DİĞER
"Dezenformasyonu teknik bir sorun olarak kodlayan internet tekelleri, startup camiası ve liberal akademisyenler bu sorunu ancak teknik bir çözümle ortadan kaldırabileceklerini iddia etmektedir. Dünya genelinde son on yılda yaygınlaşan ve sosyal medyada yayılan haber ve görüntüleri teyit etme işiyle ilgilenen fact-checking (doğruluk kontrolü) endüstrisi bu tekno-çözümcü zihnin bir çıktısıdır."
“Haber üreten yazılımlar, 2008 ekonomik krizinden en fazla etkilenen sektörlerin başında gelen medyada bir fırsat olarak görüldü. Gazetecilere kıyasla çok daha fazla haberi, çok daha ucuz ve hızlı bir şekilde üretebilen yazılımlar, insanların aksine hastalanmadan, şikâyet etmeden ve zam istemeden çalışabiliyordu. AP’nin bir yöneticisine göre yazılımlar aracılığıyla haber üretimi, gazetecilerin yaratıcı ve eleştirel bir faaliyet olarak gazeteciliğe daha fazla zaman ve enerji ayırmasını sağlayacaktı...”
"Yazara göre günümüz insanı gecikme cesaretini gösterdikçe kendi öznel zamanına sahip çıkabilir ve 'kendi zamansallığı içinde yaşayan bir özne' olma şansına erişebilir. Bugün derin düşünce ve kültür de ancak gecikmeyle var olabilir. İnsanın kendini gerçekleştirmesi sonu gelmeyen yatırımlarla ya da kişisel gelişim masallarıyla değil, bizzat gecikmeyle mümkündür."
"Teknolojik belirlenimcilik artık günümüzü geçmişteki olaylarla, kavramlarla, şablonlarla anlamanın imkânsız olduğunu, günümüzde olup bitenlerin geçmiştekilerle hiçbir bağının bulunmadığını, teknolojik gelişmelerin bu kopuşta temel katalizör olduğunu iddia ederken O’Shea günümüzü ve ilerisini anlamak için insanlığın tarihsel birikimine bakmamız gerektiğini söylüyor."
"Byung-Chul Han kitabında Çin’in bu taklit merakının izini ülkenin kültürel, teolojik ve felsefi tarihinde sürüyor. Ona göre, öncelikle Batı ile Çin taklitten aynı şeyi anlamıyor. Batı’nın özgün olana verdiği değer Çin’de bir karşılık bulmuyor."
"Ball'a göre teknoloji kodamanları kodlar, algoritmalar, yapay zekâlar falan derken karşısında kalakaldığımız ve onlara teslim olduğumuz bir distopyanın peşindeler. Buna karşılık Ball kendi misyonunu, bütün bu kurgunun arkasındaki sade işleyişi ortaya çıkartmak olarak özetliyor."
"Girişimci gazetecilik medya sektörünün her alanında kural haline getirilmeye çalışılan güvencesiz ve esnek çalışmayı sahiplenerek bunu bir avantaja çevirmeye çalışmaktadır. Ancak bu avantaj yatırım alanının ve hedef kitlenin sınırı nedeniyle çok az sayıda patron için olumlu, çok büyük sayıda güvencesiz çalışan içinse olumsuz bir sonuç doğuracaktır."
"Fuchs gibi Marksist araştırmacılara eleştiriler şu yöndeydi: Sosyal medya üretketicileri (prosumer), Marksist emek değer teorisi açısından değerlendirilemez. Bunun yerine, yaptıkları duygulanımsal üretimin ranta dönüştürülen ve reklamverenlere satılan bir müşterek alanı olarak görülmesi gerektiği dile getirildi. Burada bir tıkanma yaşanıyor. Sömürü var mı yok mu?"
"Bridle her şeyi kesin olarak bilebileceğimiz, bu bilgilerle dünyayı düzeltebileceğimiz ideali güçlendikçe, dünyanın daha da anlaşılmaz bir karmaşıklığa sürüklendiğini söylüyor. Bunu tersine çevirmenin yolu ise yeni teknolojilerin sol bir siyasetin etkisiyle ehlileştirilmesi değil, bütün sistemin şeffaflık ve kamu yararı ilkeleriyle yeniden düzenlenmesi ona göre."
"Jodi Dean’a göre internet, politik bir örgütlenme ve eyleme geçme alanı olarak elverişsizdir, siyasi tartışma ve eleştiri de sosyal medya mecralarında amacına ulaşamaz. Çünkü sosyal medyada sunulan bir eleştiri, genel olarak internetin yapısı göz önüne alındığında, bir eleştiri olarak algılanmaz; ancak mainstream akışa sürülmüş bir başka fikir olarak işlev görür. Eleştirinin içeriği değil, akışa olan niceliksel katkısı ön plana çıkar. İnternetin yapısı için önemli olan akışın –yavaşlamadan– devam etmesidir, bu nedenle hiçbir fikir akışa etki edemez. Mesajın değişim değeri, kullanım değerini aşar."
Groys’un geçtiğimiz haftalarda yayımlanan ve kültürde yeni kavramının işlevini araştıran bu yeni kitabı, tarihin sonunun da ilan edildiği bir dönemde, sanatta ve kuramda herhangi bir yeniliğin mümkün olamayacağı kabulüne karşı kaleme alınmış.
En çok kazanan yazarlar listesine İskender Pala, Sinan Yağmur, Mustafa Armağan’ın girmiş olması, ünlülerin Saray’ın hiçbir yemeğini kaçırmaması bu mücadelenin “kazanım”larıdır. Ancak yine de bunlar kültürel iktidar olmaya yetmiyor...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık