Diyarbakır’da kurulan Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu, IŞİD’in kaçırdığı Ezidi kadın ve çocukların Gaziantep’te satışa çıkarıldığı iddiasıyla ilgili suç duyurusunda bulundu. Platform, hem bu işe karışan IŞİD üyelerinin, hem de önlemedikleri gerekçesiyle aralarında MİT’in olduğu, kolluk güçlerinin bulunup yargılanmasını istiyor.
Amerikaninsesi.com’dan Mahmut Bozarslan’ın haberine göre, bir Alman kanalının IŞİD’in kaçırdığı Ezidi kadın ve çocukları sanal sistemle satışa sunduğuna dair haberler yayınlayınca Diyarbakır’da bulunan Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu hareket geçti. Platform, olayla ilgili suç duyurusunda bulundu. Platform üyeleri Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmek üzere Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede, faillerin tespitinin ardından insan ticareti, hürriyeti tahdit, ‘Soykırım’, insanlığa karşı suçlar, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarından kamu davası açılmasını istedi. Dilekçede ayrıca bu olaylar basına yansımadan önce önleyici ve gerekli istihbarat çalışmasını yapmadığı gerekçesiyle MİT ve kolluk görevlileri hakkında da 'Görevi İhmal' ve 'Görevi Kötüye Kullanma' suçlarından adli soruşturma başlatılması talep edildi.
Platform üyelerinden Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, olayın hem Türkiye, hem uluslararası yasalara göre suç olduğunu söyledi. Baydemir, “Bu yaşananlar Türkiye’nin kendi yasal mevzuatlarına göre suç. Soykırım, insan ticareti, insan satma bunların tamamı insanlığa karşı işlenen suçlar ve TCK’da da tanımlanmış. Aynı zamanda Türkiye’nin imzaladığı uluslararası belgelerin de ihlali. Türkiye devletini istihbaratının son derece güçlü olduğunu düşünenlerdenim, teknik takiplerin son yıllarda teknolojik cihaz kullanılarak nasıl gerçekleştiğini bilenlerdenim. Bu istihbarat, bu devlet, önleyici kolluk tedbirleri uygulamaları gereken yerde, nasıl Gaziantep’teki bu olaydan haberdar olmaz, bu bizim ilgilendiğimiz bir konu. Adına IŞİD denen bu barbarlar ordusunun Ezidi kadınlara yönelik sistematik ihlaller ve suçlar. Bütün bunlar biliniyorken, sınır kenti Antep’te istihbarat bu olanlardan nasıl haberdar olmaz? Son derece girift bir mesele, IŞİD’in işlediği suçlarla, orada görevini yerine getirmeyen, önleyici hizmetlerde bulunmayan, istihbarat gerekli biçimde toplamayan ve kovuşturmayı başlatmayan kolluk, bu da bizim için önemli. Sonuç olarak bu bağlamda bir suç duyurusunda bulunduk” dedi.
Baydemir’e göre istenmesi halinde delil bulunabilir. Aracı kişinin kendisini gizlemeden konuştuğuna dikkat çeken Baydemir ”Bu ofis nerede? Parmak izleri alındı mı? Bu suç duyurusundan sonra kimlerin bilgisine başvuruldu? Ofis mülkleri mi kiracılar mı? Nasıl bir süreç işletilmiş? Bunları gören var mı? Biz diyoruz ki, IŞİD üyelerinin isimlerini bulup yargılayacaksın, tutuklayacaksın, aynı zaman Lahey’deki ceza mahkemeleri alanına giren bir suçtur. İkincisi Türkiye’de suçun önlenmesi göreviyle donatılmış kolluk görevlileri var yani polis bir suçun işlenmesi gerçekleşmeden önce onu önlemekle mükellef. MİT personeli ne kadar istihbarat vardı değerlendirmediler yoktu derlerse niye yoktu?” diye konuştu.
