Zina yaptığı mahkemece kabul edilen eş, boşanırken yasal mal rejimine göre yarı yarıya bölüşülmesi gereken evlilik mallarından pay alabiliyor mu?
Hürriyet yazarı Oya Armutçu, bugünkü köşesinde Giresun’da 2016 yılında bir çiftin kadının zinası nedeniyle görülen boşanma davasında kadının evlilik mallarından hiç pay alamamasını irdeledi. Buna göre, kusurlu bulunan ve kocasına maddi-manevi tazminat ödemeye mahkûm edilen kadın, 2021’de, Giresun Aile Mahkemesi’nde evlilik süresince elde edilen iki daire ve arabadan pay almak için dava açtı. Mahkeme, Türk Medeni Kanunu’na (TMK) dayanarak, boşanmanın zinaya dayandığı, kadının katkısı ve mal kaçırmanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davayı reddetti. Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi (İstinaf) 2022’de aile mahkemesi gibi zinadan boşanma kararı verildiği için kadına evlilik mallarından pay vermedi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de 7 Şubat’ta kadının temyiz talebini esastan reddetti.
Oya Armutçu’ya davayı değerlendiren Tekirdağ Barosu avukatı Ergün Vardar, şu bilgileri verdi:
“1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren TMK ile aksine sözleşme yapılmadıkça evliliklerde yasal mal rejimi olarak, edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanacağı kabul edilmiştir. Evlilik birliği içerisinde edinilen mallara diğer eş ortaktır. Ancak, TMK’nın 236/2 fıkrasında bir istisna getirilmiştir. Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma kararı verilmesi durumunda hâkim tarafından kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebilmektedir. Yargıtay’ın örnek kararı son derece yerindedir. Boşanma sırasında eşin aldattığı mahkemede ispat edilebilirse, hâkim, aldatılan eşe maddi-manevi tazminat ödenmesine de hükmedebilecek.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.