gazetenin paralarının kimler tarafından hangi yöntemle ödendiğini gösteren bir bilgi ve belgeye henüz ulaşabilmiş değiliz" ifadesini kullandı. "Gerek Feza Gazetecilik A.Ş kayıtlarında gerekse Cihan Medya Dağıtım A.Ş yöneticilerinin bize verdiği beyanlara göre herhangi bir abone listesi mevcut değil" diyen Kaplan, "Bir abone listesinin olduğuna inanıyoruz. Aksi takdirde Cihan Medya Dağıtım'ın sanal bir dağıtım ve abonelik sistemi olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır" diye konuştu. 

"Gazeteyi kapatmak gibi bir düşüncemiz göreve atandığımız andan bu güne hiç olmadı" diyen Kaplan, "Ancak gazetenin mali yapısı bu kararımızda belirleyici olacak" vurgusu yaptı.

Sabah'tan İsa Tatlıcan'ın sorularını yanıtlayan (14 Mart 2016) Kaplan'ın açıklamaları şöyle:

-Zaman Gazetesi'ne kayyumun atandığı o gece olaylı geçti. O gece ne yaşandı?

Devralma aşamasında yeni yönetimin güvenli bir şekilde görevi devralması için gerekli güvenlik tedbirlerini aldı. Ancak haberin ajanslara düşmesiyle birlikte bizden önceki yönetimin birtakım hazırlıklara başladığını televizyonlarda ve haber sitelerinde gördük. Dolayısıyla mahkeme kararının sadece bizim tarafımızdan yapılacak bir tebliğ ile devralınmayacağı, bina içerisinde bir savunma geliştirileceğini düşünüldü. Mahkeme kararının uygulanması için tedbir alan emniyet yetkilileri, görevini yerine getirmek için orada bulunuyordu. Ancak bizden önceki yönetim, ortadaki hukuki bir işlemin mutlak suretle yürürlüğe konulacağını bilmesine rağmen, adeta bir kale savunması yapar gibi davrandı. Orada hazır bulunan kitleyi provake edecek açıklamalar yapıldı. 

-O görüntülerin ortaya çıkmaması için gazete yönetimi ile görüşme imkanınız olmadı mı?

Önce şunu söyleyeyim; Nihayetinde hoş olmayan görüntüler ortaya çıktı. Ortaya çıkan görüntüler elbette bizim de hoşlandığımız türden değildi. Ancak bu görüntülerin ortaya çıkması istenmiş gibi bir planlama yapıldığını söylemeden geçemeyeceğim. Ama keşke bu görüntüler ekranlara hiç yansımamış olsaydı. Sonraki gün Abdulhamit Bilici ve üst yöneticilerle yaptığımız görüşmede kendilerine, bu görüntülerin yaşanmasında kendilerinin sorumlulukları olduğunu ve gazeteden çıktıktan sonra bu ve benzer görüntülerin yaşanmaması için gerekli hassasiyeti göstermelerini istedik. Ancak binayı terk ederken bu hassasiyetlere riayet etmeyerek, bu görüntülerin yaşanmasında büyük rol oynamıştır. Eski gazete yönetimi basiretli bir yönetim anlayışıyla hareket ederek mahkeme kararını uygulamasına destek olmak yerine açıklamalarıyla çalışanları ve bina önünde bekleyen çalışan yakınlarını tahrik edercesine hareket etme yolunu seçmiştir. 

-Sanırım yeni yönetimle birlikte 4-5 kişi işten çıkarıldı. İşten çıkarmalarla ilgili ne söyleyeceksiniz?

Personel ile ilgili olarak biz öncelikle arkadaşları tanımaya çalıştık. Geldiğimiz ilk andan itibaren çalışma arkadaşlarımıza, yayının sahibi olan tüzel kişiliğin faaliyetlerine devam ettiğini, hukuki süreç sonunda değişen tek şeyin yönetim kurulu olduğunu, iş hukuku ve genel kurallar çerçevesinde işlerini yapmaya devam etmelerini, şirket yönetimi dışında kimseyle bilgi ve belge paylaşmamalarını, yönetimin talimatı olmadan şirket kayıtlarında herhangi bir işlem yapmamalarını söyledik. Şirketin kaynaklarının elverdiği ölçüde mevcut personelin kendilerinde beklenen işleri yapmaları halinde çalışmalarına devam edeceğini ifade ettik. 

-Personelin tavrı nasıl oldu size karşı?

Buradaki bazı çalışanlar bütün bu iyi niyetli girişimlere karşın, gerek sadakat yükümlülükleri, gerekse işyerinin huzurunun korunması noktasında gereken özeni göstermediler. Onlarla üzülerek yollarımız ayırmak zorunda kaldık. Hala bazı çalışma arkadaşlarımız üçüncü kişilere bilgi ve belge paylaşımı yapmaya devam ettiklerini görüyoruz. Sosyal medyada şirkete ve şirket yönetimini küçük düşürücü paylaşımlara devam ediyorlar. Bunları da dikkatle takip ediyoruz. Yasal sınırlar içerisinde gerekli önlemleri aldık ve almaya devam edeceğiz. 

 

"İlk sayının çıkmaması için her şeyi yaptılar"

 

-Gazetenin ilk sayısını çıkarmak yeni yönetim açısından zor oldu mu? 

Bizim gazeteye ilk geldiğimiz gün, burada gazetenin baskısı tamamlanmış ve dağıtıma gönderilmişti. Dolayısıyla eski yönetimin hazırladığı gazete cuma günü dağıtılmış oldu. İkinci gün sistemler içeriden ve dışarıdan yapılan müdahalalelerle çalışamaz hale getirildi. Burada devam eden gazete ekibi, gazeteyi kendilerinin çıkaracağını bize söyledi. Ancak saat 17 gibi sistemlerin çalışmadığını ve gazetede herhangi bir hazırlık yapılamadığını öğrendik. Bu aşamada bizim için ilk sayıyı çıkarmak çok önemli hale geldi. Elimizde gazetenin sayfa düzeni ile ilgili elimizde hiçbir data olmadan mevcut gazete üzerinden şartlarımızı zorlayarak gazetenin herşeyi yeniden yaptık ve ilk sayıyı çıkardık. Yeni yönetimin ilk sayısı gazetenin daha önceki personelinin bir katkısı olmadan hazırlandı ve dağıtıldı. 

-Yeni yönetimin gazeteni tirajını düşürdüğü de söylendi. Gazetenin tirajının düşmesinde yeni yönetimin bir etkisi oldu mu?

Gazetenin tiraj, abone ve baskı sayısı ile ilgili rakamları kurum çalışanlarından sorduk. Bu konuda gazetemizin abonesinin olmadığı söylendi. Abonelerin gazeteden farklı bir şirket olan Cihan Medya Dağıtım A.Ş tarafından sipariş verilmek suretiyle toptan alındığı ve o şirket tarafından abonelerine dağıtım yapıldığı bilgisi verildi. Bunun üzerine Cihan Medya Dağıtım A.Ş yöneticileri ile bir görüşme yapıldı. Görüşmede daha önce iadesiz olarak satın aldıkları Zaman gazetesinin iadeli olarak müşterilerine pazarlayabileceklerini söylediler. Bu konuda bize bir sayı da vermediler sipariş de geçmediler. Elimizde Feza Gazetecilik kayıtlarında bir abone kaydı olmadığından sadece bayi için dağıtıcı kuruluş tarafından geçilen sipariş kadar baskı yapıldı. Dolayısıyla Zaten daha önce bayı satışı olmayan bu gazetenin abonesi de tamamen sıfırlanarak tirajı düşürüldü. Biz geldiğimizde bu gazetenin yayın hayatına devam etmemesi ve batırılması için gerekli bütün altyapı zaten oluşturulmuştu. 

 

"Gazetenin abone listesine ulaşamadık"

 

-Zaman'ın aboneleri hep tartışma konusu olmuştur. Bu listeye ulaşabildiniz mi?

Gerek Feza Gazetecilik A.Ş kayıtlarında gerekse Cihan Medya Dağıtım A.Ş yöneticilerinin bize verdiği beyanlara göre herhangi bir abone listesi mevcut değil. Dağıtıldığı iddia edilen 650 bin gazetenin nereye ve nasıl dağıtıldığını, bu gazetenin paralarının kimler tarafından hangi yöntemle ödendiğini gösteren bir bilgi ve belgeye henüz ulaşabilmiş değiliz. Bu bilgiyi sorduğumuzda örgütsel bir disiplin içerisinde birbirine benzer ve sonuç ifade etmeyen cevaplar alıyoruz. Ancak Cihan Medya Dağıtım A.Ş ile ilgili çalışmamız devam ediyor. Bir abone listesinin olduğuna inanıyoruz. Aksi takdirde Cihan Medya Dağıtım'ın sanal bir dağıtım ve abonelik sistemi olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır.

-650 bin abonenin büyük ölçüde sanal olduğunu düşünüyor musunuz?

Göreve geldiğimiz ilk andan itibaren, gazetenin bazı üst düzey yöneticileri, "gazeteyi en hızlı batıran kayyumlar olarak tarihe geçeceksiniz" diyorlardı. Bu beyanın altında yatan gerçek gazetenin bilinen bir abone sitemi olmadığı, abonelere dağıtıldığı iddia edilen gazetelerin bir şirket tarafından toplu satın alındığı, bizim göreve gelmemizden sonra bu satın almanın yapılmayarak tirajların düştüğü algısı oluşturulmaya çalışıldı. Nitekim ilk sayımız ve devam eden sayılarımız toplu satın alma yapan şirket tarafından satın alınmaması ve dağıtılmaması abonelik sisteminin abone iradesi üzerinden yürümediğini gösteriyor. Bu durum gazete tirajının düşmesi veya düşürülmesinin örgütlü bir planlama ile yapılmasını kolaylaştırmıştır.

-Gazetenin bir abone listesine ulaşmanız mümkün olmadı mı?

Gazetenin tarafımızca tespit edilmiş bir abone listesi bulunmamaktadır. Bu listeler özenle gizlenmiş görünüyor. Bunu destekleyen yazışmalar var. Bizden önce gerek basın ilan kurumu, gerekse savcılık makamlarının sormuş olduğu sorulara cevap verilmediğini gördük. Biz bu konuda araştırma yapıyoruz. Eğer gerçekten 650 bin kişilik bir abone varsa bu listeyi bulabileceğiz. Ancak ilk incelemelerimize dayanarak böyle bir listenin varlığından çok ümitli değilim.

-Şirkete ait taşınmazların son gelişmelerden önce devredildiği belirtiliyor. Bu bilgiler doğru mu?

Şirketin markası da dahil olmak üzere şirkete ait diğer menkul ve gayrı menkullerinin üçüncü kişilere devir işlemlerinin başlatıldığını gördük. Yine şirkete ait matbaaların da satılmak suretiyle elden çıkarıldığına şahit olduk. Feza Gazetecilik A.Ş sattığı malların bedelini henüz tahsil edememiş olmasına rağmen bütün bu mallarda kiracı olarak faliyetlerini sürdürüyor. Şirkete ait bilgisayar ve ekipmanlar da üçüncü kişilere devredilmiş. Bunları da kiracı olarak kullanabiliyoruz. Milyon liralık canlı yayın araçları şirket çalışanlarına, şüpheli muhasebe hareketleriyle devredilmiş. Kurum bu araçlarda da kendi personeline karşı kiracı görünüyor. Bu araçların tamamı sözleşmelerdeki bir maddeye dayandırılarak şirketin eski yöneticilerinin kullanımındadır. Özetle şirketimiz kendi araçlarını kiracı olarak kullanamıyor. 

-Hileli devir olduğunu düşündüğünüz konularla ilgili yasal olarak yapılacak bir şey var mı?

Bu konuda gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız. Şirketin malvarlıklarının geri dönmesi için hukuk mahkemeleri nezdinde gerekli yasal yollara başvuracağız. Konunun ceza hukuku yönündeki boyutu ile ilgili olarak ihbar yükümlülüğümüz olan kısmında ihbar yükümlülüğümüzü yerine getirmek suretiyle sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.

-Bazı şirket yöneticileri tazminatlarını bazı STK'lara bağışladıklarını açıkladı. Ancak daha sonra bu tazminatlarını kayyumdan önce aldıklarını yazıldı. Hangisi doğru?

Biz şu ana kadar herhangi bir çalışana tazminat ödemesi yapmadık. Abdulhamit Bilici'ye de henüz bir tazminat ödememiz sözkonusu değil. Ancak sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda tazminatını bir meslek kuruluşuna bağışladığını gördük. Bunun üzerine insan kaynaklarından Abdulhamit Bilici'nin kıdem tazminatını nasıl aldığı konusunda bilgi istedik. Gelen bilgi üzerine gazete yöneticilerinin büyük bir kısmına tazminatlarının çok kısa süre önce nakit ve çek olarak ödendiğini öğrendik. Buna ilişkin yasal prosedürleri şirket menfaatleri doğrultusunda işleteceğiz. Kabaca yaptığımız bir incelemede kıdem süresi uzun olan ve yönetim kadrolarının altında yeralan, gazeteye yıllarca hizmet verdiğini düşünen personelin tazminatlarının ödenmediğini gördük. İlk günden itibaren bize samimiyet dersi veren, vicdanlı olmak adına buraya gelmememiz gerektiğini söyleyen bazı eski yöneticilerin bu tutumlarını hangi ahlaki ve vicdani kriterlerle izah edeceklerini merak ediyorum.

-Kurum yöneticilerinin kendi tazminatlarını alarak ayrılmalarını, diğer çalışanların haklarını gözetmemelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bize gazetenin eski yöneticileri sürekli burada çalışanların haklarını ödememiz gerektiğini telkin ediyorlar. Ya da başka mecralarda bunu yapmayacağımıza dair iddialarda bulunuyorlar. Ama ticaret sicilindeki Gazetenin kayıtlı sahipleri gibi görünenler, 2006 ile 2012 yılı arasındaki dönem için yaklaşık 120 milyon TL kar dağıtımı yapmış ve bunları tahsil etmiştir. Her ne kadar şirketin kayıtlarında bazı rakamlar telafuz ediyor olsalar da Mart 2016'da ödenecek vergi bunun çok üstündedir. Mevcut kaynaklarla bu vergileri ödememiz halinde personelin tazminatlarını ödeyecek herhangi bir kaynağımız kalmayacaktır. Keşke sadece bazı yöneticilere ödeme yapan bu kişiler kar paylaşımı yapmadan önce diğer bazı yöneticilere ödedikleri gibi bu bütün Zaman çalışanlarının tazminatlarını ödemiş olsalardı... O zaman bizden vicdanlı olma beklentileri daha samimi ve gerçek olurdu. Şirketlerin içi boşaltılarak geride bırakılan ve işleri gazetecilik olan, bu gazeteye yıllarca emek vermiş çalışanlar hakları ödenmeyerek adeta gözden çıkarılmıştır. Yeni yöneticiler olarak biz şirket kaynakları el verdiği ölçüde suça karışmamış ve görevini yapan çalışanların haklarının ödenmesi konusunda gerekli çabayı ortaya koyacağız. Hukuka aykırı fiil ve eylemler içerisinde olmayan çalışanlara karşı adil olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. 

-Yurtdışındaki temsilciliklerin gazete ile ilgisi olmadığı yazıldı. Zaman logosu ile yayın yapan yurtdışı yayınlar da sizin yönetiminizde mi?

Yurtdışındaki Zaman temsilcilikleri ile ilgili olarak şu ana şirketimiz tarafından sadece oradaki dağıtımcı kuruluşlara ihtar gönderilerek gazetemiz markasının kullanmamasını talep ettik. Bu taleplerimizin karşılığında o yurtdışındaki şirketler her türlü taahhüt vererek basımını devam ettiriyorlar. Şu an yaptıkları korsan yayın niteliğindedir. Şirketimizin markalarının yurtdışında da şirketimizin çıkarlarına uygun olarak yayın yapması konusunda gerekli başvuruları en kısa zamanda yapacağız. 

 

"Zaman'ı kapatmak gibi bir
düşüncemiz yok ama..."

 

-Belki biraz detay ama gazetede Cuma namazı kılınmasına izin vermediğiniz yazıldı. Bu gerçek mi?

Gazete içerisindeki mescitte daha önce cuma namazı kılındığı ancak bizim izin vermediğimize dair gerçek dışı bir tezvirat dolaşıyor. Bunu yapan arkadaşlar hangi dini ve vicdanı kriterlerle bunu söylediklerini merak ediyorum. Burada buna benzer yalan haberler çıktığında vicdanlı bir iki kişi dışında kimsenin tepki göstermemesi de oldukça manidar ve üzücü... Burada arkadaşlar daha önce sahip oldukları bütün haklara sahipler. Bizim herhangi bir kısıtlamamız sözkonusu değil. 

-Zaman devam edecek mi? Yeni yönetim bu konuda ne düşünüyor?

Öncelikli olarak bu gazetenin profesyonel olarak idare edilmesi için marka değerini ileriye taşıyacak bir Genel Yayın Yönetmeni atamasını yapmayı planlıyoruz. Şirketin varlıklarının şirkete dönmesini sağlayabilirsek Zaman markasını taraflı ve tarafsız herkesin beğenebileceği bir gazete haline getirmek için çalışacağız. Gazeteyi kapatmak gibi bir düşüncemiz göreve atandığımız andan bu güne hiç olmadı. Ancak gazetenin mali yapısı bu kararımızda belirleyici olacak.