Türkiye’de 750 bin ailenin ve yaklaşık 10 milyon insanın geçimini sağladığı zeytin, 72 yaşındaki Gülseren İdiz için başka bir anlama sahip. İdiz, 'özengilik' geleneğinden bir ‘zeytin gelini.' Evlenirken damat tarafının verdiği zeytin ağacına gelin Gülseren’den başkası dokunamıyor. İdiz, "Her şeyimizi zeytine borçluyuz" dedi.
Hürriyet gazetesinden Zeynep Bilgehan'ın haberi şöyle:
Gülseren İdiz’in yevmiyeyle geçen çocukluğundan sonra gençliği de babasının diktiği ağaçlara bakmakla geçti.
23 yaşında gelin olma zamanı geldiğinde baba evinden bir atın üzerine binip çıktı.
Damat evi önüne geldiğinde davullar durdu.
Ahali, müstakbel eşinin dede ve babasına sordu:
“Ne vereceksin?”
Aile, geline en yaşlı ağaçlardan biriyle bir zeytin tarlası verdi. Gülseren İdiz, o zaman attan indi, eşine vardı. Bölgede ‘özengilik’ denilen bu gelenekle kendi zeytinliğine kavuştu.
İdiz’e soruyoruz, başkasının dokunmasına izin verilmeyen zeytinliğiyle ne yapıyor:
“Eşimle kendimize hayat kurduk. İki evlat yetiştirdik. Her şeyimizi zeytine borçluyuz. Para tükenir ama kendi toprağın tükenmez...”
En son kuşlara kalır
Balıkesir Edremit’te Tahtakuşlar köyünde yaşıyor 72 yaşındaki Gülseren İdiz. Zeytinle tanışmasını anlatıyor:
“12 yaşımdan itibaren yevmiyeyle zeytine gittim. Atalarımız zeytini çok kıymetli tutar. ‘Cennetten meyve’ der yerdekini bile çiğneyip geçmeyiz. İncitmemek için zeytini nazikçe toplarız.”
İdiz’in kızı Gülser İdiz (40) de annesi gibi ‘özengilik’ geleneğiyle evlenmiş. Aradan geçen zamanda atın yerini otomobil almış. Ancak zeytinin hayatlarındaki önemi hiç değişmemiş:
“Tarlaya girince kendimi güvende ve güçlü hissederim. Ağacın altında bir ömür geçiririz. Oğlum Mehmet’e de zeytini öğretiyoruz. Annemi hasat zamanı evde tutamıyoruz. ‘Zeytine hiç yorulmam’ diyor.”
İdiz, zeytinin kendilerini ısıttığını, doyurduğunu hem de sabunla temizlediğini söylüyor. Bir de ‘Zeytin zekâtını’ anlatıyor:
“Hasattan sonra bazı ağaçları ihtiyacı olanlara bırakırız. Onlar da hepsini toplamaz. En son kuşlara bırakırız... Buna zeytin zekatı denir.”
Zeytinle yaşamak: Türkiye’de 750 bin üretici aile, sanayi ve yan sektörüyle 10 milyona yakın insanın geçim kaynağını oluşturuyor. Edremit yıllık 20 bin ton zeytinyağı ile Türkiye’deki üretimin yüzde 15’ini karşılıyor. Ancak zeytinin bölge için anlamı rakamlardan ibaret değil. İnsanlar zeytinle doğuyor, zeytinle evlenip, zeytinle ölüyor. Gelinler zeytinlik olmadan damada gitmiyor, çocukların saçı kesilmiyor, erkekler sünnet olmuyor...
Evlat gibi yetişen zeytinler
Hacıarslanlar Köyü Muhtarı Ali Tuzlu, babasının göbek bağını bir zeytin ağacına astığını anlatıyor ve 21 yıl önce diktiği zeytin ağacına sarılıp şunları söylüyor:
"Zeytinlik içinde ruhum genişliyor. Bir evlat gibi yetişmiş zeytinler sanki bana gülümsüyor.
"Bizde doğan çocuğun saçı hemen kesilmez. Ailenin eli genişleyince berbere gidilir. ‘Dedesi makas geçmiyor saçlara, ne veriyorsun başına’ diye sorarlar.
"Dede, ‘Şuradaki ağacı veriyorum’ deyince saç kesilir. Zeytin ağacı için canımızı veririz.”
Tasarıda ne vardı?
Hükümet, kamuoyunda büyük tepki toplayan 3573 sayılı Zeytinciliği Koruma Kanunu değişikliğini geçen hafta Sanayi Komisyonu’nda yeniden değerlendirilmek üzere geri çekti. Tasarıdaki düzenlemeler ve itirazlar şöyle:
1-) Hükümet yasanın 20. maddesindeki değişiklikle zeytincilik ile sanayi yatırım alanlarının çakışması durumunda hem zeytin sahalarının zarar görmesinin önlenmesi hem de sanayi yatırımlarının ekonomik açıdan değerlendirilmesine imkân tanınmasını amaçlıyor.
2-) Düzenlemede zeytin sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede, kimyasal atık oluşturacak, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacağı hükmü korunuyor. Bu madde “Ancak” denilerek özetle şöyle devam ediyor. “Kamu yararı kararı alınmış, konut, konaklama tesisi, turistik tesis hariç yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca izin verilebilir. Bakanlık bu yetkisini gerektiğinde valiliklere devredebilir...”
3-) Zeytinlik olan her ilde vali başkanlığında 11 üyeden oluşan Koruma Kurulu kurulacak. Zeytinlik sahada yatırım talebini Kurul, uygun bulursa Tarım Bakanlığı’nın iznine sunulacak. Bakanlık bu yetkisini gerektiğinde valilere devredebilecek.
4-) Hükümet, düzenlemeyle sadece zeytinlik vasfını kaybetmiş, üzerinde yatırım bulunan ancak resmiyet kazanmamış tesislerin yasal hale getirileceğini savunuyor.
5-) Yine kamu yararı kararı alınması halinde meralarda endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, serbest bölgeler, OSB’ler ve sanayi siteleri kurulabilecek.
"İhaneti unutmaz"
Zeytin üreticisi Mehmet Semerci’yle Edremit’in yaşlı zeytin ağaçlarından birinin baş ucunda konuşuyoruz. Dört nesildir zeytinle uğraşan Semerci bunun duygusal bir iş olduğunu söylüyor: “Zeytinyağını lezzetli yapan toprak ve iklim. Zeytin bizim ekmeğimizdir, suyumuzdur. Yasa geçseydi belki bütün zeytinlikler bitmeyecekti ama hepsi zarar görecekti. Zeytin ağacının ömrü yoktur ama güzel hava sever. Kötü havada ürün vermez. Sanayinin artıları oluyor ama Türkiye büyük bir coğrafya ve sanayiyi başka yerlerde yapabilirsiniz. Zeytin ağacı kendine ihanet edeni de hürmet edeni de unutmaz.”
Kim, neden itiraz etti
1-) Hem CHP ve MHP milletvekilleri hem de Ak Partili bazı milletvekilleri ile zeytin üreticileri, sanayici, ihracatçı, tüccar ve sivil toplum örgütleri temsilcileri yapılan değişikliğe itiraz ediyor. Türkiye’de zeytinliklerin çimento fabrikası dahil maden ve sanayi yatırımına açılacağı belirtiliyor.
2-) 20. madde zeytinliklerin korunmasına dair yasanın omurgası olarak kabul ediliyor. Maddedeki ‘ancak’ ifadesiyle kamu yararı durumunda zeytinliklerde çimento fabrikası, maden dahil gisi yatırıma hatta organize sanayi bölgesine bile izin verileceği iddia ediliyor.
3-) Koruma Kurulu’nun zeytinlikleri koruyamayacağı savunuluyor. “İlk sözü de son sözü de siyasi atamayla göreve getirilen vali söyleyecekken, zeytinliklerin katledilmemesi mümkün değil” deniyor.
4-) STK’lar düzenlemenin zeytinin ölüm fermanı olduğunu, 115 milyon ağacın kesilmesine neden olacağını söylüyor.
5-) Çevre örgütleri, zeytinliğin yanı sıra meralar ve Trabzon kıyılarının imara açılmasına itiraz ediyor. Birleşmiş Milletler’in raporundaki 2025 yılında dünyanın büyük bir kuraklıkla karşı karşıya kalacağı uyarısını hatırlatıyor. (Aysel Alp - Ankara)
Bodrum'da 2 bin
Yıllık ağacın gölgesinde eylem: 'Zeytinime Dokunma Yaşat' eylemi yapan Gümüşlük Çevre Derneği Başkanı İbrahim Hakkı Zırh, mahallede yaşı 2 bin yılın üzerinde 3 zeytin ağacı olduğunu, bunların anıt olarak tescil edilmesi için başvurduklarını söyledi. (Yaşar Anter / DHA)