25 Aralık 2024

İçeriye taklit, dışarıya zehirli ürünler

Yeni bir yıla girmenin eşiğindeyiz ve yapılan denetimlerde ele geçirilen kaçak içkiler ve kaçak içki yapımı için hazırlanan hammaddelerin miktarı dahi, bu ülkede bazı şeylerin hiç değişmediğini gösteriyor

Avrupa komisyonunun gıdayla ilgili bildirimlerin yapıldığı veri tabanı RASFF göre, İsveç sınırında yapılan kontrolde Türkiye’den gelen Antep fıstıkları ve incirlerde Aflatoksin B1 tespit edilmiştir. Antep fıstıklarında izin verilen sınır 8 µg/kg – ppb. Analiz sonuçlarındaysa tespit edilen miktar 56,0 ± 18 µg/kg – ppb. Yani 7 katı. Aflatoksin de ise izin verilen limit 10 µg/kg – ppb ama test sonuçları 61,8 ± 20 µg/kg – ppb. Yaklaşık altı katı. Antep fıstıkları tehlikeli koduyla sınırdan geri gönderildi.

Tarım ve Orman Bakanlığına göre Aflatoksinler, kuvvetli zehir ve kanserojen maddeleridir. En zehir etkili olanı hem kanser hem de gen yapısını değiştirebilen Aflatoksin B1’dir. Son dönemlerde Türkiye’den gönderilen kuru incirlerde zehirli madde miktarının güvenli limitin 8 katı olduğu, Nar’daki ‘pestisit kokteylinin güvenli limitin 12 katı, domateslerdeki pestisitin 49 katı olduğuna ilişkin haberleri kısa bir arama ile rahatlıkla bulabilirsiniz.  

Buradaki kritik soru bu ürünlerin geri gönderildikten sonra iç pazara doğru yola çıkıp çıkmadığı kadar asıl üzerinde durmamız gereken konu, bizim yediklerimizde benzer kontrollerin yapılıp yapılmadığı meselesidir.

Tarım ve Orman Bakanlığının resmî sitesinde sağlığı tehlikeye düşürecek gıdalar bölümünde 175 kayıtlı ürün ve bu ürünleri üreten firmalara ait bilgiler yer alırken aynı sitede bir de taklit veya tağşiş yapılan gıdalar bölümü bulunmakta olup burada da 836 kayıtlı ürün ve bu ürünleri üreten firmalara ait bilgiler bulunmaktadır.

Son aylarda sürekli olarak gıda ürünlerinde yapılan suistimalleri ve yurt dışına ihraç ettiğimiz ürünlerde saptanan zehirli maddeler nedeniyle geri gönderilmelerine ilişkin haberleri görüyoruz. Her iki olayda da ülke insanının can güvenliğinin giderek azıya alındığı bir durumla karşı karşıya olduğumuz gerçeği, bir kez daha yüzümüze çarpıyor. İşin asıl endişe verici kısmı ise ne yazık ki söz konusu durumun gittikçe normalleşmeye başlamasıdır. Yani göz göre göre birileri inatla ve ısrarla para kazanma hırsları uğruna, geleceğimizi ateşe atacak uygulamaları hayata sokmayı sürdürüyor. Burada ülke dışına gönderdiğimiz ürünlerin söz konusu ülkelerde yapılan denetimler sonrasında geri gönderilmesi meselesinin varlığını da tartışmaya açmak durumundayız. İçerisi taklit ürünlerden geçilmiyor buna karşın dışarıya gönderilenlerde de normalin çok ama çok üzerinde zehirli kimyasallar mevcut. Bu noktada ülke insanının vicdan ve ahlak sınırlarını zorlayan bir anlayış içerisinde bambaşka bir ruh hali ile hareket etmeye başladığını belirtmek durumundayız.

Bile isteye gerçekleştirilen üretimler sonrasında kazanılan paralarla birlikte milyonlarca insanın sağlığına kasteden ahlaksızlar. Tüm bu yaşananlar karşısında sesi hiç ama hiç çıkmayan ülke insanımızı da bu noktada eleştirmek durumundayız çünkü bu yaşananların ideolojiyle, partiyle, iktidarla veyahut muhalefet ile bir ilgisi yok! Bu durum içinde yaşadığımız toplumun giderek bambaşka bir aşamaya doğru gitmekte olduğunun net bir göstergesi. Ahlaksızlığın, vicdansızlığın ete kemiğe büründüğü bir dönemden geçiyoruz ve ‘rezil olmama’ hali nedeniyle tüm bu olup bitenler, yapanların yanına kar olarak kalmaya devam ediyor. İktidarın da her seferinde şikâyet ettiği var olan ekonomik göstergelerin gündelik hayata yansıması sonrasında ortaya çıkan fırsatçıların içinde yaşadığımız toplumun parçaları olduğu gerçeğini göz ardı etmemek durumundayız. Buradaki ince nokta ise ne yazık ki yıllar içerisinde ülke insanımızın adım adım lafta ahlaklı olmayı yüceltip bu aşamada kimseye müdana etmezken tüm bu olup bitenlerin giderek daha da fazlalaşmasıdır. Kötülüğü çoğaltan ve bütün bunları yaparken tam aksi bir ruh hali içerisinde çoğu kez de tüm bu olup bitenleri din ve ahlak kisvesine büründürmekte herhangi bir beis görmeyen insan kitlesi de çoğalıyor.

Ülke içerisinde tükettiğimiz ürünlerdeki tağşişin açıklandığı listeler ve bazı ürünlerde yapılanlar gerçekten de bu kadar olmaz dedirtecek cinsten bir durumun yaşanmakta olduğunu gösteriyor. Öte yandan bunları yapanların aldıkları cezaların caydırıcılığının tartışılması hali bile durumumuzun ne kadar sıkıntılı bir şekle büründüğünü gözler önüne seriyor. Çünkü giderek artan tağşiş listeleri ve ürünler karşısında yapılan denetimler sonrasında sorun azalmıyor tam aksine her geçen gün biraz daha fazla can yakıcı bir hale dönüşüyor. Yeni bir yıla girmenin eşiğindeyiz ve yapılan denetimlerde ele geçirilen kaçak içkiler ve kaçak içki yapımı için hazırlanan hammaddelerin miktarı dahi, bu ülkede bazı şeylerin hiç değişmediğini gösteriyor.

Son olarak üzerinde durmamız gereken bir diğer noktanın ise içinde yaşadığımız kültürün yansımaları ile yakından bağlantılı olduğunu da unutmamız gerektiği gerçeğidir. Bu ülke insanının bedava ve ucuz mal alma sevdasının başına açabileceği işler konusunda en ufak bir öngörüsünün olmaması dikkat çekicidir. Tabii bununla bağlantılı olarak maruz kaldığı mağduriyetinin giderilmesi konusunda hakkını arama gibi-bilinci lafını kullanmayı bilerek tercih etmiyorum çünkü bu bilinç bir türlü oluş(a)madı- bir girişimi veyahut arzusu da bulunmamaktadır. İşin denetim ve uygulama boyutu da yine bu kültür ile yakından bağlantılı olup, içinde yaşadığımız siyasal yapının yine buna göre şekillendiği gerçeği ile ilişkilidir. Bir başka ifadeyle bu ülkenin siyasal dinamikleri de söz konusu bu anlayışın gelişip büyümesinin önünü kesmek yerine yaşananları zamana yaymak suretiyle yokmuş gibi davranmayı seçmektedir. Son olarak hatırlamayı değil unutmayı erdem olarak gören anlayışımız nedeniyle de kimsenin rezil olmadığı bir yaşantıyı hep birlikte olumlamayı tercih ediyoruz ve bu durumda olup bitenler hakkında eleştirmek, sorgulama yapmak yerine olan bitenleri kader adı verdiğimiz kavram üzerinden aklamayı tercih ediyoruz.

Ahmet Talimciler kimdir?

Ahmet Talimciler, 1970 yılında İzmir Karşıyaka'da dünyaya geldi. Karşıyaka spor kulübünün minik ve yıldız takımlarında, Tarişspor kulübünün genç takımında oynadı. 1988 yılında Ege Üniversitesi Coğrafya bölümüne kaydoldu ve iki yıl burada okuduktan sonra tekrar sınava girerek aynı üniversitede sosyoloji bölümünü kazandı. 

1994 yılında "Futbolun Toplumsal İşlevi" başlıklı lisans teziyle bölümden mezun oldu. Ardından Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde 1998 yılında Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi başlıklı yüksek lisans tezini, 2005 yılında da Türkiye'de Futbol ve İdeoloji İlişkisi başlıklı doktora tezini tamamladı. 

2001 yılında Milliyet Gazetesi Sosyal Bilimler ödülünü kazandı. 

1996 yılında Araştırma Görevlisi olarak başladığı Ege Üniversitesi Sosyoloji bölümünden 2019 yılında ayrılarak İzmir Bakırçay Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Uygulamalı Sosyoloji ana bilim dalına profesör kadrosuyla geçiş yaptı. Halen aynı üniversitede görev yapmayı sürdürmektedir.

Son yirmi yılda yerel ve ulusal düzeyde gazetelerde, internet sitelerinde yazmıştır. Mart 2016'dan bu yana T24'te başta spor ve gündelik hayata ilişkin olmak üzere gündeme ilişkin yazılar yazmaktadır. Karşıyaka Belediyesinin çıkartmakta olduğu Gazete Karşıyaka'nın yazarlarındandır.

Bir diğer önemli tutkusu ise radyo yayıncılığıdır, üç yıl boyunca TRT İzmir Kent Radyosunda Sporun Arka Planı programını hazırlayıp sunmuştur. Halen TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu Memleketim FM'de Spor Daima programına cuma günleri konuk olmayı sürdürmektedir. YouTube üzerinden yayınlanmakta olan Geek Futbol programının da yorumcularından birisidir. Evli ve spor tutkunu bir çocuğun babasıdır. 

Kitapları

- Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi (2003,2014, Bağlam Yayınları)

- Sporun Sosyolojisi Sosyolojinin Sporu (2010,2015, 2018, Bağlam Yayınları)

- Futbol Yazıları (2017, Bağlam Yayınları)

- Türkiye'de Futbol En Az Futboldur (2020, Spor Yayınevi ve Kitabevi)

- Saçmanın İktidarı (2021, Sakin Kitap)

- Beklentilerin Tersine Çıktığı Alan: Eğitim (2022, Sakin Kitap)

- İlkelerimizi Kim Yazacak? Cem Can Yazıları (Yayına Hazırlayan- 2012, Moss Spor)

- Fair Play Yemin İstemez (Yayına Hazırlayan- 2012, Moss Spor) 

- Şiddet, Şike ve Medya Kıskacında Futbol ve Taraftarlık (2015, Litera Türk Academia, Müge Demir ile)

- Football in Turkey (Editör- 2016, PL Academic Research)

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Herkesin haklı olduğu yer

İster futbolda isterse toplumsal hayatımızın diğer bütün alanlarında olup bitenler karşısında sağduyu denilen anlayışı hayata sokamadığımız müddetçe ortak bir zemini inşa edebilmemiz ve buradan sağlıklı bir toplumsal yaşamı başarabilmemiz mümkün olmayacaktır

Sonları beceremeyen ve bunu tartışamayanların ülkesi

İster futbolda ister siyaset dünyasında olsun sorgulanmayan, tartışılmayan ve sistematik bir hale dönüştürülmeyen hiçbir yapının mutluluk getirebilmesi de söz konusu değildir

Yine bir 10 Kasım

Resmi devlet ideolojisinin yarattığı ve katı kurallar içerisinde insani vasıflarından arındırdığı Mustafa Kemal Atatürk imgesinin yıkılmakta olduğunu buna karşın bu ülkenin insanlarının kalplerinde yaşattıkları Mustafa Kemal Atatürk imgesinin ise her geçen 10 Kasım ile biraz daha fazla büyüdüğünü bir kez daha yüksek sesle haykıralım

"
"