Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından Zincirlikuyu'ya asılan 'Ölmek istemiyorum' yazılı dev şikayet mektubu gece yarısı indirildi. Kadınlar Zincirlikuyu'da bir araya gelerek "Astığımız şikayet dilekçesini dün gece yarısı indirdiler. Bir günü bile dolmadan, orada asılı kalmasına tahammül edemediler. Tıpkı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kararını gece yarısı aldıkları gibi, dilekçeyi de gece yarısı indirdiler." dedi.
TIKLAYIN: İstanbul’da dev afiş: Ölmek istemiyorum
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na bağlı kadınlar kadın saat 19.00'da Zincirlikuyu'da, kaldırılan pankartın asılı olduğu binanın duvarı önünde toplandı. Ellerinde pankart ve dövizlerle bir süre slogan atan grup adına Fidan Ataselim açıklama yaptı.
Ataselim'in kadınlar adına yaptığı açıklama şöyle:
"Herkes görsün diye bir kadının ‘Ölmek İstemiyorum’ diyerek verdiği dev şikayet dilekçesini Zincirlikuyu'ya asmıştık. Kadınlar her gün şiddetle burun burunayken, bir kadının şikayet dilekçesine bile tahammül edemediler. Astığımız şikayet dilekçesini dün gece yarısı indirdiler. Bir günü bile dolmadan, orada asılı kalmasına tahammül edemediler. Tıpkı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kararını gece yarısı aldıkları gibi, dilekçeyi de gece yarısı indirdiler.
Bugün dilekçenin indirildiği panonun önündeydik. Siz o panoda ‘Ölmek İstemiyorum’ diye tek bir kadının verdiği dilekçeyi indirdiniz. Ama her gün yüzlerce kadının şiddetle, ölüm tehdidiyle yaşadığı gerçeğini nasıl hayatlarımızdan çıkaracaksınız? Kadınları da, kadınların mücadelesini de durduramayacaksınız. İndirdiğiniz dev şikayet dilekçesini, ülkenin dört bir yanındaki binalarda göreceksiniz. Daha indirdiğinizde, illerden ilçelerden duvarlarımız, panolarımız sizin diyerek paylaşımlar yapıldı.
Dev şikayet dilekçesi bir kadının ‘Ölmek İstemiyorum’ diyerek verdiği yaşam mücadelesidir. Dilekçelerde bütün kadınların yaşadığı gerçekler var. Biz bu dilekçeyi asarak, bu gerçekleri apaçık göstermek istedik. Tıpkı, Arzu Aygün’ün 9, Ayşe Tuba Arslan’ın 23, Nahide Opuz’un 36, Sevtap Şahin’in tam 60 kez resmi makamlara başvurduğu, koruma talep ettiği ya da şikayetçi olduğu; ama dikkate alınıp, korunmadıkları gerçeğini göstermek istediğimiz gibi. Hayatta kalabilmek, şiddetten uzak yaşamak için karakollarda, adliyelerde mücadele ettiğimiz gerçeğini göstermek istediğimiz gibi.
Ölmek istemiyorum diyen kadınların dilekçelerini görmezden gelenler, İstanbul Sözleşmesi'ni elimizden almaya çalışıyor. İstanbul Sözleşmesi'nden ve hiçbir hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesini de, kadınları da yaşatacağız. Eşit ve özgür yaşayacağız. Ne yaparsanız yapın sesimizi her yerden duyacaksınız. "
İstanbul sözleşmesi nedir?
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi (kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi), 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylanmıştır.
Türkiye, Sözleşme’yi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır. Türkiye, 20.03.2021 tarihinde gece yarısı 02.00'de İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çekildi.
|