03 Şubat 2025 15:06
https://dai.ly/x9dgfvsT24 Video
6 Şubat depreminin ikinci yılında Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu’nu ortak bir bildiriyle hem taleplerini dile getirdi hem de tüm Türkiye’ye dayanışma çağrısı yaptı.
Depremden etkilenen şehirlerin tarihsel ve kültürel sürekliliğinin sağlanmadığını belirtilen bildiride depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen yüzde 85’i yıkılan Antakya-Defne'de, Samandağ’da, Kırıkhan’da, Hassa’da hiçbir şeyin olması gerektiği gibi yapılmadığının altı çizildi.
Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu ortak bildirilerinde 11 maddelik şu taleplerde bulundular:
1.Geleceğimizi belirleyen tüm konularda söz ve karar yetkisi istiyoruz. Tüm konuları tartışacağımız kamuya açık, şeffaf müzakere süreçleri ve
mekanizmaları oluşturulmalıdır. Ada ve sokak bazında hak sahipleri ve
yaşayanlarla müzakere muhatapları acilen belirlenmeli, duyurulmalıdır.
2. Her türlü ekolojik yıkım faaliyetinin durdurulmasını, tüm canlıların ve
doğanın haklarının düşünüldüğü, irdelendiği, korunduğu bir ekolojik
restorasyon programının oluşturulmasını talep ediyoruz.
3. Kamu otoritelerine güvenerek, onların onayıyla, onların kontrol
sorumluluğunda inşa edilmiş yapıları edindiğimiz için ev dahil tüm
kayıplarımızın bedelsiz karşılanmasını istiyoruz.4. Adalet arayan ailelerin davalarının hızla sonuçlanmasını depremde
yıkılan binalarda kontrol ve denetimleri yapmayan yetkililerin
cezalandırılmasını bekliyoruz.
5. Gündelik yaşamımızı cehenneme dönüştüren tüm sorunların çok kısa sürede düzeltilmesini istiyoruz. Yol, su, kanalizasyon, elektrik, iletişim altyapısı sıkıntılarının hala çözülmemiş olmasını kabul etmiyoruz. Kentsel erişim sorunlarının çözülmesini, toplu taşımın geliştirilmesini talep ediyoruz. Sağlık ve eğitim hizmetlerindeki mekan ve personel eksikliklerinin giderilerek kaliteli sağlık ve eğitim olanaklarının oluşturulmasını bekliyoruz.
6. Başta Antakya-Defne olmak üzere yıkılan şehirlerimizin müteahhit inisiyatif ve yararı tarafından değil, akıl, birikim ve mutabakatla özgün kimliği gözetilerek, yerel halkın bilgilendirilmesiyle onarılmasını talep ediyoruz.
7. Sadece insanlarımızı kaybetmedik. Sadece binalarımız yıkılmadı, şehrimizi de kaybettik. Her türlü iş olanağı, üretim de yıkıma uğradı. Kendi ayaklarımız üzerinde durma çabamızın desteklenmesini istiyoruz. Her sorun gibi yerel halkın nasıl istihdam edileceği, yerel ekonominin nasıl destekleneceği bölgede yaşayanlarla birlikte ele alınmalı. Tüm inşaat faaliyetlerinde yerel işgücüne, istihdam olanakları sağlanırken yerel esnafa öncelik tanınmalıdır.
8. Vadilerimizin, zeytinliklerimizin moloz deposuna dönüştürülmesini,
dağlarımızın taş ocakları ile delik deşik edilmesini, yaşam alanlarımıza
rastgele beton santrali kurulmasını kabul etmiyoruz. Tozsuz, havası temiz bir Antakya’nın, Samandağ’ın mümkün olduğunu biliyoruz ve istiyoruz.
9. Hem toplumsal, hem bireysel hafızamızın mekan izlerinin yok edilmesini, şehirlerimizin bir boş düzlem, bir boş arsa olarak ele alınmasını kabul etmiyoruz. Merkezde, ilçelerde ve mahallelerde her türlü mülksüzleştirmeyi reddediyoruz.
10. Antakya denince ilk akla gelen onun tarihi ve kültürel mirasıdır. Tarihi kent merkezinde yapılan uygulamalar, depremin verdiği zarardan daha çok tahripkar olmuştur. Antakya’nın ayağa kalkması bu alanların restorasyonuyla birlikte olacaktır. Ortak mirasımıza dair her türlü hoyratça müdahale durdurulmalıdır. Akıl, bilim, planlama ile duyarlı ve zamanı da iyi kullanan bir süreci kotarabilmeliyiz.
11. Antakya yüzlerce yıldır kadim halkların birlikte yaşamasıyla oluşturdukları ortak kültür ve sosyal doku ile bir dünya mirasıdır. Bu yapının hiçbir bileşenine zarar verilmesini, düşmanlaştırılmasını, direkt veya dolaylı uygulamalarla göçe zorlanmasını, mülksüzleştirilmesini asla kabul etmiyoruz. Azalmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.
Herkesten 6 Şubat depreminde kaybedilenlerin anılması ve taleplerin duyurulmasına yardımcı olmalarını isteyen Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu bildirilerinde “ Binlerce yapılacak işler listesinden bir iş seçin, yapmak istediğiniz işi ekleyin. Umudun toplumun kendisinde olduğunu, toplum olmanın zamanı olduğunu gösterelim” ifadelerini kullandılar.
© Tüm hakları saklıdır.